*
Sular hep aktı geçti,
Kurudu vakti geçti,Nice han nice sultan,
Tahtı bıraktı geçti,Dünya bir penceredir,
Her gelen baktı geçti
Yunus EmreZeynep'ten
Ölümde yaşam vardır ve yaşamda ölüm. Bu, insan tarafından bilerek tasarlanmış değildir, kozmik yasa tarafından doğal olarak gerçekleştirilir. Duygular geçmişte düşünceler yarındayken anda kalabilmek... İşte içinde bulunduğum o andı beni mahveden. Ne geçmişim güzelliklerle doluydu ne bugünüm. Yarınım da varsın olmasın!
Annemin ne halde olduğunu düşündükçe içim parçalanıyordu. Annem bunca yıl ne zorluklar çekmişti bir da suçsuz yere hapis mi yatacaktı ?
"Allah'ım sen kurtar onu sen yardım et. İkimizi de bu esaretten kurtar" diye her an dualar ediyordum. Bu çıkış yolu bulmam gerektiğini düşündükçe daha çok kayboluyordum acılarımın arasında. Bir söz vardı okuduğum kitapta "Ölümün son ödülü, bir daha ölmemektir."
Hayatımda ilk defa bu kadar çaresiz kalmıştım. Artık ayağa kalkacak dermanım da yok. Her zorluğun altından kalkar gibi güçlü duruşumun altından öyle kırılgan hassas bi çocuk var ki...
Bunu kime nasıl anlatayım ? Gözümün hep o yükseklerden aşağıya bakan halini..Bazen bu düşünceler beni ürkütse de duygularımı içime içime atışım bugün beni buralardan azad edecekti.
Yaşarken özlem, acı ve ıstırap çekmemize neden olan, her çeşit bulantıya katlanmamızı sağlayan şey, kabul etmeye yanaşmasak da ancak ölümde tekrarlanabilecek olan birtakım kayıp mutlulukların hatırlanmasıydı. Hatırladığım mutluluklar ne kadar da azdı !
Camdan aşağıya doğru baktım. Etraftaki sessizlik, gökyüzündeki yıldızlar, rüzgarın esişi... Bambaşka bir yerdeyim gibi hissettirmişti. Tüm acılarımdan kurtulmuşum kuş olup yukarıdan aşağıya seyrediyor gibiydim. Var olmanın acısı çok ağırdı bedenime. Cüneyd ile gökyüzüne saldığımız o kuş gibi bırakmak istedim kendimi o özgürlüğe.
Burdan kurtulsam ne olacaktı ki ?Annemi oradan çıkarmaya nasıl gücüm yetecekti.. Cüneyd yok annem yok. Okul ne işe yarayacaktı nasıl yapacaktım ki zaten. Bu yola artık devam edemiyordum.
Yapayalnız kalan bu bedeni artık taşıyamıyorum. Ne hayallerim ne geleceğim artık hiç umrumda değil. Hepsi o kadar anlamsızdı ki gözümde..
Sadece aklımda annem ve Cüneyd vardı. Onlara bu acıyı yaşatmayı istemezdim kıyamazdım ama artık benim dünyam durmuştu. Durursa düşer yasası o işte şu an benim içindi. İçeriye doğru yürüyüp çekmecede bulduğum kağıt ve kaleme şunları karalamıştım..
Anneme,
"Başka bi çıkış yok yolun bittiği yer.. Özür dilerim anne hakkını helal et. En ufak bir parmağım varsa bu yaşananlardan çok özür dilerim. Bu acıyı sana yaşattığım için de affet beni ama olanlara daha fazla dayanamıyorum. Seni orada o halde düşündükçe paramparça oluyorum..
İsterdim ki çok daha uzun zamanlarımız olsun daha mutlu daha huzurlu. Seninle geçirdiğim her an için şükürler olsun. Bana o kadar güzel anne oldunki.. Sana sevgimi nasıl anlatayım. Her şeye benim için katlandın sustun. Kendin daha kadın bile olmadan anne olmuştun.
Benim için her şeyinden vazgeçmiştin. Benim için babamı bile bırakıp gidemedin. Belki benden sonra çok daha iyi hayat bekliyordur seni. Bu sefer sana tutsak olan ben olmadan. Ben senin varlığınla ayakta kaldım. İşte bitiyor anne yolun sonuna geldim. Allahtan isteğim beni affetsin. Seni çok seviyorum annem"
Anneme yazdıklarımla gözlerimden akan yaşlar kağıda üşüşmüştü. Sanıyoruz ki ölüm önümüzdedir; oysa ölümün büyük kısmı şimdiden geçip gitmiştir. Hayatımızın büyük kısmını ölüm geçirmiştir eline. Ölüm var olmamaktır. Bunun ne olduğunu biliyorum artık: benden sonra da, benden önce neydiyse, o olacak.
Buraya kadardı işte ama bi yandan da aklıma düşen o gözler.. Beni hem esir hem özgür eden o gözler...Ona da bir iki kelam borçluydum. Şu kısacık hayatımda herkesten daha önemli yerdeydi. Herkesten daha çok...
Cüneyd'e
Biliyorum için benden de beter yanıyor. Doğduğundan beri keder bırakmadı yakanı. O gözlerine hiç yakışmayan yaşlar hiç terketmedi seni. Bu acıyla sınamak bana da çok dokunuyor. Senin gözündeki o bi damla yaşa sebep olacağım için şimdiden çok özür dilerim Cüneyd...
İlk gördüğüm andan beri hiç kimseye benzemediğini anlamıştım. O dergahta o kalabalıkların arasında yalnız kalışın. Kimseye kendini açamayaşın kendimi hatırlattı bana.. kimse gibi değildin sen.
Duruşunla, merhametinle, aklınla ve cesaretinle..Kaşlarındaki atılmayı, sesindeki bazen öfkelenen tonu bazen sessizce mırıldanışları, gözlerindeki hıncı ama bana bakarkenki o yumuşayışı, kirpiklerindeki saklı cenneti, seni her sevindirdiğimde dilinden dökülen duaları , gece yarısı uyanıp gördüğün kabuslar yüzünden yanına gelip sessizce yüzünü inceleyişimi, tam o anda yüzüne düşen saçlarını unutmayacağım Cüneyd..
Ne kadar güçlü de dursan içindeki o yaralı çocuğu görüp elimle iyileştirmek için çok çabaladım. Senin o acı çeken hallerinden çekip koparmak yüreğimin en kuytu köşesinde saklamak istedim. Ellerimle yüreğine şifa olmak , o kollarında ikimizin acıları için ağlamayı çok istedim.. Velhasıl nasip her şey.
Bu kısacık zamanda seninle yaşadıklarım her şeye bedeldi. O evde ikimize ait kurduğumuz o dünya tüm acılara rağmen çok güzeldi.
Kendimi evimde gibi hissettiğim tek yerdi senin yanın.Yaşadığımız ve yaşattığın her şey için teşekkür ederim. Hakkını helal et Cüneyd.. Benden sonra da hiç kimseye kızma küsme hayata. Her şey senin için çok daha başka olsun. Kendine hep iyi bak.
Sevemediğim o ellerinden , dokunamadığım o yüzünden öpüyorum..
Hoşçakal..Bu yalnız bir yolculuktu. Arkadaşa izin yoktu.
Titreyen ellerimle açtım pencereyi. Son kez kokladım havayı.. Dilimde dualarımla aklımdan geçen anılarımla boşluğa bırakmaya hazırdım.
"Allah'ım beni affet "🌿🌿🌿🌿🌿
Selam herkese inanın gözlerim dolarak yazdım bu bölümü.. canım çocuklar neler çektiler böyle.. Sizden ricam yorum ve beğeni yapmayı unutmayalım. Allah'a emanet olun ✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savaşçı&Cevher
Fanfic"Senin bana nasip olman, şahsi hayatımın en değer biçilmez talihidir"