6. BÖLÜM

120 15 1
                                    

Okyanus boş bi alan bulunca arabayı yavaşça durdurdu. İnip Birgül'ün kapısını açmaya gitti.
Açarkende hafifçe öne eğilmiş ve tek elini Birgül'e uzatmıştı.

"Leydim.." Birgül normalde kapısının açılmasından hoşlanmazdı. Hakaret gibi gelirdi ona. Sanki kendi eli ayağı yokmuşta ona muhtaçmış gibi. Ama bu sefer böyle hissetmemisti. Nedense çok tatlı gelmişti bu hareket onun gözüne. Hafif bi şekilde gülerek elini eline uzattı.

Vay canına, elleri gerçekten çok soğuk.
Acaba bir Edward Cullen vakasıyla mı karşı karşıyayız ?

"Teşekkür ederim" hızla yürüyerek karavanın sürücü koltuğuna yerleşti.

"Evet şimdi n'apıyoruz ?"

.......30 DK SONRA.....

"Bu kadar çabuk kavramanı beklemiyordum. Gerçekten iyisin. Ama tabi ki daha cadde de kullanabilceğini sanmıyorum."

"Teşekkür ederim, iyi bi öğrenciyim. Ama bence cadde de bile kullanabilirim." Cümlesini tamamlayıp gaza bastı hız yapmayı severdi. Şu ana kadar tek oyunlarda hız yapmıştı ama bunun ondan ne farkı olabilirdi ki ?

"Hey hey Birgül ! Yavaşla daha trafiğe çıkıcak kadar iyi değilsin. "

"Iddaya var mısın ? Eğer kazanırsam, bu karavan benim olur."

"Hayır iddaya yokum ve sen karavanı hemen durduruyorsun. Birgül ikimizede zarar verebilirsin."
Okyanus cok ciddi gözüküyordu ama bu Birgül'ü ürkütmemişti tam tersi sinirlendirmişti. Feministlik vardı Birgül'ün kanında. Pek belli etmesede o tarafı tutunca kötü olurdu. Bu yüzden gaza biraz daha yüklendi. Trafiğe çıkmayı planlamıyordu zaten. Tamam biraz planlanmış olabilir ama şimdi onu sinirlendirince kesinlikle trafiğe çıkıcaktı. Kendine güveni tamdı. Eve kadar gidebilirlerdi en azından.

Okyanus ise bu kızda birşeyler olduğunu başından hissetmişti. Bu kız kesinlikle onun kafadandı. Ama sadece inat yüzünden trafiğe çıkması onu çok sinirlendirmişti. Daha kullanmayi bile tam bilmiyordu ve trafiğe çıkmaktan söz etmesi bile mümkün olmamalıydı. Güzel sürüyordu fakat bunun nedeni onlardan başka etrafta araç olmamasıydı. Buda bizim şansımız diye düşündü. Sonra yavaşça başını döndürdü ve kaşları çatık yolu izleyen kıza baktı. Kanının kaynadığını hissetti...
------
"Eyvah !" Telaşla bağırdı kız.
"Ne oldu ?"
"Kardeşin... Yemekten sonra bana araba sürmeyi öğretecekti. Resmen çocuğu ektim !"
Sessizce güldü Atlas.
"Dert etme. Benimlesin sonuçta. Alınmaz."
"Öyle mi dersin ? Ama öğrenmek istiyordum. Püf... Aa, şey. Sizin aranızda kaç yaş var ? Kaç yaşındasın sen ?"
"Ben on dokuz yaşındayım. Yani yeni girdim. İki yaş var aramızda."
Elçin hayretle kaşlarını kaldırdı. "Bizimle yaşıt mı yani ? Vay canına. Büyük tesadüf olmuş."

Atlas kafasını salladı.

Açık olan animede korkunç şeyler olurken ikiside irkildi. Sonra Atlas'ın irkilmesine şaşıran Elçin tekrar irkildi. Ardından bu halini komik bulup gülmeye başladı. Ona tip tip bakan oğlan karşısında utanarak gülmeyi kesti. "Şey, bence komikti. Yani böyle şeylere hep gülerim."
Sonra dank etti. Hayretle sordu.
"Sen hayaletlerden korkar mısın ?"
Oğlan biraz tereddütte kalsada kafasını salladı. Kızın kafasında sinsi planlar kurduğunu iliklerine kadar hissedebiliyordu.
"Kapatalım artık şunu. Sıkıldım ben. Zaten çok iğrenç."
Elçin'in birden konu değiştirmesi yüzünden bir kaç saniye afalladı. Sonra demek istediğini anlayıp, animeyi kapattı.
Kız bir süre sonra derin bir nefes alıp çocuğa döndü. "Beni kuaföre götürür müsün ?"
"Hı ?" Şaşkın şaşkın gözlerini kırpıştırdı oğlan.
"Kuaföre gitmek istiyorum. Canım sıkıldı. Saat geç olmadı henüz. Koskoca İstanbul, açık kuaför vardır herhalde ?"
"Vardır..."
"Ama ben yerini bilmiyorum. Ayrıca araba kullanamam. Beni götürür müsün ?"
"Eh, tamam. Hemen değil mi ?"
"Evet, ama önce odadan bir şey almalıyım. Beş dakika içinde kapıdayım."
Kafasını sallayıp uzaklaşan çocuğu izledi. Sonra hemen yandaki odaya daldı. Kızlara süpriz olsun istediği için, Gül'e tek kelime söylemeden valizi karıştırmaya başladı. Sonunda kumbarasını bulunca içinden bir miktar para aldı. Harçlıklarının birikmesi bazen çok zor olduğu için harcamasıda zor geliyordu. Ama iki senedir hayali olan şeyi yaptırmaya gidiyordu. Bu yüzdende paraya acımadı, aldı ve odadan fırladı. Fırladı dediğime aldırmayın siz. Fırlayamadı. Kapının önündeki halıya takılıp yere kapaklandı. Yinede durmadan yerden bir hızla kalkıp Atlas'a koştu. Heyecanlanmıştı ve Gül'ün huysuz sözlerini duymak istememişti.
Atlas ise üzerine gelen kırk beş kiloluk minyon kızdan korkup yana sıçramıştı.

Karavan HırsızlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin