War Of Hearts / SKZ BTS

18. Bölüm

Ben bomba gibi bi bölüm fırlatıp kaçıyorumm

Bol bol yorum ve oy isterimm ona göree

İyi okumalarr

~

"Ne demek sevgili olduk!"

Jisung, Minho'yla olan kaçamak fingirdeşmelerinden sonra hızla arkadaşlarının yanına gitmiş ve çoktan dönmüş olan Seungmin'i de görerek yanlarına oturmuştu.

Askerler ise muhtemelen işleri çıktığı için gitmişlerdi ve odada sadece dördü vardı.

"Ya bi sakin olun!"

Jisung ise Seungmin'in şok dolu tepkisine yanıt olarak başkalarının duymaması için sessiz fakat panikli bir tonda konuşmuş ve sessiz olmaları için işaret yapmıştı.

"Ay hadi hadi nasıl oldu bu? Hanginiz ilk adımı attı çabuk anlat!"

Bu sefer merakla konuşan Jeongin olurken diğerleri de aynı merakla Jisung'ın konuşmasını bekliyordu.

"Şimdi biz Minho'yla öyle konuşuyoduk falan sonra ben ona dedim ki, neden beni çağırdın, o da bir an da öptü beni!"

"Ohaa ohaa!"

"Yalnız senin rızan olmasaydı tacizden en az 7 yıl hapis yatması gerekirdi."

"Of tüm romantikliğin içine ettin şu an Seungmin."

Jisung'ın bu anlattığına Felix ve Jeongin çıldırırken Seungmin mesleği gereği Minho'nun alacağı cezayı hesaplıyordu. Tabii bu durumdan rahatsız olan Jisung göz devirerek onu susturmuştu.

"Of her neyse işte. Artık ben bekar değilim, darısı sizin de başınıza kahpeler!" Jisung bu dediğine kahkaha atarak güldüğünde Seungmin göz devirmiş, Felix ve Jeongin ise ona katılarak gülmüştü.

"Ee ne yapmayı planlıyorsunuz bakalım? Liseli ergenler gibi kuytu köşede fingirdeşecek misiniz?" Seungmin, elinde tuttuğu karton bardaktaki çaydan bir yudum aldığında konuşmuş ve dalga geçercesine bir sırıtma ele geçirmişti dudaklarını.

Jisung ise gayet rahat bir tavırla tırnaklarını incelerken cevaplamıştı karşısındaki genci. "Ne alakası var arabaya falan geçeriz."

"OHAA!"

Hepsi birden aynı anda bağırdığında Jisung beklemediği bu gürültüyle yerinde hoplamış ve ters ters bakmıştı hepsine. "Gidip diğer askerlerle beraber tavla oynamamızı beklemiyorsunuz herhalde?"

Tabi Jisung neyi kınasa başına geldiğini bildiği halde umursamaz bir tonda konuştuğunda o da neler olduğunu anlamadan kendisini diğer askerlerin arasında tavla başında bulmuştu.

"Hadi Jisung sen mi yenemeyeceksin bu dingili?"

"Var ya Jisung kazansın götümü açar gezerim komutanın önünde."

"Jisung'ın kazanamadığı savaş mı var da bunu kaybedecek amına koyayım."

Askerler bir yandan Jisung'ı savunurken tanımadığı başka askerler de karşı tarafındaki Minho'yu tutuyordu. Kendisi ise bu oyuna kendini kaptırmış bir şekilde taşları vururken kaybetmek üzereydi ama karşı taraftakilerin bilmediği bir şey vardı ki Jisung asla kaybetmezdi.

Minho tam kazanmayı beklediği sırada Jisung'ın akıllıca hamleleriyle kalakalırken kazanan kişinin Jisung olmasıyla onun tarafı sessizleşmiş Jisung'ın tarafı ise bağırarak Jisung'ı övmeye başlamıştı.