#Alfred ile İşbirliği#

15 5 4
                                    

SEUNGMİN
"Ama yine de bir suçluyum, insan öldürdüm..."

"Delil yoksa suç ta yoktur Seungmin, sen olduğuna dair delil kalmayacak ve cesedin midesine verilecek maddeyle sülfür zehirlenmesi süsü verilecek ki cesedin yanına bırakılacak sülfür şişesine kurbanın parmak izlerini de koyunca bu bir intihar olucak."

"Ama onlarca iz var, cinayet olduğu çok açık..."

"Aslında pek te değil..." Bu ses başkasına aitti, hemen yanımızdaki korkuluğun metalinden kendini yukarı çekerek yanımıza çıkmıştı. Tek gözüne takılı kartı düzelterek devam etti. "Cesedi başka bir ormandaki nehrin kenarına bıkarırsak bulmaları uzun sürecektir ki bu sürede hayvanlar tarafından parçalanacağı için izler bozulur..."

"Haklısın..." Alfred gururlu bir şekilde yöz yumduğunda yeni gelen elini göğsü üzerine koyarak saygı ile hafifçe eğilmişti. "Her zaman haklıyım..."

"Alfred,o..."

Yanındaki kişinin kim olduğunu sormak istiyordum ki benden hızlı davranarak korkulukların üzerine atlamış ve metalin üzerinde ayakta durarak neredeyse düşecekmişcesine dans benzeri zarif hareketlerle konuşmaya başlamıştı.

"Ben sincabını arayan bir minik bir tavşanım, buldum da... O tatlı quakkam, Jisung'um..."

"Çok tatlı-" Yüzündeki hayran bakışlara tam gülümsemiştim ki masanın ortasına saplanan kartla susmuştum, o bir hışımla atmıştı ve yüzüne takındığı ciddi ifade ile karşıma geçmişti. " Onda gözün mü var?"

"H-hayır, yanlış anladım b-ben..." Kelimler aklımda bile bir karmaşa içine girmişti ki Alfred girdi araya. "Bu Minho, biraz kaçıktır..."

"Sincab'ın kaçığı..." Yüzüne yine sarhoş gibi bakan ifade yerleşince onu itti yaşlı olan. "Evet evet ama şimdilik bize izin ver, sonra misafirimle tanışırsın."

"Okkey Dokkey, goodbye!" Az önce hiçbir şey olmamış gibi bana el sallayarak korkuluklardan aşağıya atlamıştı.

Yer altı sığınağının üçüncü katındaydık, düşerse muhtemelen bir yerleri kırılırdı. Peşinden giderek baktığımda ise düşmeden bir başka katın korkuluğuna tutunarak kendini içeri atmıştı... Bu adam gerçekten tuhaftı...

"Neyse biz konumuza dönelim..."

"Konumuz?"

Bana az önce oturduğum yeri işaret etmesi ile giderek karşısına tekrar oturmuştum ki devam etti. "Benim yanımda çalışmanı istiyorum, karşılığında ise bu ve bundan sonra işleyeceğin cinayetleri saklayacağım."

"Yanlış anlaşılmayı düzelteyim, ben evet babamı öldürdüm ama bir daha kimseye zarar vermek istemiyorum. Bu bir hataydı ve tek hata olarak kalsın." Olduğum yerden kalkarak basamaklara ilerledim.

"Peki başka çocuklar ne olacak?" Bu söylediğiyle boğazımın kuruduğunu hissetmiştim ve hareket edemeyecek gibi duraksamıştım. "Seungmin sen kendi hayatının intikamını aldın ama bunları yaşayan bir sürü çocuk var onları kurtarmayacak mısın? Görmezden mi geleceksin? Onların kahramanı olmak istemez misin?"

"B-ben..." Ablam ve benim gibi olabilecek çocukları kurtarmak, onları bu pislikten uzaklaştırmak... Güzel olmaz mıydı? "Nasıl yapıcam?"

"Neyi?"

Yönümü ona çevirdim tekrardan. "Kimin öyle birisi olduğunu nasıl anlayabilirim, dışarıya belli etmezler."

"Seungmin... Seungmin... Seungmin..." Kalkarak etrafımda tur atmaya başlamıştı, bir dönüşün ardından omuzuma dokundu. "Sen fotoğrafçısın, montajlama veya çekimler için yapılacak görüşler sırasında sohbetle veya hareketlerini gözleyerek bunu farkedebilirsin. Senin mesleğin bu iş için birebir ama önemli olan sen bunu istiyor musun?"

İkinci Bir Şans / CHANMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin