58

1.3K 143 15
                                    

Yazım hatası varsa affola... Kontrol ettim ama gözden kaçırmış olabilirim😊

İyi okumalar🌸

🪶🪶🪶

1 AY SONRA

Bazen, yaşanılan her şeye rağmen sırtını yaslaman gereken biri vardır... O kişi kalbini kırmış olsa da, onun sesine, kokusuna ve varlığına ihtiyacın olduğundan yaşanılan tüm kötü olayları kafandan siler atarsın.

Şu an aynı o durumdaydım...

Kocama ne kadar kırılmış olsam da benim ve kızımın ona ihtiyacım vardı. Bunca zaman her şeyle başa çıkmıştım. Yine başa çıkardım fakat artık o kadar yorulmuştum ki ben anlatmadan beni anlasınlar ben görmeden benden önce görüp yaşayıp yaşayacağımız her şeye önlem alsınlar istiyordum.

Gözlerimi bahçeye koyduğumuz koltukların birinde Babamlarla oturan Demir'i görünce, elimdeki su bardağını sıkıntılı bir nefes eşliğinde tezgâhın üzerine koydum.

Hastaneden çıkalımız 1 hafta olmuştu. Erken doğumdan dolayı Ayla'nın, kontrol altında tutulması gerekiyordu. Hande, benim ve kızımın son kontrollerinin iyi olduğunu söylediğinde hastaneden çıkışımı vermiştim. Hastanede olduğum sürece Ayla'yı sadece, emzirdiğim zamanlar görebiliyor ve dokunabiliyordum.

"Kızım, Ayla acıktı sanırım."

Annemin sesiyle gözlerimi -yaşadığımız olaydan sonra sigarasını günde 4 pakete çıkaran- kocamdan çektim. Onunla bu sigara konusunda kesin ve net bir konuşma yapmalıydım. Hastaneden sonra yanımızda kalmaya başlayan ailemden dolayı, fazla konuşamıyorduk. Geceleri ise Ayla'nın gaz sancısıyla uğraştığım için fırsat bulamıyordum.

Eve geldiğimiz ilk andan beri hep evdeydi fakat adam akıllı 'Günaydın' bile dediğimi hatırlamıyorum. Yaşadığım şeylerden dolayı eve misafir kabul etmediğim için o da dışarıya çıkıp bizi tek bırakmak istemiyordu.

Bazı şeylerin tekrarlanmaması için yaşanılması gerekiyormuş demek...

Bir anda aklıma düşen Ecrin ile hafif gülümsedim. Bir ay sonra Ecrin'in doğumu vardı. Stresli zamanlar geçirdiğinden Savaş'ın burnundan getirdiğini duymuştum. Bizimkilere, ben öyle şeyler yapmadım, desem de Demir'in burnundan getirmiştim.

Hoş, benim öyle şeyler yapacak zamanım pek olmamıştı fakat olduğu anlarda yapmıştım...

Geçen gün Savaş, hava alsın diye evime getirmeyi teklif ettiğinde Ecrin, Sen beni artık istemiyorsun anladım ben, demiş ve baba evine giderek Savaş'a, senin yüzünü dahi görmek istemiyorum, diyerek 2 gün adamı süründürmüştü.

Cesur'dan duyduğuma göre de 2. gün dolmadan Savaş'ı arayıp, seni çok özledim gel beni al, demiş. Bu olanları duyduğumda yüzüm biraz olsa da gülmüştü.

"Kızım?"

Annemin sesini yakınımda duyunca, olduğum yerde sıçrayarak yan tarafıma döndüm.

"Efendim anne?"

"Kaç defa seslendim, cevap vermeyince de bakayım dedim. iyi misin?"

Annemin tedirgin bakışları vücudumda gezip, en son gözlerimde durdu.

"iyiyim anne. Dalmışım öyle..."

Annem kafasını sallayarak yenilmişlikle konuştu.

"Peki, öyle diyorsan... Ayla acıktı sanırım, huysuzlaşmaya başladı."

Yarım Kalan Sevda...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin