Neden Senin İçin Kendimi Feda Edeyim

16 4 2
                                    

İki Hafta sonra (Seungmin'in Çıkacağı Gün Akşam...):
SEUNGMİN
Arabanın arka koltuğundan hızla ilerlediğimiz yolu izliyordum, ağaçlar gözlerimin önünden birer birer geçerken döndüğümde olacakları ve Chan'a vereceğim cevabı kafamda kararlaştırmaya çalışıyordum.

Tedavi sürecinin ilk zamanlarında ağlamış ve hatta düzeldiğimi bahane ederek sona erdirmek istesem de bir şekilde tamamlamıştım ki şuan kendimi daha iyi hissediyordum, son bir haftadır ise Chan ile yaşadığımız her anı düşünür olmuştum.

Onun benim için doğru kişi olduğunu hissetsem de korkuyordum, beni ilişkiye zorlamasından ve düşüncelerimi önemsememesinden... Sahi o böyle bir şey yapar mıydı?

Gerçi yapmasa bile onun olmadığım zaman benden soğur ve uzaklaşır mıydı?

"Çok saçma..." dedim camıma düşen damlaların verdiği ıslaklığı silerken, neredeyse yaza girecek olmamıza rağmen halen daha yağmur yağması ise daha çok sinirlendiriyordu beni.

"Saçma olan ne Seungmin?"

"Gökyüzü... Bir baksana tek bir yıldız bile yok, hepsi kaybolmuş sanki." Söylediğim şeyi farkederek hemen devam ettirdim. "Arabayı durdur da bak ya da bakma, bir de kaza yapmayalım."

"Merak etme, yanımda güvendesin." Gülerek cevap verdim. "Yoksa doktor civciv seni gagalar mı?"

"Evet..." O da gülmeye başlamıştı, ikimiz gülerken aracın tıkırdamaya başlaması ile sorunun ne olduğunu anlamak ister şekilde direksiyonun üstündeki ışıklara bakmıştım ancak bir anormallik yok gibiydi ki yavaşlamıştık sanki.

Ormanlık bir yolun ortasındaydık ve telefonu varsa bile çekeceğinden şüpheliydim.

"Seungmin sen dur, ben bi inip bakayım." Demişti ancak inmeden önce ellerinde sopalı bir kaç kişi hazine bulmuşcasına bize doğru koşmaya başlamıştı ki o zaman anlamıştım bunun olmasında bu adamların bir parmağı olduğunu.

"Lanet olsun!" Aracı çalıştırmaya çalışsa bile tekerlekler patlamış olsa gerek araç olduğu yerde sayıyordu, ilerleme yoktu.

Ardı ardına düzensiz ve kesik nefesler vermiştim ancak sakinleşmek için derince soludum, mutlaka buradan kurtulurduk.

Kurtulurduk değil mi?

MİNHO
"Sence hangisi daha iyi?" İki kravatı da elimde tutarken soldaki mat bir koyu moru seçmişti Hyunjin. "Saçın mor tek göz mor bu da öyle olsun bari."

Başımı hafifçe eğerek baktım ona. " Pantolonu da mor yapayım istersen Hyunjin."

"Bence olur." demişti ben kravatı bağlayacakken, tam bakışlarımı üzerine çevirmişken tehtit eder gibi çıkardı işaret parmağını. "Bana zarar veremezsin, Jisung'a söylerim seni."

"Vıyyy... Pis santajcı!" dediğime saçının tek tarafını havaya atarak kendini beğenmişce cevap vermişti. "Öyleyimdir, huyum kurusun..."

Hyunjin ile aramı zamanla düzeltmiştim ki benim de kafa yapım yerine oturmaya başlamıştı, sağ gözümdeki kızarıklılık geçse bile hasar kalıcı olsa gerek halen daha mordu rengi. Yine de kafaya takmak yerine Felix'in önerisi ile saçlarımı kısaltmış ve kaş hizasında kesmiştim, halen daha alışamamış olsam da bana yakıştığını söylemişlerdi.

İşime gelecek olursak ise Suga'yı ikna etmem biraz sürse de bana kıyamayarak yanında çalışmaya devam etmeme izin vermişti ancak tabiki ondan önce sincabımı etkilemem gerekti.

"Benim de seninle gelmemi ister misin?" diye sormuştu Bboki'nin tüylerini severken.

"Hayır..." Yanıt verirken kravatımın duruşunu düzeltmiş ve siyah gömleğime uyumlu çeketimi üzerime geçirmiştim.

İkinci Bir Şans / CHANMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin