BÖLÜM 16 (FİNAL)

61 5 4
                                    


                                           

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                           

"Bir savaş bir adımla başlar, bir yeminse devrimle sonlanır. Küçük sevgilim, bekle; yarattığın canavar geliyor."


"Sıradaki oyununuz, küçük şeytanlarım. Bu evrenden ilk çıkan kazanır. Öl ya da öldür!"

13 numaralı kırmızı kapı, şeytanımın evi!

Bu odadan çıkarsam oyunun galibi ben olacaktım.

Şeytanın sunduğu tüm oyunlarını ve bilmecelerini aklımı, zekamı ve olmayan yetenek kabiliyetimi kullanmış; 12 numaralı kırmızı odaya kadar gelmiştim. Son oyun, son ölüm bu odaydı. Şeytan sabırsızdı. Bizim için çevirdiği kan saati son damlalarını akıtıyordu.

Öl ya da öldür diyordu.

Birazdan tekrar kendini belli edecek onun isteklerini yapmam için kulaklarıma fısıldayacaktı. Onu dinlememek sesini sonsuza kadar duymamak için her şeyi yapmaya hazırdım.

"Ölümden kaçmak istiyorsan öldür, Rose?" diye fısıltısı kulaklarımın arkasını okşuyordu. Sesinin ruhunu hissedebiliyordum. O, her defasında istediğini yapmam için ruhuma can çekiştirerek etrafımda çember oluşturuyor ve sesi bir pençe boynumu yırtıyordu. Kelimeleri, sözleri kollarımı zincir gibi bağlarken kahkahası kalbimi kristalleştiriyordu. Şeytan bana itaat et diyordu.

Daha çok beklerdi.

Zar zor başımı hareket ettirip elimdeki bıçağa baktım. Son oyunu ben bulmuştum. Tanrım! Onun bulması için çabalamıştım. Şeytan sözleriyle beni manipüle etmeye çalışsa da pes etmiş, oynamamıştım. Gözlerimi yumup bu andan kendimi uzaklaştırmıştım. Buraya gelmeden önceki son anıma gitmiştim. Eskimiş mutfağımızda annemle birlikte son kez yediğimiz Cannoli'yi düşünmüştüm. Sırf son oyunu o kazansın diye.

Bulamamıştı!

"B-beni öldürecek misin?" diye kekeleyerek konuşması beni bulunduğum ortama geri attı. Saniyeler önce yaşadığım gerçek olamayacak ama kahretsin ki gerçek olan zamana geri döndüm. Onu öldürecek miydim? Şeytan öldür diye tekrarlarken onu tekrar dinleyip öldürecek miydim?

Şeytanı efendim olarak kabul mu edecektim?

"B-bilmiyorum!" diyerek elimde sımsıkı tuttuğum bıçağa baktım. Öldür onu Rose! Keskin ve şimdilik temiz olan ucunda kendi yansımamı gördüm. Doğduğum günden beri nefret ettiğim siyahların arasında yerini alan gözümdeki kızıllarım bıçağın ucunda parıldıyordu. Yoksa bu gözler şeytanın bir silüeti mi? Beni yavaştan ele geçiriyordu. Kendi yansımam gitti ve onun şeytani gülümsemesini gördüm.

Yapacağımdan emindi!

"Bilmiyorsun...ama onu bulduğundan beri elinden hiç bırakmıyorsun, Rose?" kısık sesini duyunca dudaklarımı birbirine bastırarak ona baktım. Bıçağı bulduğumdan beri aynı pozisyonda duruyordu. Duvarın dibine çökmüş, kollarını bacaklarına sarmış ürkekçe bana bakıyordu. Korkuyordu! Bende korkuyordum. Onu öldürmekten değil Şeytana itaat edeceğim için korkuyordum. Onun bir parçası olmak istemiyordum.

BUL YA DA ÖLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin