8.Bölüm

1.2K 60 45
                                    

Günler sonra yine ben geldim!

İyi okumalar!


🌺

Şuan hepimiz salonda oturmuş heyecanla Gökay'ı bekliyorduk, Bugün eve gelecekti. Gökay'dan daha dün haberim olmuştu ve onu tanımamama rağmen çok heyecanlı ve mutluydum.

Ve yeni öğrendim, Gökay'ında özel koruması varmış hatta adı Azat'mış. Muthemelen özel koruması olduğu için oda Gökay ile beraber yurt dışındaydı ve şimdi birlikte geri dönüyorlardı.

"Çocuklar." Ali Bey'in heyecanlı çıkan sesiyle hepimiz ona döndük. Ali bey bizim onu dinlediğimizden emin olduktan sonra konuşmaya devam etti, "Kardeşiniz birazdan burda olur, geldiğinde lütfen onu darlamayın. Tamam özlediniz onu ama hareketlerinize dikkat edin olur mu?" hepimiz sessizce başımızı salladık. Ali bey bana dönerek tekrar konuşmaya başladı "İkizinle tanışacaksın ne hissediyorsun?"

Ne diyeceğimi bilemedim, İkizimle tanışacaktım hemde 17yıl sonra. Küçükken annem beni burdan götürdüğünde kaç yaşındaydım bilmiyorum ama Gökay'ı hiç hatırlamıyorum. Muhtemelen daha çok küçükken annem beni götürmüştü burdan çünkü diğerlerinle olan anılarımı bile hatırlamıyordum.

Derin bir nefes aldım ve Ali Bey'in sorusunu yanıtsız bırakmamak için konuştum. "Açıkçası pek birşey hissetmiyorum çünkü onu tanımıyorum sadece biraz heyecanlıyım ve gerginim."

Ali bey anlayışla gülümsedi ve başını salladı. "Geldiğinde güzelce tanışırsınız" dediğinde sadece başımı salladım. Önyargılı yaklaşmazsa tabikide güzelce tanışırdık.

"Of nerde kaldılar ya!" Gencay'ın sabırsız çıkan sesine Ali bey gülerek cevap verdi. "Oğlum sabret gelirler şimdi." Gencay sadece başını sallayarak önüne döndü, Erman ve Ayberk ise sessizce oturmuş Gökay'ı bekliyorlardı.

Birkaç dakika sonra çalan zille herkes heyecanla yerinden kalktı.

"BABA GELDİ!" Gencay bağırarak kapıya doğru koşturduğunda Erman'da peşinden koştu. Ali bey "durun oğlum düşeceksiniz şimdi" dediğinde komiğime gitti. Sanki oğulları küçük bir çocukmuş gibi konusuyordu.

Bizde kapıya doğru yürüdüğümüzde Gencay'ın ağlayarak tekerlekli sandalyedeki çocuğa sarıldığını gördüm.

Gencay ağlayarak "Kardeşim çok özledim seni." Diyip duruyordu. Tekerlekli sandalyedeki çocuk yani Gökay'da ağlayarak kollarını Gencay'ın boynuna dolamıştı. Bu benim gözlerimin dolmasına sebep oldu. Her ne kadar Gencay'ı sevmesemde şuan ikisi çok tatlıydı.

Ali bey "Oğlum." Diyerek Gökay'ın yanına yürüdü ve Gencay'ın kolundan tutup onu yana ittirdi ve sıkıca oğluna sarıldı.
"Çok özledim seni Baba." Gökay'ın ağlayarak kurduğu cümleyle gözümden akan yaşa engel olamadım.

"Bende çok özledim seni Canımın içi." Ali Bey'in boğuk sesini duymamla ağladığını anlamış oldum.

Ali bey oğulun saçlarını öpüp geriye çekildi, çekilir çekilmez Erman hızlıca Gökay'a sarıldı ve konuştu "çok özledim seni kardeşim." Gökay kollarını Erman'a daha çok doladı ve "bende sizi çok özledim abi" dedi.

Erman yavaşça kardeşinden ayrıldı ve geriye çekildi. O sırada sona kalan Ayberk yavaşça Gökay'a yürümeye başladı. Önüne çömelerek oturdu ve kardeşinin ellerini tutarak tek tek öptü "Sonunda geldin, çok özlettin kendini" dedi. Gökay gülümseyerek abisine baktı "beni bu kadar sevdiğinizi bilmiyordum". Ayberk güldü ve konuştu. "Seni çok seviyoruz bunu biliyorsun". Gökay gülerek başını salladı.

Kırık Kalpler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin