Evet efenim buuuu güüğğn mühtişim ötesi kitabımızın 16. bölümüyle karşınızdayım neyse uzatmadan geçelim bölümde ekşın ve romantizm olacak bunun dışında bir kaç sürprizim olabilir iyi okumalar dilerim...
Halil İbrahim Karasu Anlatımı
Sabah kalktığımda yanımda uyuyan bir Zeynep'le karşılaştım, melek gibiydi... Onu uyandırmadan parmaklarımı kollarının üstünde gezdirdim sonra saçlarına uzandım derin bir nefes çektim sonra öptüm. Gözleri yavaşça açılmaya başladığında bana kısık bir sesle "günaydın eşkiya" dedi ben şöyle devam ettirdim onun lafını "sana da günaydın güzelim". Yanımdayken hiç bir derdim yoktu ne bir sıkıntı ne de endişe, ona bakınca düşüncelerini görüyordum ona ufak çaplı bir şaka yapmak için düşündüğü şeylerden yani tahminim olarak bir tanesini söyledim "tamam biliyorum çok yakışıklı olduğumu ve beni çok sevdiğini düşünüyorsun şuan" dediğimde gözleri açıldı "tövbe tövbe, sen nerden biliyorsun ya yoksa kahin falan mısın içine bir şey mi kaçtı? alooo" dediğinde gülmeye başladım sonra şöyle dedim "merak etme kahin değilim yada içime bir şey kaçması ben hala senin eşkiyanım güzelim" gözlerini kaçırdı sonra konuştu "bunu nerden bilebilirim emin olamadım sen benim eşkiyam mısın?" dediğinde "şöyle anlayabilirsin" dedim ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum, hafif bir sırıtışla söyledi "tamam sen kesinlikle benim eşkiyamsın". Ona anlamlı gözlerle baktım ve "yalnız bu eşkiya seni biraz özlemiş olabilir" dedim imalı imalı, bana baktı ve "şuan olmaz" demekle yetindi bu söylediğim gerçekti, gerçekten onu çok özlemiştim ama bun sonraya saklayabilirdim yani en azından irademin dayandığı yere kadar.
Biraz sonra yataktan kalktık ve yatağı toplamaya yardım ettim, sonra direkt mutfağa gittim midem kazınıyordu tabii bu Zeynep'e olan açlığımdan mı? yoksa normal açlığımdan mı? onu bende bilmiyordum. Zeynep yanıma geldiğinde yanağıma ufak bir buse bıraktı sonra dolaptan yumurta falan çıkarı anlaşılan o da acıkmıştı zaten çok yemek yemiyordu spor, diyet falan dedi ben çok bir şey yemiyorum dedi öyle bir şey işte. Ama maaşallah ben hominigırtlak yiyordum tabii yaptığım spor sonucu kaslarıma bir şey olmuyordu hala taş gibi belirgin baklavalarım vardı sanırım kendimi övmeyi bırakmam lazımdı ama görünüşe bakılırsa Zeynep'te kaslarımın hayranıydı tabii ben olsam bende hayranı olurdum bak yine kendimi övdüm neyse bir ara çaresine bakarım bu olayın. Demin kolumda hissettiğim ağrıyla ayıldım ve düşüncelerim çıktı Zeynep tahta kaşıkla koluma vurmuştu tabii çok acımamıştı ama bir öpücük için her şeyi yapabilirdim hemen rolüme girdim "-uff Zeynep'im ne yaptın ya çok acıdı" dedim ve yüzümü ekşittim o hemen yanıma geldi "nasıl ya o kadar sert vurmadım acıdı mı özür dilerim" dedi ben biraz daha oyunu sürdürecektim "nasıl sert vurmadın ya neye uğradığımı şaşırdım" dedim baktığımda onun gözleri sulanmıştı ben bir anda döndüm ve "hey, sadece bir şakaydı acımadı ki" dediğimde bana sinirli bir bakış attı "korkuttun beni Halil İbrahim bu ne biçim şaka" dedi azcık yüksek bir ses tonuyla ona yaklaştım "özür dilerim güzelim bu kadar korkacağını tahmin etmedim" dedim ve tuttuğum elini öptüm ona sarıldım "bana böyle şakalar yapma tamam mı?" dedi ben de hatamın farkına vardığım için "tamam yapmam güzelim" dedim ve omuz boşluğuna bir öpücük bıraktım.
Birkaç Saat Sonra
Şakanın dozunu kaçırmıştım galiba bir şeyler yapmam önemliydi gidip özür dileyeyim en iyisi. Salondan mutfağa doğru adımımı attım zaten yakındı sonra Zeynep'i aradı gözlerim, sevdiğimi. Onu gördüğümde kahve içiyordu yüzü asıktı arkasına gittim ve sarıldım biraz bekledim ve boynuna dudaklarımı bastırdım "hala kızgın mısın bana?" diye sordum sonra "çok özür dilerim Zeynep'im" diye ekledim kafasını yavaşça döndürdü ve "kızmadım. Sadece korkuttun beni" dedi ben kafamı onun kafasının yanına uzattım ve bir öpücük bıraktım yanağına "bir daha kesinlikle yapmayacağım" dedim bana sarıldı, biraz kaldıktan sonra elimi onun omzuna attım ve kendime çektim salona doğru yürüdük sonra koltukta her zamanki şekilde oturduk, bir elim onun saçlarında dolanıyordu diğeri ise belindeydi onun elleri ise ben göğsümde ve karnımda dolanıyordu, bu çok hoşuma gidiyordu. Saat daha öğleden sonra olduğu için uyuyamazdık da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyiki: Başlangıç | HalZey |
Roman d'amourBu kitap her şeyin baştan başladığı ama gereksiz bazı karakterlerin olmadığı bir kitap. İyiki: Başlangıç Karadeniz'de normal bir gündü ama bir değişiklik vardı iki kişi şehre katılmıştı Halil İbrahim ve Zeynep onlar 20 yıl önce 2 arkadaştı ama birbi...