Evet efenim yeni bölümümüzle karşınızdayız yorum yapmayı unutmayın ya hu, neyse bu bölümde yeni birkaç kişi gelecek ve bölüm yine azcık dram ve romantizm karışımı olacak valla hiç aksiyon yazacak havamda değilim belki bir kaç bölüme yazarım iyi okumalar dilerim...
Halil İbrahim Karasu Anlatımı
Sabah kalktığımda onu izliyordum ama saat daha 5'ti o yüzden onu şimdi uyandırsaydım büyük ihtimalle kafama sürahi yiyebilirdim, şimdi onu izliyordum çok güzeldi pike ince olduğu için vücut hatları belli oluyordu. Hala benden utanıyordu ve daha giyinmediğimiz için pikeyi omuzlarına kadar çekmişti ve hala benden biraz utanıyordu ama çok güzeldi. Kendimi tutamamıştım, ellerimi onun karnının üstüne koymuştum. Hissetmişti ki gözlerini yavaşça açtı ve bana döndüğünde "günaydın eşkiya" demişti bende sevdiğim kadına bir kaç iltifat etmiştim "günaydın güzelim", "şuan Rapunzel'e benziyorsun" dediğimde "nasıl yani?" diye sormuştu elimi saçlarına götürdüm sarı saçları güneş ışığında parlıyordu "saçların... güneş ışığında parlıyor da ondan ha bide çok güzelsin" demiştim o bana dönüp "teşekkür ederim yakışıklı" demişti sonra bana dönüp kısa ama anlamlı bir öpücük bırakmıştı yanaklarıma. Onun bu öpücüğünden sonra dudaklarına uzandım ve yavaşça üste çıktım öpüşmemiz derinleşiyordu ta ki Zeynep ayrılana kadar "hadi eşkiya yeter bu kadar sana tamam mı?" dediğinde ben omuz silktim ve "neden ki işim yok gücüm yok ve bize ayırabileceğim bir sürü vaktim var" dedim o burnuma işaret parmağını koyup beni itti "hadi kalk eşkiya sen çık banyoda giyin" demişti ben bir teklif yapmıştım ama kabul etmemişti odadan çıkarken şöyle demiştim "çıkacağım ama lütfen Zeynep'im benden utanma" o bana dönüp kafa salladı "elimde değil ama deneyeceğim" dedi.
Ben giyindiğimde salona gidip bekledim bir kaç dakika sonra o da geldi "gel eşkiya kahvaltı yapalım" dediğinde ayağa kalktım ve mutfağa ilerledim o malzemeleri çıkartmıştı zaten bende hemen yardıma koştum.
***
Zeynep Leto Anlatımı
Kahvaltıyı yapmış ve bulaşıkları yıkamıştık hiç sorun çıkarmadan her şeyi beraber yapıyorduk ben duş alacaktım önce Halil İbrahim'e söylemem gerekiyordu "ben duş alacağım eşkiya haberin olsun" dedim ve duşa gittim büyük ihtimalle sonra o girerdi. Duştayken şunları düşünüyordum -Her şeye rağmen böyle bir hayatımızın olması mükemmel bir şey galiba. Onu çok seviyorum, o da beni seviyor, her şeye rağmen yıkılmadık.-
Duştan çıktığımda bornozumu giydim ve kıyafetlerimin olduğu odaya doğru ilerledim, içeri girdiğimde hemen üstümü giyinmeye koyuldum. Ben giyinirken içeriden Halil İbrahim'in sesi geldi bana "Güzelim, kahve yapacağım sende ister misin?" diye sordu ben de kahveye hayır diyemeyeceğim için "olur yakışıklı" dedim. Üstümü giyinip, saçımı kuruttum. çıktığımda Halil İbrahim mutfaktaydı, oraya gittiğimde elinde kahvelerle beni bekliyordu. Ben elindeki kahveyi alırken o sordu "bu gün kahvenin oraya uğrayalım mı? hem bizim uşakları da görürüz" dedi ben de arkadaşlarımızı özlediğim için "olur gidelim özlemiştim zaten" diye cevap verdim o da koltuğa doğru ilerleyerek şöyle dedi "kahvelerimizi içelim çıkarız yola" ben kafamla onayladıktan sonra koltuğa oturduk.
***
Halil İbrahim Karasu Anlatımı
Kahvehanenin önündeydik, onlar her zamanki gibi içerideydi oturuyorlardı Temel, Turan ve Osman. Onları bende Zeynep'te çok özlemiştik, içeri doğru ilerlerlerken ben Zeynep'e göz kırptım o da hemen anladı ve sol tarafa doğru ilerledi onları korkutacaktık. Ben masanın tam arkasında sağdaydım Zeynep'se aynı yerde solda, elimi kaldırıp parmaklarımla üç işaretini yaptım ve her saniye bir parmağımı indirdim son parmağımı indirirken önlerine zıpladık ve "n'aber uşaklar" diye bağırdık onlar bizi gördüğünde şaşırdı ve korktu hatta Turan az kalsın sandalyeden düşüyordu. Sarılma faslı bittiğinde Temel imalı imalı bakarak "bizde siz bizi unuttunuz sandık" dedi ben hemen gülümseyerek ve Zeynep'in elini tutarak "sizi unutmak mümkün mü kardeşim?" dedim coşkulu bir sesle. Ardından oturduk ve konuşmaya başladık Turan ellerimizi fark etmiş olacak ki Temel'i dürttü ve "ben size demedim mi Temel bunlar olur diye" dedi biz biraz kızardık sonra Temel lafa girip şöyle dedi "hepimiz farkındaydık zaten ama onların fark etmesi biraz zor olmuş gibi" Osman bir kahkaha patlattı ve "hayırlı olsun kardeşim" dedi, ben biraz kızardım sonra Zeynep ağzını açtı ve konuştu "sağ ol Osman'ım" dedi ben neden utandım onu bile bilmiyordum.
Güzelce eğlenmiştik aradan 3 saat geçtiğinin farkında bile değildik, sonunda ben ve Zeynep kalktık ve onlara veda ettikten sonra eve doğru yol aldık. Zeynep'e saati sorduğumda "5 olmuş saat" demişti. Arabayı sürerken yola değil Zeynep'e odaklıydım o bunu fark etmiş olacak ki şöyle dedi "bana değil yola odaklansan eşkiya" dedi, ben kafamı döndürürken şöyle dedim "e ne yapayım çok güzelsin sevgilim" bana baktı biraz kızarmıştı "teşekkür ederim yakışıklı ama sen yine de yola bak yoksa kaza yapacağız" demişti. Ben kendimi toparladım ve yola odaklanmaya çalıştım, biraz zaman geçtikten sonra bana döndü ve bir soru sordu "sence düşmanımızın bir sonraki hamlesi ne olacak". "Bilmiyorum Zeynep'im ama tehlike hala var dikkatli olmalıyız" dediğimde bana döndü ve konuştu "belki de bekliyorlardır doğru zamanda hamle yapacaklardır" dedi benim aklımda sadece o olduğu için pek açıklayıcı bir cevap verememiştim "onlar hamle yapana kadar ben hamle yapmayacağım taktiklerini ve tekniklerini öğrenmem gerekiyor" dediğimde hafif kıkırdadı ve bana dönüp "tamam profesyonel eşkiya" dedi bu lafın üstüne ben de güldüm eve varmıştık yol konuşurken kısa sürüyordu anlaşılan. Evin kapısını açtığımda ilk içeri giren Zeynep oldu akşam olunca burası biraz soğuk oluyordu üşümüştü anlaşılan. Ben de içeri geçtiğimde "üşüdün mü?" diye sordum bana dönüp gözlerini kıstı "biraz üşümüş olabilirim" dedi ben kapıyı kapatıp yanına gittim, koltuğa oturdum ve ona sarıldım bana bir soru yöneltti kollarımız hala birbirimizin bedenindeyken "sen nasıl bu kadar sıcak olabiliyorsun" dedi bende gururlu bir sesle cevap verdim "kış mevsiminde ev varken kapının önünde kalarak vücut sıcaklığımı dengelemeyi öğrendim" dediğimde benden ayrıldı ve bana şaşırmış gözlerle baktı "ev varken neden kapı dışında kaldın ki" dedi sanırım gizli kalması gereken bir şey söylemiştim ama sıyrılabilirdim "sadece bir iddiaya girmiştim" dedim. Onaylar gibi kafasını aşağıya ve yukarıya salladı pek inanmışa benzemiyordu ama neyse. Kahvehanede yemek de yemiştik o yüzden toktuk, Zeynep mutfağa kahve yapmaya gitmişti bende fırsat bu fırsat dedim kendi kendime ve hemen mutfağa gittim ona arkasından sarıldım. Kafamı omzuyla boynunun arasına gömdüğümde bir kaç öpücük bıraktım, kahveleri kenara çektikten sonra bana döndü ve yaklaştı küçücük bir öpücük bıraktı dudaklarıma, sonra salona doğru ilerledi. Koltuğa oturduğumuzda bana yaslandı ve kahvesini yudumladı "sence biz mutlu olabilecek miyiz?" diye sormasını beklemiyordum kısık ama güzel bir sesle cevap verdim "bütün engellere rağmen bak birlikteyiz, mutluyuz bu mutluluğu kimse bozamayacak sana söz veriyorum. Yeter ki sen benim yanımda ol, hep benimle ol, hep benim ol" dediğimde gözlerini yüzümde gezdirdi "bende söz veriyorum hep seninle senin yanında olacağım, en önemlisi hep seni seveceğim".
Gece çökerken gözlerimiz kapanmaya başlamıştı uyumak üzereydik ben koltuktan kalktığımda ona elimi uzattım, tuttu elimi sıkıca. Yürürken bana yetişti yükseldi ve dudaklarıma uzun bir öpücük kondurdu her ne kadar bana kısa gelse de. Birlikte yatağa uzandık o her zamanki gibi başını göğsüme yasladı, konuşurken uyuduğunu hissettim. Baktığımda yanımda bir melek vardı güzel bir melek -Sarı saçları, okyanus mavisi gözleri olan bir melek kokusu bahar gibi olan bir melek, çok güzel bir melek...-
Zeynep Leto Anlatımı
O ellerini saçlarımda gezdirdiğinde gözlerim kapanıyordu, en son hatırladığım şey alnıma bir öpücük kondurmasıydı. Sonrası uyuyakalmıştım galiba, hatırlamıyordum.
Evet efenim bu bölümlük benden bu kadar yeni bölüm biraz geç gelebilir o yüzden merak etmeyin atacağım en geç haftaya cuma gelir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyiki: Başlangıç | HalZey |
RomantizmBu kitap her şeyin baştan başladığı ama gereksiz bazı karakterlerin olmadığı bir kitap. İyiki: Başlangıç Karadeniz'de normal bir gündü ama bir değişiklik vardı iki kişi şehre katılmıştı Halil İbrahim ve Zeynep onlar 20 yıl önce 2 arkadaştı ama birbi...