8.Bölüm: Yol

249 15 4
                                    


Meğer çaresizliklerin en korkuncu, çaresizlikleri olduğu gibi kabullenmekmiş! Bütün yolların çıkar yol olmadığını öğrenmekmiş!
|Ümit Yaşar Oğuzcan|
🍃🍃🍃

Cüneyd'den

Sessizce yolculuk ederken Zeynep'i nereye bırakacağımı bilememiştim. Ona sorsam çok üzülürdü bu soruya. Dergaha gitsek babasının görse daha çok nefret ederdi her şeyden benden.. Zaten çok zor yerden dönüp gelmişti.

Annesinin yanına götürmek belki iyi gelirdi ona. O an Levent beyi arayıp haber vermeyi düşündüm. Usulca telefonunu koyduğum yere elimi uzattığımda Zeynep birden sıçrayarak uyanmış elimi kavramıştı o şaşkınlıkla.

Bir an başımın döndüğünü hissettim. Elindeki o sıcaklık hissi bütün bedenimi sarmıştı. Evimizde gördüğüm kabustan sonra ben elinden tutmuştum.

"Bırakma beni Zeynep "

Şimdiki durum hem farklı hem aynı hislerdi. O da bir an ne yaptığını şaşırmış olacak ki hemen çekmiştik elimizi.

"Levent.. Levent beyi arayacaktım" başını sallayarak onaylamıştı telefonu uzatmıştı elime. Telefonu tuşlayıp Zeynep'i bulduğumu anlatmıştım.

"Meryem hanımı görebilir miyiz doktor"

"Şu an mümkün değil gibi Cüneyd ben yine de izin almaya çalışacağım en yakın sürede haber veririm size. Zeynep'i de bize bırak biz ilgileniriz onunla."

Telefonu kapattıktan sonra usulca Zeynep'e baktım. Zeynep hala iyi gözükmüyordu. Nasıl toparlayacaktım ki onu zamana ihtiyacımız vardı ikimizinde.

Belki de buralardan uzaklaşması onun hayrına olurdu. Yeterki o özgür olsun. Yaşadığını hissetsin tüm kötülüklerden uzak olsun. Bu konuyu da Levent hoca ile konuşmam gerekti ama Meryem hanım da vardı işin içerisinde hayatımız kör düğüm gibi çözülmesi çok zor görünüyordu.

***************

Zeynep'ten

Arabaya bindiğimizden beri olan sessizliğin zıttı olarak beynim o kadar gürültüydü ki.. Her yerim sancıyordu sanki. Ne düşüneceğimi ne yapacağımı şaşırmış sudan karaya vurmuş balık gibi nefes alamıyordum. Her şey çok ağır geliyordu.

Daha az önce hayatımdan vazgeçme eşiğindeyken hayata dönmem ile cevabını bulduğum tüm sorular tekrar serbest kalmıştı.

Şimdi "Ne yapacaktım ben" bu hayata tekrar nasıl başlayacaktım yine koca bir bilinmezliğe düşmüştüm. Ben kalktım dedikçe düşüren bu hayata da söyleyeceğim çok şey vardı.

Ama Allah'ın verdiği bu cana kıyma düşüncesi çok günahtı yanlıştı biliyorum. Rabbim affetsin beni. Arkamda bıraktığın insanları hiçe saymak da çok zordu ama böyle de nasıl devam ederdim hiç bilmiyorum.

Uykumdan sıçrayarak uyandığımda istemsiz Cüneyd 'in yaklaşan elinden tutmuştum. Bi yere tutunma isteğimden kaynaklanmıştı. Hem uyanıkken hem uykumda gördüğüm kabuslar bırakmıyordu ki yakamı!

Cüneyd'in vereceği tepkiden de çok korkmuştum. Ya travması tetiklenirse diye ama o sadece şaşırmıştı hiç tepki vermemişti. Anlık içimde hissettiğim heyecan kıpırtıları...

Cüneyd artık iyileşmeye bir adım daha mı yakındı ?O kadar kederin içinde bile iyi olmaya çalışması beni sahiden mutlu etmişti anlık da olsa.

Neler yaşamıştı ne acılar çekmişti ama hala hayattaydı. Onun yaşadıklarını düşünce kendi yaşadıklarıma isyan edişim kalbimi ağrıttı. Nankörlük etmiştim Rabbime.

O yaşadığı her şeye rağmen yıkılsa da acı çekse de yine de hayatta olmaya zorluyordu kendini. Yaralı kuş misali kanatlarını uçmak için zorluyordu.

Ah Cüneyd! Sen neler yaşadın ben biliyorum anlıyorum. Elimde olsa tüm acılarını ellerime çekip alıp canıma katmak isterdim de elimde değil. Sana iyi gelecek her şey olmak isterdim. Ama benimle beraber güne gün büyüyen o boşluk hissi ikimizde yutacak gibiydi.

*******

Levent amcanın evinin önüne geldiğimizde birbirimize bakmıştık ayrılmak istemezcesine. Cüneyd gözlerini benden ayırmadan eli kapının koluma gitmiş ağır hareketlere inmişti arabadan. Birlikte evin kapısından doğru ilerlerken bi anda durmuştuk.

-Zeynep şunu bil ki ben ne yaptıysam senin için yaptım. Sen daha fazla üzülme geleceğin olsun umudun bir hayatın olsun diye. Ama olanların önüne geçmedim özür dilerim ben...

+Sen ne yapabilirsin ki Cüneyd yazılmış olana çare yok. Ne yaşayacağımızı yalnız Allah bilir. Ben biliyorum sen kötülük etmezsin elinden gelse engel de olurdun. Bekleyip göreceğiz. Şimdi tek isteğim annemin masumluğunu ispat etmek o cendereden kurtarmak başka arzum yok.

-Meryem hanım için bi avukat ile görüştük hiç tasalanma er geç Allah'ın adaleti tecelli edecek. Bu süreçte ne olursa haberim olsun. Ne ihtiyacın olursa söyle lütfen Zeynep.

Usulca kafamı sallayıp kapıyı çalmıştım. Levent amca ve Mira kapıda karşılamıştı. Mira beni görünce hemen sarılmıştı.

-Meraktan öldük Zeynep nasılsın iyi misin?

-İyim iyiyim Mira bir de annemin iyi olduğunu bilsem keşke gördünüz mü onu Levent amca nasıldı?

-Evet Zeynep kızım merak etme annen iyi soruşturma hala sürüyor. Avukat da ayarladık Annenin masum olduğu er geç ortaya çıkacak. Elimizden ne geliyorsa yapacağız. Sen de o zamana kadar bizimlesin.

İnsanın hayatında destek olan birileri olması güzeldi. Yalnızlığıma iyi gelmişti bu sözler bu insanlar. Levent amca Cüneyd ile durum hakkında konuşup uğurlamaya kapıya gitmişlerdi.

Giderken bile bana bakarak gitmişti. Normalde olsa güleceğim belki hoşumuza gidecek bu flörtöz hareketler bizim canımızı yakıyordu.

Hayatımızda ne normal olmuştu ki ? Ne olurdu sanki bambaşka şekilde bambaşka yerde karşılaşsaydık. Aynı üniversitede okuyan iki genç olsaydık ya da aynı mahallede oturduğumuz komşunun oğlu olsaydın daha mı mutlu olurduk ?
Hiç bir zaman bilemeyecektik. Allah'tan dileğim her şey düzeldiğinde yine yollarımızın kesişmesi bu sefer isteyerek gönülden olması...

✨✨✨✨✨✨
Selamlar herkese çok beklettim sizleri biliyorum ama bu ara işlerim hiç bitmedi. Bol bol vote yorum istiyorum bölümler daha kısa sürede gelmesi içim şart. Ama artık düzenli olarak bölümler gelecek iyi okumalar🌸

Savaşçı&CevherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin