BÖLÜM 4

218 9 16
                                    

"Farkındalık her zaman bir gayedir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Farkındalık her zaman bir gayedir. Ben farkındaydım, savaşacağımı biliyordum. Onlarsa korkuyor, öleceklerini biliyorlardı."

Halsey - Control


Şeytanın ve bu oyunun nihai amacını anladığımda içi yanan burnumdan derin bir nefes aldım, ciğerlerime yolladığım havanın zehirden bir farkı yoktu, organlarımı sıkıştırarak nefesimi dışarıya vermememi sağladı. Vücudumdaki her bir ağrı beynime nüfus ederken aklımı ve düşüncelerimi karman çorman ediyordu.

Büyük bir boka basmıştık

Koridorda kimseden ses çıkmıyordu. Zavallı Berry'den de son otuz saniyedir ses yoktu. Onu öldürmüştü zaten bizde yerimizden hareket edip o merdivenlerin yanına gidemiyorduk.

Korkuyor muyduk? Tanrım hayır; asıl bundan sonra olacaklar için korkuyorduk, yukarı katta, odaların içinde ölümün olduğunu artık biliyorduk.

İşin trajedi olayı Berry'nin nasıl öldüğüydü. Çığlıkları, bağrışı insanın tüylerini ürpertiyordu.

"Jeremy nereye gidiyorsun?" Millie'nin kısık sesi koridorda yankılandı. Merdivenlerin basamaklarına bakmaya devam ederken gözüme Jeremy'nin temkinli adımları takılınca yönümü komple ona çevirdim. Yavaş adımlarıyla merdivenlere geldi elini büyük topuza koyup basını yukarıya doğru kaldırdı. Ama, adımını asla basamağa koymadı.

Ürküyor muydu?

Kim ürkmez Rose!

"Berry'e bakmamız lazım!" dedi kısık sesiyle, yukarıya bakmaya devam ederken. "Ona yardım etmeliyiz!" Yardımdan kastı ne oluyordu bu adamın! Yanına gidip; şeytana bizi de mi öldürün diyecektik, yoksa Berry'nin cesediyle peder Leo sayesinde gömüp yakacak mıydık?

Kadın...basbayağı...yukarıda...ÖLDÜ!

Yanımdan hareketlilik hissettiğimde yan gözlerle baktım. Victor, Jeremy'nin yanına gitti ama adımlarını durdurmadan merdivenlerden çıktı. Bir saniye bile düşünmeden, Jeremy gibi aynı yerinde, dakikalarca yukarıya anlamsız şekilde bakmadan.

"Hey... Hey, Victor!" diye kısık sesiyle Victor'un arkasından bağırdı Jeremy. Victor rahat ama temkinli adımlarıyla dönemeçli basamaklara ulaştığında, gözden kayboldu. "Tanrı aşkına!" diye dişlerinin arasından tıslayan Jeremy, Victor'un arkasından merdivenleri ikişer ikişer çıkarak gözden kayboldu.

Beklemenin bir işe yaramadığını idrak ettiğimde ve üst kattaki durumu çözmek için öne doğru bir adım attığımda yanıma koridorun ucundan koşarak gelen Perla kolumu tuttu. Koluma mengene gibi yapışan parmaklarının titreyişini iliklerime kadar hissediyordum. Eğer biraz daha böyle sıkmaya devam ederse bende kol diye bir şey kalmayacaktı. Canımın içi beyaz bebek kolum morarma yolunda ilerliyordu. Kolumu kendisine doğru çekip göğsüne yapıştırdı. "R-rose ne olur g-gitme" dedi kısık ama titreyen sesiyle. Sivri tırnaklarının uçlarını etimin içine gömerken "Nolur gidelim buradan!" diyerek ikna sözcüklerini ekledi.

BUL YA DA ÖLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin