Beth Revis

20 8 1
                                    

SEUNGMİN
Mavi-yeşil arasındaki renklerle boyanmış koridorlar arasında ilerlerken kabahat işlemiş bir çocuk gibi sessizdim, hoş... Gerçekten de masum değildim...

Duvarlar ve kapı üzerindeki renkler kliniktekinin aksine daha canlıydı ve girişler bile parlak bir beyaza  bulanmıştı, keşke geçmişimiz de bu kadar parlak olsa...

Koridorun sonuna yaklaşırken adımları yavaşlamıştı bunu farkederek bende hızımı düşürdüm ancak çok geçmeden bir başka kapının yanında durdu ve kolu indirerek odayı görebileceğim kadar büyük bir şekilde araladı.

...
"Yorgunsundur, dinlen istersen... Benim de işlerim var ama psikolog randevularından bir saat kadar önce haber vermeye gelirim."

Sessizdim, yine bir çöl kadar sessiz... Başımı aşağı yukarı sallamakla yetinmiş ve odanın içerisini izlerken kapıya yaklaşan adımlarını görmezden gelmiştim...

Kapı kapandığında gözlerim halen daha pencere kenarındaki kumaştaydı, o perdeleri tutarak çektim ve dışarısı ile arama geçiçi bir bariyer koymuş oldum.

Beni görmelerini istemiyordum ki görülmeye değer bile değildim...

Gerçi bunun bir önemi var mıydı? Hayır...

Halen daha tek elimde tuttuğum çantama iyice kollarımı dolayarak geriye adımladım, oda düzeni klinikteki gibiydi...

Misafirliğe gelmiş bir çocuk gibi ürkekçe sarıldığım valizimi koltuğa bırakarak karşısındaki yatağın köşesine oturdum ve yastığa sarılırken çektiğim perdelere baktım.

"Chan..."

Neden söylediğimi bile bilmiyordum ama onun adını sayıklamak istiyordum ve fısıldamak bile gitmişti hoşuma...

"Chan... Seni özledim."

Hızla ağzıma vurduğumda ses oda içerisinde yankılanmıştı, saçmalamıştım. Hem daha saatler öncesinde ayrılmıştık ki bir gün bile olmamıştı ne özlemesi?

...
"Seungmin..."

"Chan..."

"Chan değilim, ben Alex... Bir saat sonrasında olacak psikolog randevunu hatırlatmaya geldim, hazırlan..."

Gözlerimi açtığımda pencere karşısında yastığa sarılı şekilde yatakta yan yatıyordum, otururken uyuya kalmış ve devrilmiş olmalıydım ki uyuduğum anı hatırlayamıyordum.

Yanımdaki beden her zamanki gülümsemesini yine yüzüne yerleştirmiş ve odadan çıkmıştı ki ben de hazırlanmalıydım... Daha dolaba yerleştirmediğim çantamın içindeki kıyafetlerden bazılarını bıraktım yatağın üzerine ancak içlerinde bana ait olmayan da vardı.

Kumaşının her iki tarafını yumruk halindeki ellerimle tutmuşken yaklaştırdım yüzüme; üstünde halen daha kokusu vardı, bu tişört Chan kokuyordu...

Yüzüme yayılan mayışık gülümsemeyle  beraber kendime gelmem ile başımı iki tarafa salladım, saçma sapan hareketler yapmaya başlamıştım ama... Neden?

CHAN
"Misaki uyanık mı?"

"Evet evet... Jeongin ile beraber oyun oynuyorlar." Changbin geçmem için kapıyı açarak diğer eliyle oturma odasını gösteriyordu, ayakkabılarımı çıkararak hızla oraya gittim ancak içeri gitmek yerine eşikten onları izledim.

Jeongin elindeki büyük lego parçasını tutarken Misaki önündeki kale haline getirdiği alanın köşesini göstermişti. "Onu da buraya koyalım."

"Peki prensesim... Güzel oldu mu majesteleri?"

"Hımhım..." Mırıldanarak onaylaması Seungmin'i hatırlatmıştı bana ki bu sırada farketmeden gülerken sesimi çıkartmış olmalıyım, hızla olduğu yerden kalkmıştı küçük kız. "Baba!"

"Kızım!" Dizlerim üzerinde çökmüştüm ve sarılmasına karşılık vererek bize mutlu mutlu bakan Jeongin'e gülümsemiştim.

Geri çekildiğinde kollarını nazikçe tutarken sordum. "Prensesim evine dönmek ister mi?"

"Hımhım... İster..."

İçimden yanağını öpmek geçse bile bu hareketimden rahatsız olabileceği için sadece saçını okşadım...

...
Eve döndüğümüzde Seungmin'in bir aylığına ailesinin yanında kalacağını söylemiştim ki başta üzülür gibi olsa da çok geçmeden her istediğinde Jeongbin ve Hyunlix çiftlerinin yanına gidebileceğine dair izin verdiğimde tekrar neşelenmişti...

Bu gece onu hikaye okuyarak uyutmuştum ancak benim için zor kısmı vardı, Seungmin'siz uyumak...

Uğraşsam dahi uyuyamıyor ve yatak içerisinde sağa sola dönüyordum, anlaşılan bundan sonra uyku için ilaç yazdırmam gerekecekti...

SEUNGMİN
Diğerlerinin aksine daha soluk bir beyaza ve neredeyse bej rengine dönmüş renkteki kapıya gelince durmuştum, duvarda ismi yazıyordu altın süslemeyle... Beth Revis...

(Kitaplarını sevdiğim bir yazar olduğu için bu ismi yazdım, isim bulamıyorum artık idare edin...)

"Gir..." Kapı tıklatılmasına verilmiş karşılığı duymamla içeri girmiş ardımdan kapatmıştım, karşısındaki boş koltuğu işaret ettiğinde tereddütle o noktaya geçtim ve korkularıma rağmen başımı kaldırıp yüzüne baktım.

Renkli gözlere sahip gayette sevecen gülümsemeyle bana bakan, "Abla..." diyerek sarılmak isteyeceğim bir insan vardı karşımda ki sarımtrak saçlarıyla yine istemsiz gözlerim doldu...

Hayır, hayır... Sakin ol, o Maria değil...

Selamlaşma ve klasik tanışma faslının ardından sıra geçmişime gelmişti ve bu benim için en zor kısmıydı çünkü anlatmayı geçtim düşünmekten bile kaçardım ama şimdi tüm acıları ve hisleri ile beraber anımsamalıydım yoksa sorunlardan kaçamazdım...

Ama anlatmasam daha mı iyi olur, ya beni yargılarsa...

Ah! Saçmalamamalıyım, beni yargılamayacak kişi o ve ben yine de dertlerimden kaçacak kadar aptal mıyım?! Ama...

Belki de bunu yapacak kasar aptal olmak istiyorumdur...

Huuuh... Evet, Seungmin... Sakinleş, artık itiraf zamanı...

...............
(Eveeeet...Artık Seungmin'n hayatından kesitler atacağım ancak Psikoloğa anlattığı şekilde değil yaşadığı anki haliyle yazarım...)

İkinci Bir Şans / CHANMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin