"Kuran çarpsın ağlamamak için kendimi çok zor tutuyorum şu an."
Eğer bu tutmuş haliyse, Balamir tutmamış hâlini gerçekten inanılmaz merak etmişti sarışının. Zira suratından gözyaşları sicim gibi süzülüyor, sümükleri akmasın diye zorlu bir savaş veriyor, aşina olmadığı evinde bir sağa gidiyor bir de sola gidiyordu. Çölde yolunu kaybetmiş bedevi gibiydi aynı. Yere yığılmamak için gücünü zar zor topluyordu.
Askerliği bitince tabii ki ailesi konvoy hâlinde onu almaya gelmişti. Hatta beklediğinden daha kalabalıktı konvoy, görmeyi beklemediği insanlar da bir kamyonun arkasına sıkışıp boynuna atlamış, özlemle onu kucaklamıştı. Çevresinde inanılmaz sevilen birisiydi, bununla çoğu zaman gurur da duyardı ancak kendisini fazlasıyla nankör olarak görüp biraz da vicdan azabı çekmekle meşguldü o an. Onu kollarına alan kişinin amcası değil de sevgilisi olmasını delice istiyordu. Bu yanlış olmasa da onun için o kadar yol gelen insanlardan utanıyordu.
Neden gelemediğini anlıyordu adamın. Hem çalışmaya başlamıştı nihayet, hem de bıraktığı yere askerinin çıkışını karşılamak için gelseydi, ortalık baya karışırdı. Ailesine de açıklama yapamazdı. Birkaç on saat daha dişini sıkması, bir geceyi aile evinde geçirip kendisini acilen komutanının yanına şutlaması gerekiyordu.
Yoldaki ilk işi kuzeninin getirdiği telefonunu açmak ve artık ezberlediği Balamir'in numarasını kaydetmek olmuştu. Aptal tuşlu telefonla bile o kadar duygusal bağ kurmuştu ki bu askerlik sürecinde, telefondan hattı çıkarırken içi bir garip olmuştu. Arkasına bir ton insanla yerleştiği kamyonla askeriyeden uzaklaşmaya başladıkça, arkadaşlarını bir daha göremeyeceği aklına geldikçe, orada kaç ayını, komutanıyla ilk anılarını ardında bıraktığını fark ettikçe utanmadan bağıra bağıra ağlamaya başlamıştı. Önce çevresindeki aile üyeleri onun bu duygusallığı ile dalga geçseler de ardından çocuğun gerçekten üzgün olduğunu görünce bu üzgünlüğün temelini gerisinde bıraktığı şehirdeki olası imkansız aşkıyla bağdaştırmışlardı.
Onu da düşünmüştü Miraç. Adam şehrinde, hatta muhtemelen evlerinde onu bekliyordu. O yine de mavi gözleri yuvalarından düşene dek geride bıraktığı anılarının güzelliklerine ağlamıştı. Balamir için de gitmek zor olmuş muydu? Ya Balamir gelmeseydi? Adamı geride bırakmak zorunda kalsaydı? Sarışın bu kıyamet senaryolarını da kafasında kurup kurup oynattıkça delirecek gibi oluyor, zaten uzun yol dokunmuyormuş gibi kendisini iyice hasta ediyordu.
Annesi bir okuyup üfledi. Babası da azıcık çocuğu hırpalayarak kendisine getirdi. Ardından yol kenarındaki bir çorbacıda çorba içip toparlanmıştı zaten. Akıllı telefonunu eline alır almaz hayal ettiği gibi komutanına suratının aptal bir fotoğrafını tek açımlık atmış, ardından da değişmemiş yazısıyla geliyorum türü bir şeyler yazmıştı.
Yol boyunca ailesi ile şakalaşıp güldü, Balamir ile de yazıştı. İkisi de çok heyecanlı olduğundan hem konuşacak bir şey bulamıyorlardı, yüz yüze konuşmak istediklerinden içlerinde tutuyorlardı, hem de birbirlerinden ayrı kalamadıklarından sürekli aptal saptal şeyleri birbirlerine yolluyorlardı.
Mesela Balamir Tekirdağ'a da getirdiği Pişik'in türlü açılardan fotoğraflarını sarışına atıyor, sarışın da kendisine benzeyen kediyle aynı pozları vermeye çalışarak Balamir'e aptal aptal fotoğraflar yolluyordu. Adam inşallah benden soğumaz diye düşünürken öbür taraftan fotoğraflarının ekranı aşındıracak kadar çok öpüldüğünü ruhu duymuyordu.
Ailesine gelmeden bir hafta önce eski komutanı ve "en yakın dostu" ile eve çıkacağı üzerine birkaç şey söylemişti ve 4 gün tüm ailesiyle küs gezmişti. Pek tepki vermezler zannederken özellikle annesi ve babası bu ani ev değişikliğinden baya bozulmuştu evlatlarına. Miraç tatlı dili ve türlü yalan dolanıyla kendi ayakları üzerinde durmak istediğine dair bir sürü yalan dolan sıkmış, az da olsa aileyi ikna edebilmişti. Tabii ki ilk geceyi ailesiyle eski evinde geçirmek onun için de, Balamir için de bir problem teşkil etmiyordu. Artık uzun süre birlikte olacaklardı. Kavuşmaları bir iki gün gecikse ne yazardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMTANIM [bxb]
ChickLitaskeri textingtir. olumsuz öğeler içerebilir baştan uyarayım. askerlikte böyle bir şey yok diyebilirsiniz çoğu yeri g0tten sallayacağım için muhtemelen haklısınızdır. iyi okumalar dilerim.