8. Bölüm

123 8 15
                                    

Selam canlar yine ben Birgül. Sizi oyalamıycam multimedyada Okyanus'um var ♥♥♥ . İyi okumalar!
-------------------------

Parka geldiklerinde Elçin ve Birgül'e kızlar ufak çaplı bir şaşırma seansı, ardındanda sorgulama seansı uygulamışlardı. Nedeni ise aralarındaki iki kaçak yolcuydu. Tabi Buse'nin haberi olduğu için o şaşırmamıştı. Birgül zihninde karavana izinsiz giren bu kaçaklara, normalde yapılan ceza yöntemlerini uyguladığını hayal ediyordu. Elçin hariç hiç kimse halinden memnun değildi. Elçin'e göre ise isterlerse birbirlerini yesinler herkesle bir arada olduğu sürece sorun yoktu. Bencillik ettiğini ama bundan mutlu olduğunu düşündü bütün olanlar boyunca. Birgül, Buse olayı anlatmamış olduğu için anlattı. Yani anlatmaya çalıştı. Her kafadan sürekli bir ses çıkıyordu. Sonunda Buse kafasında evirip çevirip düşündüğü şeyi ortaya attı. "Madem gelmek istiyorlar, bırakalım gelsinler. Ama bizimle hiç bir bağlantınız olmayacak. Her şeyinizi kendiniz halledeceksiniz ve kalacağınız kişilere kesinlikle rahatsızlık vermeyeceksiniz." Buse sadece psikolojik baskı uygulayarak dediklerini kabul ettirmeyi umdu. Çünkü aslında bu pazarlığı yapabilecek bir şeyleri yoktu. Atlas tam kendileri için bir kaç şey ekleyecekti ki kardeşi önce davranıp anlaşmayı kabul etti. "Tamam, herneyse. Bize uyar,"
Sonra Atlas'a baktı ve bastırarak, yapmacık gülümsemesiyle konuştu. "Değil mi abiciğim ?"
Atlas önce tek kaşını kaldırıp tuhaf bir şekilde Okyanus'a baktı. Sonra omuz silkti. "Hıhı,"
Herkes bıkmıştı ve ne olacaksa olmasını istiyorlardı.
Birgül sabırsızca ayağını yere vuruyordu. "Artık gidebilir miyiz? Mola verince Kiminle kalacaklarına karar veririz."
Elçin bir anda dikleşip saldırmaya hazır köpek gibi gözlerini Birgül'ün üzerine dikti. Bu bakışlardaki anlamı çözmüş olmasına ramen korkan birgül hızla sürücü koltuğuna geçmeye yeltendi. Sonra nereye gideceklerine karar vermediklerini hatırlayıp zınk diye durdu ve arkasını döndü. "İlk durak neresi ?"
Elçin hevesli bir şekilde bağırdı. "Denizli !"
"Yani şey, pardon. Heyecanlandımda... Denizli'ye gidelim. Denizli'de deniz yokmuş, çok tuhaf !"
Hiç kimsenin bir itirazı olmayınca Eleni kafasını salladı. "Oraya giderken ilk benzin istasyonunda duralım. Bi' kaç şey bakacağım."
Önce Birgül gitti. Ardından bi kaç saniye kızları süzüp Atlas'da gitti ve giderken kardeşini yanında sürükledi. Herkes teker teker giderken Elçin, Eleni'nin plan yaptığını anlamıştı. "Aklından geçenler neler ?"
Eleni utana sıkıla yaptığı planı anlattı. Bel altı vurmaları gerektiğini, erkeklerin ancak bundan etkileneceğini ve o sırada yapılması gereken diğer şeyleri anlattı. Plan biraz zor ama yapabileceklerinin en iyisi gibi gelmişti. Tabi ki bu görevi Birgül'e yıkacağı için çok dert etmedi. "Sen diğerlerine anlat, ben Birgül'ü hallederim,"
Karavanlara dağılıp navigasyonları açtılar. Elçin sürmek için ısrar etti fakat Birgül Keçisi'ni ikna edemedi. Adı üstünde, keçi ! Bir süre önde olan tabi ki Birgül'ün sürdüğü karavandı. İstanbuldan çıkana kadar bu böyle devam etti. Zaten o trafikte önde olması pek avantaj sağlamadı. Fırsatını bulduğu yerlerde Buse gaza basıyor,Birgül' 'e yavaşlaması için bağırıyordu. En sonunda şehirden çıktılar ve Buse'de kötü yola düştü, gaza bastı.
"Yanlarından geçerken biraz yavaşla," dedi Gül. Elçin ve Birgül'le dalga geçmek istiyordu. Pencereler aynı hizaya gelince camı açtı ve onlarında açmasını bekledi. "Hey kaplumbağa olmuşsun be Hatun, biraz ateşlen !" "Ha bu arada, Denizli'de deniz yok Elçin, evet !" Sonra da kahkaha atarak camı kapattı ve Buse mesajı alıp kıkırdayarak gaza bastı. O andan sonra biraz sorun çıkacağını biliyordu çünkü Birgül'ün damarına basmışlardı. Bu yüzden hızını biraz azaltıp, bilerek bu hayali yarışta yenilmiş gibi yaptı. "İlk benzinlikte dur Buse." Eleni bunu söyledi ve planı anlatmaya koyuldu. Benzinliğe girene kadar anca her şeyiyle planı anlatabilmişti. Birgül, uzaklaşan Elçin ve Okyanus'u izledi. Telefonu almak onun için çocuk oyuncağı olacaktı. Yılların tiyatro birikimi işte. Derin bir nefes alıp planı uygulamaya başladı.
Birden telefonu çalmış, mesaj gelmiş gibi yapıp telefonu eline aldı. Olmayan mesajı okudukça yavaşça kaşları çatıldı. Sonunda ise ağlamaya başladı. Bi süre sessizce saçlarını önüne dökerek ağladı. Daha doğal olur diye düşündü. Tabi Atlas' Birgül camdan uzaklaşan elçin ve okyanusu izledi. Telefonu almak onun için çocuk oyuncağı olacaktı. Birden telefonu çalmış gibi yapıp telefonu eline aldı. Olmayan mesajı okudukça kaşları çatıldı. Sonunda ağlamaya başladı. Bi süre sessizce saçlarını önüne dökerek ağladı. Daha doğal olacağını düşündü. Tabi Atlas'ın onu görebileceği bir pozisyondaydi. Atlas, kızın saçlarını öne alıp mesajı okumasını, mesajı saklamak istemesine yorumladı. Ama bir süre kız kafasını kaldırmayınca iyi olup olmadığını sordu.
Birgül'ün dudaklarina kötü bir gülümseme yayıldı. Şeytanice. Ama atlas görmesin diye bu ifadeyi yüzünden saniye içinde sildi. Görseydi, bir şeyler karıştırdığını anlardı. Atlas karavanın içinde hareket edip ön koltuğa yaklaştı. Ön koltukların yanlarında olan boşluğa gidip diz çöktü. Birgül'ün saçlarını geriye attı ve kızın ağlamaktan kızarmış gözleriyle karşılaştı. Birgül hemen kafasını çevirip utanmış givi yaptı. Telefonunu arkaya atıp, saçlarıyla yüzünü örtmeye çalıştı. Atlas ise buna izin vermeyip, endişeli gözlerle O'na baktı. Tekrar iyi olup olmadığını sordu. Birgül ise soruya cevap veröek yerine, birden Atlas'a sarılıp ağlamaya başladı. Hem de çok daha şiddetli bir şekilde. Biraz abartmaktan zarar gelmezdi. Atlas şok olmuş bir şekilde iki saniye bekledi. Ardından silkinip kızın ince vücudunu kolları arasına aldı. Birgül yüzündeki zafer gülümsemesini silemedi ama zaten Atlas göremezdi. Sarsıla sarsıla aplarsa cebinden telefonun gittiğini anlamaz diye düşünüp, o sırada hızlı el hareketleriyle Atlas'ın arka cebinden telefonunu çekip, Elçin'in eşyalarının üzerine attı. Ses çıkmamaması için yakındaki tek olasılık onlardı. Sonra çekilip, burnunu çekerek Atlas'a baktı. Konuşmak için biraz bekledi ve boğazını temizledi.
"Bu olanlar... aramızda kalsın olur mu ?"
Bilerek çekingen bir tavırla sormuştu. Atlas kafasını sallayinca planın devamını getirmeye çalıştı. Bunun için bir bahane bulup dışarı çıkmalıydı. "Ben elimi yüzümü yıkayıp geleyim. Kusura bakma." Birgül telefonu olduğu yerden alıp bir şeyleri arıyormuş gibi yaptı.Kafasını Atlas'a çevirip burnunu yalandan çekip "Bulamadım," diye mırıldandı.Sonra karavandan atlayarak inip, tuvalette kendisi bekleyen Gül, Dilara ve Busenin yanına gitti. Içeri girip kapıyı kilitledi.Döndüğü an kendine bakan iki çift göz gördü. Nolur nolmaz diyerek bütün tuvaletlerin boş olduğuna emin oldu ve kızlara döndü.O sormadan Buse,Dilara'nın Elçin'le olduğunu söyledi.Gül hemen "Alabildin mi?" diye sordu.Birgül kaşlarını havaya kaldırdı ve havalı bir şekilde saçlarını geriye attı.Dalga geçer gibi "Sence?" diye sordu. Biraz bekleyip sözlerini devam ettirdi. "Benim elimden kim kurtulabilir ?" diye ekledi. Biraz kendini beğenmişlik yaptığını farkındaydı ama umursamazlığı tuttu.
"Telefonu ver bakayım," dedi Buse. Birgül'ün elinden kaptı. "Yangından mal mı kaçırıyorsun Buse ?" diye alay etti Gül.
Telefonu biraz kurcaladıktan sonra ancak kayıtları bulabildiler. Aceleyle silip, Birgül'ü tekrar Atlas'ın yanına postaladılar.
Karavana ulaştığında konuşarak içeri girdi fakat içeride kimse yoktu. Bunu konuşmayı kesene kadar fark etmedi. Önce kaşları çatıldı, sonra birden ikisi birlikte uçuşa geçtiler. Suratına yine o şeytani gülümsemesi yayıldı ve koşarak dışarıda gördüğü ilk çalışana koştu. "Pardon bakar mısınız ?" Telefonu uzattı. "Bu telefonu uzun boylı, yeşil gözlü kumral bir çocuk görürseniz O'na verir misiniz ? Muhtemelen şu an içeridedir." Adamın kabul etmesini beklemeden telefonu eline tutuşturup karavana koştu. Bunu görünce Okyanus'u, Atlas'a bakması için gönderip Elçin ve Dilara'da karavana bindi. Diğer kızlar görünürde olmadıkları için onlarında bindiğini düşündü.
"Sıkı tutunun millet, gidiyoruz ! Erkekler olmadan bir hayata hazır olun !" Birgül heyecanla bunları söyleyip gazladı. Tabi çok geçmeden öbür karavanda peşlerine takıldı.

Karavan HırsızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin