Evet efenim bu gün hikayemizin 15. bölümüyle karşınızdayım bölüm hakkında ne yazacağımı bilmiyorum kısa keseceğim bölüm konusu sürpriz olsun iyi okumalar dilerim...
Halil İbrahim Karasu Anlatımı
Sabah uyandığımda kollarımda olan Zeynep'i fark etmem zaman almadı, altın sarısı saçları sabah güneşinde parlıyordu ben yine onun güzelliğine dalmıştım. Ellerimi saçlarında gezdiriyordum, bir hareketlenme hissettiğimde ona baktım okyanus mavisi gözleri yavaş yavaş ortaya çıkıyordu. Biraz ona baktıktan sonra eğildim ve meleğimin alnına bir öpücük bıraktım onun elleri göğsümü okşuyordu buda beni yükseltiyordu. Yatakta oturur pozisyona geçtiğimde onu belinden yakaladım ve kucağıma, bacaklarımın üstüne oturttum. Anın şokuyla önce bana baktı ve gözlerini kıstı sonra bana uzandı ve sarıldı "günaydın yakışıklı" dedi boyun girintime öpücük kondururken, bu kadın beni ve kalbimi delirtiyordu şuan duyulacak şekilde atıyordu elimde olan bir şey değildi o da bunu duymuş olacak ki şöyle dedi "sakin ol eşkiya kalbin duracak" onun sesini duymak, ona dokunmak, onunla olmak dünyanın en güzel şeylerinden biriydi ben düşünürken o bunu fark etmiş olacak ki konuştu "istersen seni düşüncelerinle baş başa bırakabilirim" bunu duyduğumda "gitme! Zaten düşüncelerim senin üzerine kurulu" dedim ilk kelimeyi derinden gelen bir sesle söylemiştim ben de anlamamıştım zaten. Hala bacaklarımın üstündeydi bu çok güzel bir histi 'sevdiğinin yanı başında olması' bunları düşünürken önümde bir parmak şıkladı Zeynep konuşunca ne yapacağımı bilemedim "şu düşüncelerini benimle de paylaşabilir misin merak ettim?" ne diyecektim seninle olmayı, öpüşmeyi ..... falan çok seviyorum mu? en iyisi şunu demekti "düşüncelerim bana kalsın sevgilim" önce sinirli bir ifadeye büründü ama sonra yumuşadı "tamam eşkiya" dedi. Ben onunla ilgili güzel şeyler düşünürken (kesin öyledir Halocum) o bana doğru yaklaşıp "ben kahvaltı hazırlamaya gidiyorum eşkiya" dedi bana eşkiya demesi çok hoşuma gidiyordu ama sanırım cevap vermem lazımdı kalkmaya çalışırken kolundan yakaladım ve kucağıma çektim bana şaşkın gözlerle bakarken ben şöyle dedim "biraz daha böyle kalsak olmaz mı?" sesimin tonuna dikkat etmiştim.
Zeynep Leto Anlatımı
Halil İbrahim beni birden kucağına çektiğinde şaşırdım o bana "biraz daha böyle kalsak olmaz mı?" diye sorduğunda onu kırmak istememiştim ama şöyle dedim "bütün gün böyle kalacak değiliz ya gel içeri gidelim yakışıklı" dedim biraz bozuldu galiba bana üzgün ve kırgın bir ifadeyle baktı ama ben çoktan kalkmıştım. Ona elimi uzattım ve "hadi gel" dedim o beni ikiletmeden kalktı yüzünde hala üzgün bir ifade vardı, suratı asıktı. Gönlünü almam lazımdı ama nasıl olacağını bilmiyordum.
Kahvaltıyı yapmıştık ama hala yüzü asıktı gönlünü almanın bir yolunu bulamamıştım ama bulduğumda uygulayacaktım, zaten bana kıyamıyordu eşkiyam benim. Sofrayı toplarken bana kedi gibi bakıyordu, üstündeki siyah gömlekle de çok yakışıklı duruyordu bu adam beni delirtecek.
Sofrayı topladıktan sonra Halil İbrahim duş almaya gitmişti, (duşa dalmayacak bu arada SPOİLER ALERT!!!) ben hala ne yapacağımı düşünüyordum.
Duştan hemen çıkmıştı odada giyiniyordu bulmam gerekiyordu, ne yapacaktım bu kediye evet kedi dedim çünkü kediye benziyor şuan saçları ıslak olduğu için yani önceki görüşlerime göre saçlarını kurutmayı sevmiyordu ama hasta olurdu. Odadan giyinmiş bir şekilde çıkmıştı saçları her zamanki gibi ıslaktı yanıma biraz mesafe koyarak oturdu ben ona bakıp kalktığımda bir hareket yapmadı havlu aldım ve geldim. Arkasına otururken "saçlarını kurut eşkiya hasta olacaksın gece buralar soğuk oluyor" dedim arkasına oturduğumda saçlarını hafif hafif kurutmaya başladım ve şöyle dedim "bana kızgın mısın?" kafasını hafif yan döndürdü yüzünün bir kısmını görebiliyordum "birazcık olabilir" dedi. Ben bunu duyduğumda sordum "peki bunu nasıl bitirebiliriz?" diye sorduğumda elimdeki havluyu aldı ve koltuğun kenarına koydu, vücudunu bana doğru çevirdi ve yaklaştı "bence sen biliyorsun" dedi içten bir sesle benim aklıma geldiği için biraz kızarmıştım sanırım ama en sonunda dudaklarına yaklaştım öptüm uzun soluklu bir öpücüktü sonra şöyle dedim "bunu mu istiyorsun?" birbirimize çok yakındık nefesini hissedebiliyordum "temel olarak evet ama birazcık daha fazlası da olabilir" dedi ben bu sefer kıpkırmızı olmuştum sonra sesini duydum "ama önce sana bir şey söylemem lazım Zeynep'im, lütfen kendini benden uzaklaştırma buna gerek yok" dediğinde durdum nefes aldım ve konuştum "tamam ama benim için daha zor lütfen anla beni" dedim kısık bir sesle. Halil İbrahim önce boynuma yaklaştı sonra kafasını oraya gömdü uzun bir öpücük bıraktı sonra koltuğa biraz yaslanıp kollarını açtı ve "gel" dedi çok güzel bir sesle sandığım gibi değildi, ona yaklaştığımda dudağıma başparmağını koydu "seni korkutmak istemedim özür dilerim sadece uyumak istiyorum" dedi sesi hala çok güzeldi beni düşünmüştü ben bu adamı hak edecek ne yaptım ki ya. Dudağıma doğru yönelip kısa bir öpücük kondurdu sonra bacaklarını iki yana açtı, beni kendine çekti başımı göğsüne bastırdı kalbinin nasıl attığını duyabiliyordum "seni korkuttuysam özür dilerim" dedi aynı güzellikteki bir sesle ben nasıl cevap vereceğimi bilemedim "bende özür dilerim seni kırdığım için" dedim sonra kafamı onun yüzüne kaldırdım "ben sana kırılmadım ki küsmedim de sadece benim için böyle düşündüğün için üzüldüm ama sen yine aldın bütün üzüntümü, yorgunluğumu. Yani senin beni kırman imkansız gibi bir şey tamam mı bir daha böyle düşünme." dedi sonra burnuma dokundu benim cevap vermem gerekiyordu "tamam söz bir daha olmaz yakışıklı" dedim başımı boynuna gömerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyiki: Başlangıç | HalZey |
RomanceBu kitap her şeyin baştan başladığı ama gereksiz bazı karakterlerin olmadığı bir kitap. İyiki: Başlangıç Karadeniz'de normal bir gündü ama bir değişiklik vardı iki kişi şehre katılmıştı Halil İbrahim ve Zeynep onlar 20 yıl önce 2 arkadaştı ama birbi...