Özlem / 17. Bölüm

139 7 3
                                    

Evet efenim bu gün ki bölümümüzdeeğğğ halzey kişilerinin bibirbirlerine olan özlemlerini işleyeceğiz iyi okumalar...

Halil İbrahim Karasu Anlatımı

Bu gün haftalar sonra ilk defa onsuz bir sabaha uyandım, kollarım boştu kocaman yatakta sadece ben vardım. Bir de yalnızlığım. Canım hiçbir şey istemiyordu, o gittiğinden beri yemek yememiştim, halbuki daha dün gitmişti. Bir gün... Geçen sadece bir gündü, neden bana bir asır gibi geliyordu? anlamıyordum belki de anlamak istemiyordum. Bildiğim tek şey onu çok sevdiğim, her şeyden çok. Galiba onu çok özledim ama onun yanına gitmem tehlikeli, her an peşimdeler. Şu an bile, dışarıda ağaçların arkasında gizlendiğini sanan 2 tane adam var istesem onları öldürebilirim ama benim burada olduğumu sahiplerine ulaştırmaları lazım. Biraz daha bekleyeceğim sonra şu adamların icabına bakarım.

Zeynep Leto Anlatımı

Abimlere geleli daha 1 gün geçti ama benim gözlerim onu arıyor. Sesini, kokusunu ve onu. Sadece bir ayrılık değil bizimki aynı zamanda beli bir veda, sonu gelmeyecek hiç bitmeyecek bir veda... Bunları düşünürken istemeden gözlerimden firar eden gözyaşlarını tutamadığım için abim geldi yanıma "ağlama güzelim. Üzme kendini, hem senin gibi güçlü bir kadına ağlamak yakışıyor mu? Olmaz böyle hadi kalk kahvaltı yapalım" dedi ama benim yemek yiyesim yoktu açta değildim "sen aşağıya in abi ben aç değilim size afiyet olsun" dedim o bana doğru eğildi ve illerimi tuttu "bir şeye ihtiyacın olursa söyle tamam mı?" dedi. Ben kafamı sallamakla yetindim, odadan çıktığında tuttuğum gözyaşları akmaya başladı. Ne yapabilirdim elimden hiçbir şey gelmiyordu sadece ağlamak istiyordum... İçimi dökercesine sadece ağlamak. Bir kaç dakikadır onun ceketine sarılmış bekliyordum sanırım ama farkında bile değildim, canım yanıyor hem de çok. Galiba onun yokluğu beni hasta ediyor hatta bitiriyor, ama kendimi rahatlatabileceğim bir şey var bana "söz veriyorum geleceğim" dedi. Tutunacağım başka bir şey yoktu, söz vermişti verdiyse de tutardı. Keşke şuan yanımda olsaydı, keşke... Ayrılmayacaktık, söz vermiştik ama sözümüzü tutmamızı engelleyen bir şey girdi aramıza 'kader'. Ama biliyorum ki bizi nasıl ayırdıysa tekrar birleştirecek olan şey de aşkımız, somut bir şey olmamasına rağmen güvence veriyor bir duygu, nasıl güvence verebilir ki. Bilmiyorum... Ama tek bildiğim şey onu çok sevdiğim ve güvendiğim. 

Kapının çalmasıyla çıktım düşüncelerimden, yerimden kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Açtığımda Yengem Ayşe vardı karşımda. Ayşe'yi severdim o da beni severdi çok emin olmamakla tabi. Önümde şıklayan parmakla ayıldım, ama aklıma geldi bir anda o gün...

FlashBack

Ben mutfağa gidiyordum sonra banyonun kapısı açıkmış, yani bence fırsatçı eşkiya bilerek açık bıraktı ama neyse su alacaktım, arkamı döndüğümde beni izleyen üstü çıplak bir Halil İbrahim'le karşılaşmayı beklemiyordum nerden bileyim. Dalmışım, önümde bir parmak şıkladı sonra bana takılmak için şöyle dedi "hoşuna gitti galiba". Ben hemen kendimi toparlayıp "ne alakası var ya" diye bağırdım ama çoktan yanıma gelmişti. Bana sarıldığında ona döndüm ve "üstünü giyin hadi" dedim ama ne fayda çoktan flörtöz tavrını takınmıştı şöyle dedi sevdiğim bir ses tonuyla "istersen böyle kalabilirim" ne diyeyim böyle kal mı. Tabii ben bir şey diyene kadar parmaklarını gömleğimin düğmelerinin aralığına geçirmiş, gömleğin içinden göğsüme dokunuyordu. Ben de intikam için bir şey düşündüm ve gömleğimin üstten 3 tane düğmesini açtım, bakakaldı tabii sonra yanağına yöneldim ama teğet geçtim ve kulağına "çok beklersin" dedim yüzü asıldı. Ben önce gömleğimin düğmelerini ilikledim, sonra yüzüme zafer sırıtışını takındım ve salona doğru gittim.

İyiki: Başlangıç | HalZey |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin