thirty

26 1 0
                                    

Hassiktir.

Törelere göre bizim ölüm hakkımız gelmiştir.

"Öyle, tabi eğer tesadüfse!" dedim her birinde gözlerimi gezdirip imâlı bakışlarımı atfederken.

Başta üç kişiydiler, sonra beş sonra yedi ve... belki de şu an on kişi vardılar.

İşte şimdi sıçtık.

"Kesinlikle tesadüf." dedi yapmacık bir şekilde sırıtan serseri. Yavaş yavaş etrafımızı sarıp bizi bir daire içine almışlardı.

Ağzının yayını sikeyim.

"Aşk tesadüfleri sever abicim. Ben zaten senle Doruk'u çok yakıştırırdım. Siz baş başa kalın, bize müsaade." dedim elimi eyvallah dercesine kaldırıp yapmacık bir sırıtış bahşederken. Doruk'un ağzının içinden 'şerefsiz' diye homurdanışını görmezden geldim. Tam tüymek için adımlıyordum ki etkisiz eleman gibi görünen yardımcı karakter serseriler önümü kesip gitmeme engel olarak etkilerini gösterip bi şeye yaramışlardı.

"Yine de iyi ilerledim." diyerek kendi kendime güldüm. Şu an göt korkusundan olsa gerek çok fazla saçmalıyordum. Yiğit ve Doruk'un bıyık altından gülmeleri ve kimsenin ciddi görünmeyişi birazdan yiyeceğimiz dayağı düşünürken bile gülme isteğimi harlıyordu.

"İyi boş yaptın sen de." dedi kaşındaki çizikle kendini korkutucu sanan ancak aksine fazlasıyla komik görünen apaçi saçlı ve tek kaş yardımcı karakter.

"Dayı o değil de keşke çiziği kaşının ortasına atsaymışsın." dedim zorba yanımı konuşturarak. Kendi çetesinden bile birkaç kişi gülmemek için kendini zor tutarken Doruk'un kahkaha atmasıyla adam kaşlarını (kaşını) çatmıştı. İşte şu an gerçekten korkutucu duruyordu.

"Şaka yaptım ya alındın mı?" dedim gülmemek için kendimi zor tutarken. Hiçbiri benden farksız değildi.

"Yeter bu kadar şaklabanlık!" diye bağırdı baş serseri.

Onun bağırmasıyla beraber Yiğit de sesini yükseltmişti. "Bağırma lan kıza!"

Öne atılan Yiğit'i Doruk kolundan tutarak geri çekmişti. Sonrasında konuşmaya başladı. "Ne istiyorsan adam gibi söyle Serdar. Böyle bir sürü adam toplamakla neyi amaçlıyorsun?"

"Gayet belli değil mi amacım? Ben o dayağı yedikten sonra geri duracak biri miyim sence?"  dedi ve ardından sigarasını ağzına götürdü. İçine çektiği dumanı bizden tarafa üflerken adamlarına baş hareketiyle emri verdi.

Yiğit ve Doruk'un üzerine üçer dörder kişi çullanırken adının Serdar olduğunu öğrendiğim baş serseri elindeki sigarasını ayağının altında ezdikten sonra üzerime üzerime yürümeye başladı. İfadesizce baktım ve hiçbir şekilde geri adım atmadım. Çünkü zaten duvarın dibindeydim. O gelmeye devam ederken taş duvardan elime tutuşturduğum taş ile aniden kafasına vurdum. Acıyla inleyip kafasını tutarken fırsat bu fırsat diyerek kıskacından kurtuldum ve üzerine çullanan birkaç serseri yüzünden neredeyse gözükmeyen Doruk'a yardımım dokunur diye umarak bir serserinin sırtına atladım. İşte tam o noktada artık ben de dayak yemeye başlamıştım.

Doruk fazlasıyla kötü bir halde yerde uzanıyor aynı zamanda karnına yediği tekmelerden dolayı öksürüyordu. Ben ise patladığını hissettiğim kaşım ve dudağıma rağmen kendimi savunmaya çalışıyordum. Hatta en son kaşıyla dalga geçtiğim serserinin elini ısırıyordum.

Elini ısırmamla okkalı bir küfür savurarak saçlarımdan tuttu ve elini dişlerimin gazabından kurtardı. Saç köklerimin acısıyla çığlık atarken serserinin elleri gevşemiş ve  acım bi anda hafiflemişti. O serseri şimdi yerde bir seksen uzanıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ormantik Herif'im ■Yarı Texting■Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin