(Kitabul - Hevatîf)'i yazan der ki; bâzı hadis bilginleri, Eıi'Nadr b. Amr Eİ - Harisi'den nakl etmişlerdir : «Cahiliyet devrinde yan başımızda bir havuz vardı. Kızımın eline küçük bir kab verip suya gönderdim* Gecikti, gelmedi. Onu aramağa kalkıştık. O kadar aradık ki artık ümidimizi kestik. Aradan epey bir zaman geçtikten sonra bir gece evimin damı altında (gölgeliğinde) oturuyordum, bir de ne görsem, yaşlı bir ihtıyar geliyor. Bana yaklaşınca bir de baktım ki o ihtiyar, kızım değil mi? Gayr-i ihtiyari(Kızım!) diye bağırabildim.
-- Evet kızın, diye cevap verdi.
Nerdeydin yavrum? dedim,Beni havuza su almaya gönderdiğin geceT bir cin gelip beni kaptı ve kaçırdı. Onun yanındaydım. Sonra onunla cinlerin bir taifesi arasında harp çıktı. Allah ondan ahci aldı; (Eğer zafere kavuşursan bu kızı ehline teslim edeceksin) diye. Adam da (Evet!) dedi. Bunun üzerine harbi kazandı ve beni gördüğünüz gibi getirip size teslim etti. Ne var ki kızın rengi değişmiş, saçları dağılmış, gayet zayıf bir halde geldi. Yanımızda biraz kaldı. Eski sıhhatma kavuşunca amcasının oğlu ile evlendirdik. Yalnız o cin, amcasının oğlu ile onun arasını bozmak istemiştir. Aralarında epey kavga olmuştur. Birbirlerine: «Gözlerini çıkarırım» gibi tehditler savurmuşlardır. Nihayet insan olan amca oğlu Cinnîye hitaben;Meydana çık da görelim seni deyince, şu cevabı verdi:
Buna imkân yok; babamız, bize görüp, görünmememiz, dizlerimiz çenemize gelinceye kadar yaşamamız, toprağın kuytularında barınmamız için tam üç defa dua etti.
Pekâlâ bana sıtma ilâcını söyler misiniz? dedim.O örümceğe benzeyen hayvancığı bilir misin? dedi.Evet, dedim.İşte onu yakala, ayaklarını pamuk ipliği ile bağla, sonra sol koluna sımsıkı sar, dedi. Dediğini yaptım hiç bir şeyim kalmadı.
Bana, kadın istemeyen adamın çaresini bulabilir misin? diye sorduğumda dedi ki:
Onun adamlarla alâkası var mı?
Evet, dedim.
Eğer adamlarla alâkası olmasaydı, çaresine bakardık, diye mukabele etti. •
Bâzı hadîs âlimleri Zeyyad b. En-Nadr el - Harisî- den nakl etmişlerdir: «Cahiliyette, yaptığımız bir havuzun başında oturuyorduk. Mahallemizden, Amr b. Malik adında bir adam vardı. Onun genç ve güzel bir kızı vardı. Eline bir su kabı verip: Haydi kızım git şu havuzdan bize su getir, dedi. Kız gitti; fakat bir daha dönmedi. Bunun üzerine adam telâşla mahalleyi ayağa kaldırdı. Bütün mahalle gittik, her tarafı aradık fakat kızın izine rastlayamadık. Meğer bir cin onu kapıp götürmüş. Sonra Hazreti Ömer (R.A.)'m zamanında kız saçları, tırnakları dökülmüş, perişan bir halde geldi. Babası onu tanıdı ve :
Nerdeydin yavrum? diye çıkıştı.Hani o gece beni su getirmek için havuza göndermiştin ya, işte o zaman bir cin geldi, beni kaptığı gibi kaçırdı. Bana hiç dokunmadılar.
Sonra İslâmiyet doğunca, onlardan müşrik olanlar kendilerine harp açtılar. Allah ona: (Şayet zafere kavuşursan kızı ehline teslim edecek misin?) diye sorunca,(Evet) diye söz verdi. Bunun üzerine Allah onu zafere kavuşturdu, o da gelip beni size teslim etti. Sonra bende, saç ve tırnaklarımı yolarak bir işaret bıraktı ve bana dedi ki: Bir ihtiyacın olduğu zaman beni çağır, imdadına yetişirim. Sonra babası onu mahalleden bir gençle evlendirdi. Aralarında anlaşmazlık çıkınca cinn'i kendine has bir sesle çağırdı. Cin hemen şimşek gibi imdadına yetişip :
Ey Beni Haris! Doğru durun. İnsan olarak ve şerefinizle yaşayın, dedi.
Biz onun sesini duyuyor, fakat kendisini göremi yorduk. Dedi ki :
Ben yalan yerde idim, sesini duyunca hemen geldim. Cahiliyette şerefim iktizası, müslüman olduktan sonra da dinimin icabı ona hiç el sürmedim. Adama da: Eğer biraz yanaşsaydm gözlerini çıkarırdım, dedi. Biraz ilerledik. Haydi bakalım görün de çıkar gözlerimizi, diye meydan okuduk. Bunun üzerine o, şöyle dedi :Babamız, görüp görünmememiz, toprağın altından çıkmamamız ve ihtiyarlayınca tekrar gençleşmemiz için Allah'a dua etti, dedi.