3. Bölüm

193 20 2
                                    

Gül ve Elçin diğer kızlardan önce buluşmuşlardı. Böylece İstanbul'un sabah manzarasına biraz göz gezdirebileceklerdi. Tabi ki kızların bundan haberi yoktu olsa kesinlikle karşı çıkarlardı. Ve bu fikrin Gül'den çıktığını söylemeye gerek yoktur sanırım.

Sahile varıp, bir banka oturdular. Saat sabah 4.30 u gösteriyordu. Sahile gelmeden önce, yolun karşısından, sekiz tane simit almışlardı. Birgül ve Eleni burda olsa, kesin simit yerine gevrek derlerdi. İzmirliler öyle dermiş. Bu konu hakkında uzun bi' süre tartışmışlardı.

Torbanın içinden kendilerine aldıkları, fazla simiti çıkarıp, sessizce yemeye başladılar. Normalde çok konuşan bu iki kız, çok sessizdi o sabah. Gül çok heyecanlıydı bunu yaptığı için, hep böyle maceralar yaşamak istemişti sonuçta. Ama bu yaptıklarının sonucundan korkmuyor değildi tabi. Elçin ise sadece hayellerinde kurardı böyle bir kaçamağı. Ve şu anda yaşadıklarının gerçek olması ve bundan sonra olabilecekler bir an yüzüne tokat gibi çarpmıştı.

Ama ikisininde hemfikir olduğu bir konu vardı. Hatta sadece ikisinin değil, hepsinin hem fikir olduğu bir konu. Birbirleri için yapabilecekleri çoğu şeyi yapmaya hazırlardı. Buna evden kaçmak dahildi.

Biraz daha oturup, buluşma yerine doğru yola çıktı onlarda. Fazla geçmeden buluşma yerindeydiler. Güle oynaya kızları beklemeye başladılar. Biraz da kavga ede ede. Her zamanki halleri işte...

-----------------------------

Eleni ve Birgül otobüsten inmiş ve buluşma yerine doğru yola koyulmuştu. Fakat Birgül daha önce İstanbul'a hiç gelmemiş, Eleni ise gidicekleri yeri bilmiyordu.

Bu yüzden Birgül taksiye binmeyi teklif etmişti, Eleni'ye. Eleni ise taksiye boşa para vermek istememişti. Bir saat boyunca dolaşıp durmuş, buluşucakları yeri aramaya devam etmişlerdi. Ama Birgül gerçekten pişmişti. Omzunun bir karış altındaki sarı düz saçları terden kafasına yapışmış , mavi gözleri ise yorgunluktan ışığını kaybetmişti.

Eleni'nin de bundan farkı yoktu. Siyah belindeki saçları karışmıştı. Pekte güzel göründüğü söylenemezdi.Kahverengi gözlerinde ise, hala yolu bulabileceklerine ait umut kırıntıları vardı. Ayrıca sabahın beşinde bu yerlerin pek güvenilir olduğu söylenemezdi.

Birgül derin bir iç çekip, arkadaşına döndü

"Hadi ama, daha ne kadar dolaşacağız ? Artık taksiye binelim. Ne sen ne ben biliyoruz şu yeri" diye tek nefeste konuştu.

Gruptaki kızlar, tek nefeste bu kadar çok konuşmasına hayret ederlerdi zaten. Eleni ise sanki Birgül'ün bunu demesini bekliyormuş gibi, hemen kafasını salladı. Yoldan geçen bir taksiyi durdurup bindiler. 15 dakika sonra buluşucakları yere gelmişlerdi. Görüş açılarına kahkaha atan Gül ve Elçin girmişti bile.

--------------

Buse çok rahat bir şekilde yolculuk yapmıştı. Diğer kızlar gibi aile endişesi yoktu, izin almıştı sonuçta. Ama onlar için endişe etmeyi bırakamıyordu bir türlü. Birgül ortaya şaka veya değil bi' fikir atmıştı, diğer kızlar ise bu fikir bekliyormuş gibi balıklama atlamışlardı. "Ama ya bu olay, en büyükleri olarak benim başıma patlarsa?" diye düşünmeden edemedi. "Neyse..." diye mırıldandı kendi kendine... 

Neyse...

'Biz birlikte olalım da...' Oyalanmadan taksiye atladı ve adama elindeki adresi verdi. Adam en fazla 50 yaşında gözüküyordu. Ama bu, dikiz aynasından Buse'yi dikizlemesine engel olmuyordu sanırım.

"Dakika bir, gol bir." diye mırıldandı tekrar. Şoför ise konuşmanın bir yolunu bulmuş gibi, sevinçle "Bir şey mi dediniz güzel bayan?" diye sordu. Elçin ve Gül burada olsa 'Ay götüm.' der, biri adama, diğeride arkadaşına laf sokardı. Zincirleme yani. Dilara küfreder, Birgül ve Elenide dalga amaçlı kariılık verip kendilerini eğlendirirlerdi. Buse ise hafiften korkmaya başlamıştı. Abisi sağolsun, kendisini koruması için 18 yaşındayken bi' kaç hareket öğretmişti ona. Tabii bu korkmasına engel olamadı maalesef. Ama korkak gözükmesi onun için iyi olmazdı. O yüzden sırtını dikleştirdi ve "Hayır." dedi, çıkartabileceği en sert sesiyle. Adam sanki mesajı almış gibi önüne döndü ve Buse'yi istediği yere götürdü. Buse indiğinde birbirine sarılan Gül, Birgül , Eleni ve Elçin görmüştü. O yanlarına gidene kadar tekrar yere oturmuşlardı. Ama Buse'yi görünce hepsi birden, tekrar ayağa fırlamıştı ve Gül birinin ayağına takılıp yere kapaklanmıştı. Ardından söve söve ayağa kalkıp koşarak Buseye sarılmıştı.
Bunlar Buse'yi güldürmüştü. Kendi kendine kıkırdayıp herkese teker teker sarılmıştı.
"Ben hepinize yeterim, kızlarım."
--------------------------------

Karavan HırsızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin