5. Bölüm

175 16 2
                                    

Kızlar boş boş otururken aynı zamanda onları kimin kurtarabilceğini düşünüyorlardı. Ama ailelerine haber verirlerse bu macera başlamadan biterdi ve hiçbiri bunu istemiyordu. Evet kesinlikle istemiyordu.

Hepsi bi yerlere dalmışken Birgül'ün birden ayağa kalkmasıyla aynı anda ona döndüler. Birgül gözünde ışık ve yüzündeki piç gülümsemeyle kızlara bakıyordu. Kızlar bir şey anlamamıştı tabi ki. O sırada Birgül bağırmaya başladı.

"Memur bey, memur bey bakar mısınız? " memur tek kaşını kaldırarak yavaş yavaş yürümeye başladı. Birgül bu hareketine sinir olsa da yüzündeki gülümseme düşmemişti.

"N'oldu?" Memurun bu kaba davranışı yüzünden Birgül yüzünü buruşturmamak için kendini zor tuttu. Cesaret almak ister gibi dönüp kızların yüzüne tek tek baktı. Sonra cebindeki kağıt parçasını kontrol etti. Polise dönüp
"Ailemi aramama izin verir misiniz?" diye sordu.

Kızlar gözünü kocaman açıp Birgül'e yapma der gibi bakmaya başladı. Polis önce Birgül'e daha sonra arkadaki gözünü kocaman açmış kızlara bakıp gözünü kıstı.
Bir iş var ama hayırlısı diye düşündü.
Parmaklıkların deliğinden yavaşça anahtarı sokup çevirdi ve karşısında ki sarışın kızın çıkmasına izin verdi.

Birgül sakin gibi görünmeye çalışarak numarayı yavaşca tuşladı. Hiç sakin değildi aslında. Ya yardım etmezlerse, ya yardım etmelerine ramen çıkamazlarsa ?

Çalıyor...
Çalıyor...
Çalı-

"Alo?" dedi hattın öbür ucundaki melodik ses. Birgül'ün zaten patlayacak gibi atan kalbi bir an tekledi. Polise yandan bir bakış atıp konuştu.
"Hey,"
Yalnızca iki saniye nasıl konuşması gerektiğini düşündü ve tekrar söze başladı.
"Acaba bizi gelip alabilir misin, babacığım." "Memur bey ailemiz gelmeden çıkmamıza izin vermiyorda..."
Birgül adreside söyleyip, anlamasını umarak karşıdakinin konuşmasını bekledi.
"Geliyorum."
Dıt dıt dıt...
Şaşkınlıkla bir süre telefona baktı ardından Memurun boğazını temizlemesiyle kendine geldi.
O sırada hücrede kendini bekleyen şaşkın arkadaşlarını hatıtlayıp geri döndü.
"Gene kafandaki tilkilerin kuyruklarını birbirine bağladın değil mi? Ne yaptın acaba ?" diye sordu Elçin.
"Kafamda tilki falan yok. Tilkinin kendisi benim."
"Herneyse."
"Zamanı gelince görürsünüz kızlar. Size Okyanusu getiriyorum."
O sırada kızların düşünceleri: "yine ne saçmalıyo bu manyak..."
------
Çocuk kızlara bakıp iç çekti.
"Nasıl başardınız?"
Birgül olayları anlatırken çocuk onu dikkatlice izliyordu. Kızlarsa çocuğu...
Orta boylu, sanırsam 1,75 boylarında.
Siyah, dağınık saçlı. Yeşil ve hafif büyük gözlü birisiydi. Muhtemelen 17 yaşında, herkesin göz zevkine uyacak biri değil fakat kızlar arasında popüler olduğu kesin bir tip.

"Bence, artık kendini tanıtmalısın." dedi Elçin yumuşak bir sesle.
"Ben Okyanus. Sizde kendinizi tanıtmayı deneyebilirsiniz..."
Ah evet, Birgül'ün yaptığı espiriyi yeni anlamışlardı.
"Size okyanusu getiriyorum..."
Merhaba Okyanus, n'aber?
"Ben Elçin, Birgül'ü zaten tanıyorsun belli ki..." Birgül'e sert bir bakış atıp devam etti. "Gül, Dilara ve Buse." Tek tek tanıtıp bir tepki bekledi.
Gül'ün dirsek atması dışında.
"Neden bizi tanıtıyorsun? Bırakta kendimi tanıtayım, Pislik." diye sinirle fısıldadı Gül.
Çocuk sessizce kıkırdadı. "İsterseniz bizde kalabilirsiniz..."
"Ama o-"
"Bir yer bulana kadar." Buse'nin sözünü keserek kendi sözlerini tamamladı. Ardından tekrar kıkırdadı.
"Ne neşeli bir çocuk. Bir! Onaylıyorum onu! Abisi veya kardeşi varsa ben alabilir miyim ?" diyip sırıttı Elçin. Aslında fısıldamaya çalışmıştı ama sesini ayarlamayı hiç bir zaman becerememişti. Çocuk gerçekten gülmeden iyi dayanmıştı. Aslında dayanamamıştı. Bir saniye kadar durduktan sonra kahkahayı patlatmıştı. Elçin'in suratını gördükten sonra da Gül aynı şeyi yaptı.
"Sen onun kusuruna bakma. Ne dediğini bilmiyor o, oksijen çarptı onu." Kahkahalarının arasından zar zor bunu söyleyebilmişti, Gül.
"Ha evet, evet. Oksijen kafa yapıyor bende. Bakma sen bana. Ama sen yinede kardeşin falan var mı söyleyebilirsin."
Okyanus, nefes nefese konuştu. "Abim var. Bana fazla benziyor aslında. Şansını deneyebilirsin ama o biraz daha asosyal. Kızlara falan bakmaz genelde. Anime kızları, anime kızları ve manga kızları. Evet. Sıralaması tam olarak bu."
"Ne konuştun be dostum." utanması geçtiği için espri yapmakta sorunları da kalmamıştı Elçin'in. Zaten, o dediklerini duyan birinden, fazla utanmazdı.
"Adı ne abinin?"
"Atlas."
"Oha! İsme bak yerim. Ahiy, ben şimdiden çocuğa aşık oldum gençler. Acaba bana bakar mı. Ama dur! Flört etmeliyiz önce. En güzel aşama o. Şöyle göster ama elletme falan."
"Heyecan yaptı kız, biri şuna vursun beni yormayın." Gül soğuk kanlı bir şekilde bunları söylemişti.
" Acımasız... Cani... biraz insaf hayallerimin erkeği çocuk."
"Kızlar... kızlar... Ahiy ne oluyor acaba? Bir çeşit 'Ayyy' falan mı?"

Karavan HırsızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin