Kharan ile birlikte odadan çıktığımızda ismini sormayı -sonunda- akıl edebilmiştim. O yavaş ama büyük adımlarla büyük bahçeye çıkarken ben de onun adımlarına yetişmek için koşuyordum. "Peki buradaki herkes nasıl uçabiliyor? Bu imkânsız bir şey!"
Kharan bal rengi gözlerini kısıp 'şaka mı yapıyorsun' der gibi bir bakış attı ve önüne döndü. Büyük kapıyı tek eliyle ittirirken "Bu onların yeteneği." dedi. "Bazı soydan gelenler böyle değiştirilmiştir. DNA'ları Kara Akbabalarla eşleştirilmiş. Ancak biraz daha farklı işliyor."
"Nasıl yani?"
"DNA'yı sırtlarınlarındaki omurilik sıvısının içine yerleştiriyorlar. Belli bir yaştan sonra ortaya çıkıyor. Sıvı olduğu için vücuda geri dönebiliyor, böylece sürekli kanatları açık gezmiyorlar." dedi. Sonra yine aynı bakışı atarak "O kadar şey içinden bir tek buna mı şaşırdın?" deyip güldü. Bende güldüm.
"Azarath!" seslendiği çocuk eğitimden ayrılıp yanımıza geldi ve Endre'nin çıkarken yaptığı gibi sağ elini göğsüne koyup başını eğdi. Bunun bağlılığı temsil ettiğini anlamıştım. "Lucia için oda hazırlanmasına yardım et. Daha sonra okula kaydını yaptır." onunla abi kardeş gibi konuşuyordu. Aslında Kharan herkesle öyle konuşuyordu. Azarath sarı-beyaz olan, anlına düşen saçları eliyle itti ve Kharan'a gülümsedi. Daha sonra bana dönüp mavi gözlerinden birini kırptı. O kadar tatlı görünüyordu ki gülmeden edemedim.
Azarath iki elini yumruk yapıp sıktı ve yanlarına yerleştirdi. Bu sırada sırtından iki adet uzantı hızla çıktı. Sıvı şeklindeydi, ancak havaya temas edince donmuş gibi kaskatı kesilip kanat şeklini alıyordu. Sıvı tamamıyla donduğunda iki adet beyaz üstüne sarı gölgeler olan kanat ortaya çıkmıştı. Bir anda kanatlarını açtı yere vurarak zıpladı. Daha sonra uçarak gözden kayboldu.
Ben büyülenmiş gibi bakarken Kharan "O ve Endre ilk öğrencilerim. En çok onlara güvenirim. Sende güvenebilirsin. Ayrıca bir süre burada kalacaksan okula gitmen gerek. Diğerlerinden bir hafta geç başlamış olacaksın, pek bir şey kaçırmadın. Sadece..." yerdeki bir taşı ayağıyla iteleyip düşünür gibi kaşlarını çattı. "Üstün yeteneğini bulmamız gerek."
Endre koşarak yanımıza geldiğinde ikimizde onun soluklanmasını bekledik. "Arkadaşları. İçin. Arama. Başlatıldı." her kelimede nefes alıyordu. Kharan ona sorgulayıcı bir bakış atınca "Azarath'dan kaçıyorum." dedi ve gitti. Kharan onların bu çocukluklarına alışmış gibi gözlerini devirdi. "Hadi artık biraz dinlen. Yorucu bir gündü." dedi. Kafa sallamakla yetindim.
--------
Lance Afrodit'i bulduğu için sevinmişti ancak şimdi diğerlerini bulması gerekliydi. Havadan yardım istemişti ve onları duymuştu.
"Daha gidecek miyiz?" Afrodit de onun gibi yürümekten yorulmuştu. Hava onları alışveriş merkezinden çıkarıp bir sürü jetin olduğu bir yere getirmişti. Afrodit bunların Dünya'daki arabalar yerine kullanıldığını biliyordu. Gezegenler arası geçişte jetler kolaylık sağlıyordu.
Hava bir jetin yanında durduğunda Lance etrafa baktı. "Ne yapacağız?" Afrodit kararan gökyüzünün etkisiyle çıkan esinti yüzünden titremişti.
Lance çarpık bir gülümsemeyle "Jete bineceğiz." dedi.
"Şaka yapıyorsun!" Afrodit şaşırmıştı. "Delirdin mi sen! Başkasının aracına gizlice girmiş oluruz! Yakalanırsak ne olur biliyor musun!"
Lance bir elini Afrodit'in omzuna koyup diğeriyle ağzını kapatmıştı. "Sessiz ol! Bizi yakalatacaksın!"
"Kim var orada!" jetlerin arkasından gelen ses güvenlik olduğunu belli ediyordu. Elindeki fenerle etrafı tarafı. Lance Afrodit'in omzuna bastırdı ve "Eğil!" dedi. Jetin arkasına saklandıklarında sadece soluk alış verişleri duyuluyordu. Fener ışığını kesince Lance "Tel tokan var mı?" dedi. Afrodit hızlıca başını salladı sarı saçlarının arasından bir tel toka çıkardı. Lance tokayla jeti açtı ve bindiler. Yine aynı şekilde jeti çalıştırdığında nasıl kullanacağını bilmediğini fark etti. Kafasını sinirle arka koltuğa vurdu ve "Kahretsin!" dedi. Tek tek düğmeleri denerken Afrodit Lance'nin kolunu tuttu. "Lance! Buraya birisi geliyor! Sanırım sahibi." karanlık olduğu için şanslılardı, adam onları görmemişti. "Hemen arka koltuğa geç!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAFİR
Fantasy"Kaçtık, kaçırıldık, yakalandık, öldürüldük, öldürdük, bıçaklandık, kör olduk, savaştık, güçlerimizi kullandık, devrim yaptık. Ama bütün bunlar içinde doğru yaptığım tek şey sana aşık olmaktı Endre Morai." ------------------------- Lucia ve arkadaşl...