BÖLÜM 7

66 8 0
                                    


"Ölümün kokusu artık çevremde sarılıydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ölümün kokusu artık çevremde sarılıydı. Ondan asla kutulayamayacağımı bana hissettiriyordu, savaşın hep var olduğunu o zaten biliyordu. Bense artık emindim. Savaş ve ölüm artık bir dosttu."

Rvuelle - War of hearts

Demir küçük anahtarı, kırık biblonun içinden çıkardığımdan beri ortam panik havasındaydı. Aleyhimize akan zamanı daha fazla riske atmamak için bir plan bile yapmadan odalarımıza çıkıp çantalarımızı almıştık.

Omuzlarımızda asılı olan çantalarda ölülerinki de dahildi.

Cesetleri elimizde yoktu, bizde ıkına ıkına çantaları almayı daha uygun bulmuştuk. Anahtarı, O lanet sinir bozucu demir yığının deliğine sokup çevirdiğimizde kapı hiç zorlanmadan açılmıştı. Malikanede veya bahçede şeytanın sesi duyulmamıştı. İç sesim beni heveslendiriyor olacak ki şeytanın bizi bıraktığını dair beni ikna etmeye çalışıyordu.

Ben daha ikna olma aşamasındaydım... önümde yürüyen asalaklarsa gerçekten ikna olmuşlardı. Çantamın kayışlarına daha sıkı kavradım. Sert rüzgâr suratıma tokat etkisi yarattıkça yüzüme sayısız iğne uçları hissetmem sinirlerimi daha çok bozuyordu. Tanrım eğer bir bok olacaksa lütfen hemen şimdi olsun.

Yorulmuştum.

Bu yorgunluğum mental olarak değildi, ben gerçekten şu an yorulmuştum. Demir kapıdan çıktıktan sonra buraya geldiğimiz gün, bizi bırakan arabaların durduğu tarafa dönmüş otoyolun üzerinde tek sıra halinde yürüyorduk.

Amacımız bir araba bulmaktı. Ama bu lanet yerde kargaların, asla durmayan ve susmayan rüzgârın ıslık sesi ve bizim nefes alışverişlerimizin dışında başka ses yoktu.

Leo'nun duaları dışında.

"Baba, oğul ve kutsal kitap adına. Kutsal tanrı, kutsal kudretli yüce İsa bizlere merhamet eyle! Ruhlarımızın bu bedende kalmasında bize yardımdı ol." orta sırada olan Leo her zamanki gibi haç işaretine sarılmış dualar ederek yürürken etrafına da korkuyla bakmayı ihmal etmiyordu. Tanrılar aşkına adamın tam arkasında Tylor vardı ve kendisi tanrılara takık biriydi. "Ey babamız. Her yerde bizleri gören, tüm merhametini üzerimizden esirgemeyen ve tüm nimetlerini koşulsuz şartsız önümüze sunan Yüce İsa, gör ve koru bizi, ölümden ve şeytandan kurtar."

Tahminen bir saat yürüdüğümüz yolda Leo'ya susması ve edecek dualarını içinden söylemesini binlerce kez uyaran Tylor artık Leo'yu kendi haline bırakmıştı. Hızlı adımlarını biraz daha artırıp Leo'nun önüne geçiyor, Leo dua etmeye başladığında geri arkasından yürüyordu. Bıkkınlığı yüzünden okunuyordu. Bense yürümüyordum ayaklarımı sürüklüyordum. Tanrım lanet bir oyundan çıkmıştım ve daha nefeslerimi düzeltmeden kendimi başka bir eğlenceye atmıştım.

BUL YA DA ÖLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin