Bölüm 18

458 38 11
                                    

10 yıl önce

Damlaya yazan numaranın üzerinden 2 gün geçmişti. Damla ona yazan numaraya hiç bir şekilde cevap vermemişti. Yalan yok korkmuştu.

Damla okula geldiği gibi arkadaşlarının yanına gitti. Cesur dün tam bir şekilde taşınmıştı. Artık yoktu Cesur. Konuştukları 2 ayda o kadar çok alışmıştı ki Damla Cesura...

Her şeyi anlatmak istiyordu alakalı alakasız. Misal 9 saat ders çalışmıştı dün. Onu da söylemek istiyordu.

Derin bir nefes alıp Mevsimin yanına oturdu. Mevsimde Damla gibi mutsuzdu ama belli etmiyordu. Belkide şu an en çok gülen oydu...

Aslında Damlada belli etmeyi sevmezdi ama mimiklerini kontrol ede bilen biri değildi.

Damlanın mutsuz olduğu şey Cesurdu ama Mevsim için aynı şey söylenemezdi. Ona hep yara olan sadece ailesiydi...

Mevsimle Damla öylece oturmuş, Kaanla Egemende sınav için kopya hazırlıyordular. "Salaksınız yemin ederim ya." Mevsimin dedigiyle Egemen ve Kaan aynı anda gözlerini kısarak Mevsime döndüler. "Ona ayıracağınız zamana oturup ders çalışsanız, okul birincisi olursunuz bu kafayla ama yok anca kopya."

"Matamatik hocasına benzedin lan." dedi Kaan garip bir bakış atıp yine önüne döndü. Egemen "Vallaha derse oturunca karabasan geliyor sanki üzerime" dediğinde Mevsim gülerek göz devirdi.

Yandan Damlayı izledi. Sıkıntılı bir nefes çekti içine. "Noldu?" dedi saçlarını okşarken. Damla kafasını Mevsimin omzuna yasladı. "Gitti Mevsim." Kafasını iki yana salladı umutsuzca Mevsim. "Bilmediğim bir şey?"

Telefonunu çıkarıp ona yazan numarayı gösterdi. "Bir numara yazdı özür dilerim diye. Yazmadım bende." Kaşlarını çatarak telefonu eline aldı Mevsim. Tek bir şey yazılmıştı, oda özür dilerimdi.

Numaraya göz gezdirdi. Tanıdık değildi. "Ya Cesursa?" Dedi aniden.

Damla kafasını kaldırıp Mevsime baktı. "Olur mu harbi? Yazar mı?" Bir şey demedi Mevsim. Biliyordu. Her lafı hayel kırıklığıydı. Umutdu. Umudun sonu hayel kırıklığıydı.

Mevsimde istemiyordu Damla kırılsın. En son isteyeceği şey bile olamazdı. "Ben bunu bilemem Damla. Hem numaranı nerden bulacak ki?" dedi dudağını dişlerken. Umutlanmıştı bile Damla.

Telefonu Mevsimin elinden alıp, numarayı bir kez daha okudu. Bu mesaj ona Cesurla konuştukdan sonra gelmişti. Cesura karşı bir burukluğu vardı. Aniden uçup gitti.

Böyleydi Damla değer verdiği insanlara.

Eğer bir insana değer verirse çabuk kırılır lakin çabucakda geçerdi kırgınlığı. Bazen bir ters bakışa kırıla bilir, bazende bir gülüşe sevine bilirdi.

Damla: Kimsiniz?

Yazdığı gibide telefonu kapatıp sıraya koydu. Mevsim onun bu haline kafasını iki yana sallayıp kendine isyan etti Damlayı umutlandırdığı için. Ama ikiside onları izleyen Kaandan haberleri olmamıştı.

~~~~

Cesur kafasını sıraya gömmüş uyumaya çalışıyordu. Başı çatlayacak derecede ağrıyordu. Bu gün uyuşturucuyu kullanmayacaktı. Bırakamak istiyordu. Başladığı güne her gün lanetler ediyordu.

Normalde insanlar başı ağrıyınca ilaç içerken uyuşturucu bağımlıları uyuşturucu kullanırdı. Bu acınaklı bir durumdu. Hemde hiç olmadığı kadar.

Yıllar Sonra Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin