12.Bölüm

924 42 18
                                    

İyi okumalar!

🌺

1 ay sonra

Olanlardan sonra bir ay geçmişti aradan. Bu sürede çok şey değişmişti. Artık Babamla ve Abilerimle çok yakındım. Çok mutluyduk.

Damla hanım çocuklarıyla bu eve taşınmıştı. Bizim ev hem büyüktü hemde babam onlara buraya gelmelerini söylemişti. Onlarda kabul etmişti.

Olgay ile aslında bazen iyi bazen kötüydük, yani umursamıyorduk birbirimizi ama bazen büyük kavga ediyorduk.

Murat abi hala biraz uzak duruyordu bize ama yinede bizi sevdiğini biliyordum.

Sevda ise duygusuzdu. Sürekli tersliyordu bizi, Babamı. Ama Sevdayı anlıyordum, oda benim gibi babasına düşkün bir çocuktu ve babasını özlüyordu.

Onların babası yani Vedat bey karısı Damla hanımı aldatmıştı, şimdi karısı ve çocuğu ile mutluydu. Yani öyle görünüyordu. Ama yinede Kendi çocuklarıyla arada görüştüğünü duymuştum, bu olanlara rağmen Sevdanın hala babasını sevmesi tuhaf geliyordu. Ama beni ilgilendirmezdi.

Damla hanım'a karşı nötr'um, Onu ilk tanıdığımda iyi bir kadına benziyordu ama emin değildim, Babamın yanında bize iyidi ama babam yokken sürekli bana ve abilerime soğuk davranıyordu.

Bende biraz değişmiştim. Zaten bunu çevremdeki herkes söylüyordu. Mesela eskisi kadar çok gülmüyordum, şakalar yapmıyordum, eğlencesine insanlara yavşamıyordum. Bu olanlardan ders çıkarmıştım.

Eski Arkadaşım Elif'e herşeyi anlattığımda bana tam şunu söylemişti. "Kanka abartıyorsun bence, alt tarafı seni öptü. Ne gerek var hayata küsmeye, Hayatını devam yaşa. olup gitti işte." Bunu söylediğinde hayatımın şokunu yaşamıştım, bir insan tacizi nasıl basitleştire biliyordu? Zaten bunu söylediğinde büyük bir kavga etmiş, üstüne onunla arkadaşlığımı bitirmiştim.

Olanları düşünmek tekrar moralimi bozduğu için düşüncelerimden kurtulmak adına odamdan çıktım ve merdivenleri inmeye başladım.

Salona girdiğimde koltukta gülüşerek konuşan Babamı ve Damla hanımı gördüm. Diğer koltuklarda Olgay ve Sevda oturuyordu. Ayberk abim ve Murat galiba işteydi. Erman koşuya çıkmıştı, Gencay ise Arkadaşlarıyla basketbol oynamaya gitmişti ve yanına Gökay'ı da götürmüştü. Bana gelmek istediğimi sorduklarında reddetmiştim.

Babam beni gördüğünde yerinden kalktı ve yanıma yürüdü, "Günaydın güzel kızım." Diyip alnıma bir öpücük kondurdu. Tebessüm ederek babama sokuldum, "Günaydın babacığım." Diyip babamın yanağına bir öpücük kondurdum. Babam gülerek kolunu omzuma attı ve beni koltuğa yürüttü.

Koltuğa oturduğumda babam yanıma geçti ve başımı göğsüne yatırdı.

Damla hanım bacak bacak üzerine atarak kollarını göğsünde topladı, "Günaydın Çilaycım." Gülümseyerek, "Günaydın Damla hanım."  Damla hanım Sevdaya dönerek onunla sohbet etmeye başladı. Olgay ise telefon bakıyordu.

Babam saçlarımı okşamaya başladı, "Herşey yolunda mı kızım?" Başımı salladım, "Yolunda Baba." Babam sıkıntılı bir nefes verdi, "Kâbus görüp duruyorsun, olanları daha unutamadın biliyorum bebeğim, Psikoloğa gitsen iyi olmaz mı?" Başımı kararlıkla iki yana salladım. Oraya gitmek istemiyordum.

"İstemiyorum baba." Babam Yanağımı okşadı, "Kızım kriz geçirip duruyorsun sürekli, beni endişelendiriyorsun." Başımı kaldırdım ve gözlerimi Babama çevirdim. "Krizleri öylesine geçirmiyorum, bazen kabus gördüğümde oluyor birde tanımadığım bir erkek bana yaklaştığında, bunun içinde zaten ilaç alıyorum." Babam başını salladı ve saçlarımı öptü. "Tamam kızım, nasıl istersen öyle olsun."

Kırık Kalpler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin