BÖLÜM 2

240 9 4
                                    

BU HİKAYEDE GÖRECEĞİNİZ TÜM RESİMLERİ KENDİM YAPIYORUM. NASIL HİKAYEDE EMEK VARSA RESİMLERDE DE VARDIR! 

KEYİFLİ OKUMALAR DİLERİM..

O gece Perla'ların evinde yatıya kalmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O gece Perla'ların evinde yatıya kalmıştım.

Hem seçilmenin heyecanını birbirimizle paylaşıp kutlama yaparken hem de dışardaki küçük kıyametten dolayı bir yere çıkamayacağımdan kalmaya karar vermiştim. Hata etmişim! Perla'nın çenesi sayesinde içimdeki sevinç bavulunu toplayıp gitmişti. Kadın bende biraz olsun heyecan bırakmamıştı. Bir ara onu yastıkla boğmayı bile düşünmüştüm. Vazgeçmemin tek sebebi odamda durmasıydı. Tanrım, onun odasında olsaydık eğer bu fikrimden asla vazgeçmezdim. Uykusu gelene kadar susmamış, gün doğana kadar odada sevinç naraları atmıştı. Saatlerce ama saatlerce aynı şeyleri tekrarlayıp durmuştu.

Hep yan yana olacağımıza söz ver, Rose!

Sakın beni satma, Rose!

Aklımızı zekamızı kimselerle paylaşmıyoruz, Rose!

Aklını ve zekanı demek istemişti ama ben bozmamıştım.

Malikanede birbirimizden asla kopmayacağımıza, oyunun sonuna kadar asla birbirimizi o odalardan birinde bırakmayacağımıza dair binlerce kez yemin etmiştik. Elimde olsa ilk odada onu eleyeceğimden haberi olmasa da! Tanrım bu kız beni çenesiyle mahvediyordu. Bir zamandan sonra Perla, olayın sapından çıkmış kasabanın gelecek felaketlerinden bahsedip düşünmeye başlamıştı. Kasabanın canı cehennemeydi. Hiçbiri umurumda değildi!

Elimde olsa hiç düşünmez içindekilerle birlikte kasabayı ateşe verirdim. Karşılarında Tyler'ın küçük mavi sandalyesini çeker üzerinde keyif kahvesi içerdim.

Ah, şartlar!

Açık ve net hepsinden nefret ediyordum! Ben onları ve önümüzdeki ayın cadılar bayramını -perla'nın aksine- umursamıyordum. O haftalar yağmur, kar yağmasın diye kendi yarattığı tanrılara sayısız kez yemin ve dileklerini yollarken ben sayısız kez küfürlerimi iletiyordum. İçimden! Eğer tanrılar bir kez bile beni dinleseler buraya kıyametlerini yollarlardı.

En sonda çenesine dayanamamış beynimle onun iletişimini koparmıştım. Malikane oyununu düşünmüştüm. O oyunda nasıl bir strateji uygulayıp hangi yol üzerinden gitmem gerektiğini kademe kademe düşünüp kendimle tartışmıştım.

Ama sanırım bu pek işe yaramamıştı. Ne tarz oyunlar olacağı hakkında en ufak bir fikrim olmadığından stratejiler de duman olup gittiler.

Ben sadece şunu biliyordum. Bu oyunda tek olduğumu.

Benim bir yardımcım yoktu. Perla'nın olsa da. Canımız biricik dostumuz Perla...salaktı!

Bana güvenerek oraya girdiğini ikimizde biliyorduk. O odalarda sabaha kadar uğraşsa da tek başına bulmacaları asla çözemezdi. Ben, onu kendimden iyi tanıyordum. Geveze, süslü, güzel ve varlıklıydı ama salaktı. Parası olduğu halde neden para peşine düştü diye sorulursa buna zevk doyurma derdim. 

BUL YA DA ÖLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin