altı

602 70 14
                                        


Bölüm biraz kısa oldu, ama sizi daha fazla bekletmemek için paylaşmak istedim.

Yorumlarınızı bekliyorum..

Keyifli Okumalar...🖤

_____________

Sabahın ilk ışıkları odaya usulca süzülürken omzumdaki sızının verdiği rahatsızlıkla gözlerimi araladım. Yanımda yatan Belgin Savcı boynuma sokulmuş, nefesinin sıcaklığı tenimde geziniyordu. Her nefes alışında boynumda hissettiğim hafif ürperti kalbimin hızla çarpmasına neden oluyordu. Onu uyandırmak istemiyordum, bu yüzden mümkün olduğunca sessizce yataktan kalkmaya çalıştım.

Omzumdaki ağrıyı hafifletmek için hemşirelerden ağrı kesici almanın en iyisi olacağını düşündüm. Fakat tam ayağa kalkmak üzereyken Belgin'in sesi kulaklarımı doldurdu.

"İnci? Nereye gidiyorsun?"

Duraksayıp hafifçe gülümsedim. "Şey... omzum hafif ağrıyor da, ağrı kesici isteyecektim hemşirelerden."

Belgin Savcının yüzünde uykunun ağırlığı varken bile ciddiyetini koruyan bir ifade vardı. "Tamam, sen yat, ben hallederim."

"Gerek yo-"

"Inci, hallederim dedim. yat hadi."

Derin bir nefes aldım ve onun kararlılığına direnmemeye karar verdim. "Peki" diyerek yatağa geri uzandım.

Belgin Savcı önce hemşireyi çağırmak için düğmeye bastı, ardından üstünü ve uzun koyu Kahverengi Saçlarını düzeltti. Uykusuz ve yorgun haliyle bile nasıl bu kadar çekici olmaya başarıyordu.

Beklerken gözlerimi tavana dikmiş, içimdeki tuhaf hissi bastırmaya çalışıyordum. Birkaç dakika sonra kapı tıklayıp Ceylin hemşirenin içeri girdiğini gördüm.

"Günaydın canım, omzum yine biraz ağrıyor da, ağrı kesici yapabilir misin?" diye nazikçe sordum.

"Tabii hocam, hemen." Ceylin, hızlı ve tecrübeli hareketlerle ağrı kesiciyi enjekte ederken gözlerim Belgin'e kaydı. Yine şimdiye kadar o yalnızca bana gösterdiği endişeli ifadeyi gördüm. Bu yüz ifadesi, bana her seferinde garip bir his veriyor, kalbimin yumuşamasına neden oluyordu.

Hemşire işini bitirip odadan çıktıktan sonra omzumdaki rahatlamayı hissettim, ancak bu sefer sadece omzum değil, başım da ağrıyordu. Her zamanki gibi Gerginlik ve yorgunluktan kafamın içinde zonklayan bir ağrı vardı. Elimi başıma götürerek iç çektim ve başımı yastığa geri koydum.

Belgin Savcı koltuktan hızla kalkıp yanıma geldi. "N'oldu, iyi misin?" diye sordu, sesi endişeyle karışık sertti.

Gözlerimi hafifçe aralayarak, "Başım ağrıyor ya oofff" dedim.

Bir anda daha da endişelendi, "Dur, başka bir doktor çağırayım. Bu hastanenin profesörü falan nerede acaba" diye çıkıştı ve kapıya doğru adım atmaya hazırlanırken elini tuttum.

"Belgin."

Gözleri önce ellerimize, sonra da gözlerime kaydı. Bir an için durdu, ellerine bakarken zaman sanki yavaşladı. Gözlerinde alışılmadık bir yumuşaklık belirdi, Yeşilleri her zamankinden farklıydı, daha merhametli ve sıcak.

"Gerçekten gerek yok" dedim yavaşça.
"Yorgunluktan ağrıyor başım, stres falan olduğumda hep böyle olur. Yeni bir şey değil, merak etme. Hem ağrı kesici birazdan etkisini gösterir."

İtiraz edecek gibiydi, kaşları hafifçe çatıldı. Ona gülümseyerek karşılık verdim ve kendimdem de beklemediğim bir Cesaretle Belgin Savcıyı biraz daha kendime çekerek ellerimi beline doladım.

İhtilaf (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin