11.Bölüm

972 44 19
                                    


Keyifli okumalar!


🌺

Uyandığımda saat sabah dokuzdu. Ve yanımda kimse yoktu.

Yavaşça yataktan kalktım ve sessiz adımlarla banyoya doğru yürüdüm. Aynaya baktığımda gözlerim boynumdaki morluğa takıldı, gözlerim yavaş yavaş dolarken ağlamamaya çalıştım.

Sakin ol çilay.

Sakin ol.

Ağlama.

Sakın.

Yüzüme sahte bir tebessüm kondurarak

Musluğu açarak suyu soğuğa ayarladım ve avuç içime suyu alarak yüzüme çarptım. Bu beni rahatlattı.

Yüzümü yıkadıktan sonra musluğu kapattım ve bileğimdeki tokayı alarak saçlarımı tepeden topladım.

Banyonun kapısını açıp dışarıya çıktığımda karşımda Gencay'ı gördüm. Tam gözlerimin içine bakıyordu.

Niye öyle bakıyordu bana?

Kaşlarımı çattım, öğrenmiş miydi?

Derince yuktundum ve ondan kaçmak istercesine hızlıca yanından geçiyordum ki kolumu tutmasıyla durmak zorunda kaldım.

"Bana bak." Dediğinde gözlerimi gözlerine çevirdim. "Salona gidelim, hepsi orda." Diyip kolumu bırakmadan yürümeye başladı. Dolu gözlerimle onu takip ettim. Korkuyordum. Titreyen sesimle "Ne oldu ki?" Diye sorduğumda kolumu dahada sıktı fakat cevap vermedi.

Birlikte salona girdiğimizde herkesin koltukta oturduğunu gördüm, Gencay boş koltuğa otutturup yanıma geçti. Ben ise dolu gözlerimi Erman'a çevirdim. Bana güven vermek istercesine gözlerini yumup açtı. Ama sinirliydim, niye hemen söylemişti ki?

Gencay, Gökay, Ayberk ve Ali bey.

Hepsinin gözleri üzerimdeydi.

Şuan yerin dibine girmek istiyordum.

Aşırı utanıyordum.

Ya bana inanmazlarsa? Ne yapacaktım.

Erman biliyordu ama, o beni kurtarmıştı, yanında uyutmuştu.

Ali bey yerinden kalkarak yanıma doğru yürümeye başladı, Gerildim.

Tırnaklarımı avuç içime geçirip sadece olacakları bekledim.

Ali bey tam önümde çömeldi ve iki yandan yumruk olan ellerimi avuç içine alarak zorla avuç içimi serbest bıraktı. Dolu gözlerimi gözlerine çevirdiğimde gördüğüm şey beni şaşkına uğrattı.

Şefkatle, Sevgiyle bakıyordu bana, oysaki o gözlerinde Öfkeyi görmeyi bekliyordum.

Bilemiyorum belki öfkeye alışmıştım.

Titreyen elini kaldırdı ve gözümden düşen yaşı eliyle nazikçe sildi. "Kızım."

Boğazım düğümlendi. Konuşamadım.

"Hadi bana herşeyi baştan anlat güzelim, dün neler oldu kızım?" Dediğinde dolu gözlerimi kırpıştırdım. Gözlerimi diğerlerine çevirdiğimde bizi izlediklerini gördüm. Gözlerimi tekrar Ali bey'e çevirdiğimde bana beklentiyle baktığını gördüm.

Ağzımı araladım "Biz.. Yani ben.."

Ali bey başını salladı devam et dercesine.

"Biz kılıçla bir süredir konuşuyorduk. Yani ben ondan hoşlanıyordum oda benden hoşlandığını söylemişti bende ona gece odama gelmesini söyledim. Tek istediğim konuşmaktı kötü bir niyetim yoktu benim." Gözümden akan yaşı sildim ve titreyen sesimle konustum. "Gülerek girdi içeriye mutluydum ben konuşacağız sandım birden üzerime doğru yürüdü..." Devamını getirmeye zorlandım. Biraz bekledim. Sakinleşmeye çalıştım.

Titreyen dudaklarımı araladım. "Bana yaklaşmaya devam etti, uzak durmasını söyledim ama dinlemedi. Birden beni öptü, ne olduğunu anlayamadım. İstemedim itmeye çalıştım ama olmadı, çığlık atmaya çalıştım ama izin vermedi. Beni öpmeye devam etti hiç birşey yapamadım."

Kan çanağına dönmüş gözlerimi Erman'a çevirdim. "Sonra odama Erman geldi beni ondan kurtardı. Onu dövdü. Tüm gece benim yanımda oldu." Diyip sözlerimi bitirdim. Ve daha fazla dayanamayarak ellerimle yüzümü kapattım ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Birinin yanıma oturduğunu hissettim, o kişi beni kollarına aldığında bunun Ali bey olduğunu anladım. Saçlarımı okşadı.

Ağlamaya devam ettim.

Ali bey beni kollarından ayırarak yüzümü avuçlarının arasına aldı, gözlerimi gözlerine çevirdiğimde dolu gözleriyle karşılaştım.

"O hakettiğini alacak merak etme meleğim, korkma artık sana kimse birşey yapamaz baban var yanında, Abilerin var ikizin var. Biz senin daima yanındayız bunu unutma. İlk karşılaşmamız kötü olabilir ama bundan sonra herşey güzel olacak birtanem." Diyip yanağıma bir öpücük kondurdu ve yerinden kalkarak hızlı adımlarla salon çıkışına doğru yürümeye başladı. Ayberk yanıma gelerek başımın üzerine bir öpücük kondurdu ve Baba'mın peşinden gitti.

Gencay hızlıca bana sarıldığında şaşırdım. Ama umursamadan kollarımı beline doladım ve başımı boynuna gömdüm. Bir kaç dakika öyle kaldıktan sonra geriye çekildi ve bana bir tebessüm yolladı.

Gökay'ı gördüm, tekerlekli sandalyesiyle bana gelmeye çalışıyordu. Dolu gözlerimi dahada doldu. Hızlıca yerimden kalkarak Gökay'a doğru yürüdüm ve beklemeden ona sarıldım. Güzel kokusunu içime çektim ve başımı boynuna gömdüm. Gökay kollarını belime doladı ve yanağıma bir öpücük kondurdu.

Dolu gözlerimle tebessüm ettim, daha düne kadar günümüzü birbirimize laf atarak geçirdiğim abilerimle şuan ne haldeyim?

Gökay'ın şakağına bir öpücük kondurdum. O sıra Erman'ın bize doğdu yaklaştığını gördüm. "Gökay dur abiciğim seni koltuğa alalım." Gökay başını salladı, bende yavaşça geriye çekildim.

Erman Gökay'ı kucağına alarak koltuğun orasına oturttu ve geri çekilmeden öne saçlarına bir öpücük kondurdu. Hızlıca Gökay'ın yanına oturdum ve başımı omzuna yasladım. Gökay'da başını benim başımın üzerine koydu. Erman boş olan yanıma geçti ve boş olan omzuma başını yasladı. Gencay'da oturduğu koltuktan kalktı ve Gökay'ın yanına oturarak boş olan omzuna başını yasladı.

Yüzümde buruk bir tebessüm vardı. 14 yıl sonra onlarla ilk defa bu kadar samimiydim. Bunun için mutluydum ve ben bundan sonra herşeyin dahada. Güzelleşeceğine emindim.

🌺


Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bölüme oy vermeyi unutmayın lütfen.

Sonraki bölümde görüşmek üzere!

Kırık Kalpler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin