Bölüm:12 "Sevmek ve Hissetmek"

63 4 0
                                    

Uzuuun bir ara oldu ama telafi için uzun bir bölüm yazdım. Daha önce söylediğim gibi meslek yetiştirme kursu için şehir değiştirmem gerekiyor ve kalacağım yurtta telefonuma el koyulma ihtimali yüksek. Kısaca bir ay burada olamayacağım.

Onun dışında Elvan açısından bol itiraflı bir bölüm oldu. Aslında bir bakıma Elvan'ın neden böyle davrandığını ya da Kaner'in karşısında neden donup kaldığını öğrenmiş olacağız. Multimedia'da Kaner ve Elvan var!

Keyifli Okumalar! Bir ay sonra görüşürüz! Kendinize iyi bakın!

¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤

Hayatım boyunca sevdiğim ve sürekli yaşamak istediğim bir an vardır. O da uykuyla uyanıklık arasındaki o ince çizgide kalıp hem bilinç altında hem de gerçek dünyada olmak ve bu anın tadını çıkarmaktır.

Normalde sevdiğim bu anı şimdi acı çekerek yaşıyordum. Bana ne olduğu hakkında hiçbir şey hatırlayamazken gözlerimi açmaya çalıştıkça iğne batırılıyormuş gibi canım yanıyordu. Başıma biri balyozla vursa harika olurdu çünkü beynim zonkluyordu. Komaya falan mı girmiştim ben?

Elimin üstünde hissettiğim acıyla kıpırdanmaya çalıştım. Ama sadece çalıştım. İcraata geçebilmem için biraz daha zorlamam gerekecekti sanırım.

"Niye uyanmadı?! Şimdiye ayaklanması gerekirdi!" Bağırmadan konuşamıyor musun sen?

"Elimden geleni yaptım Uğur Bey. Şok geçirmiş ve sanırım bu aralar fazla stresli anlar yaşamış. Tahlillerinde de hiçbir sıkıntı çıkmadı. Yapması gereken tek şey istirahat edip dinlenmek. Eğer başka bir sorunuz yoksa diğer hastalara bakacağım." Birincisi ben şok falan geçirmedim! İkincisi stres benim göbek adım. Üçüncüsü ne tahlili?! Ayrıca diğer hastalar derken? Bu bana dolaylı yoldan hasta diyor. Hasta falan değilim ben! Ve bu iğrenç dezenfektan kokusunu daha fazla çekemeyeceğim!

"Tamam doktor. Gidebilirsin." Sanki sen demesen temelli burada kalacaktı.

Ah! Durum değerlendirmesi yapacak olursam neden şok geçirdiğimi hatırlayamadığım bir şey yaşamıştım ve şu an hastanedeydim. Başımda dikilip beni dikizlediğini hissettiğim bir adet Uğur vardı. Bir dakika Uğur? Uğur'un yanında ne işim vardı benim?

Gözlerime batan iğneleri umursamadan göz kapaklarımı hareket ettirirken başımda bir hareketlilik hissettim.

"Elvan? Elvan iyi misin? Nasıl hissediyorsun. Doktoru çağırayım mı? Benimki de soru. Bekle hiçbir yere kıpırdama doktoru çağıracağım." Keşke bu çocuk kol kaslarını geliştireceğine biraz beyin jimlastiği yapsaydı. Hayır, arada lazım oluyor çünkü.

Kapıya doğru hareketlenirken doktoru görmek istemediğimi fark ettim.

"U-Uğur." Sesim benzetemeyeceğim bir tür hayvanın sesi gibi çıkarken bunu uzun süre konuşmamama bağladım. Kaç saattir uyuyordum ben?

"Söyle canım." Ne canımı be! Iy, yılışık yılışık!

"Doktoru falan çağırma. Ne oldu bana, onu anlat." Sesim biraz daha insan sesine benzerken bana far görmüş tavşan gibi bakan Uğur'a iki tane çakasım geldi.

"Ne yani ne olduğunu hatırlamıyor musun?" Yok, hatırlıyorum da zevkine bir de senden dinleyeyim dedim.

Kaşlarımı çatarak cevap vermeye çalıştığım da konuşmaya başlamıştı.

"Ne kadarını hatırlıyorsun?" Hafızamı zorlarken aklıma ilk gelen Bâki Baba olmuştu. Babacan bakan kahveleri hatırlayınca içim burkulurken gözümün önüne Abay'la yaptığım tartışma ve devamında gelişen olaylar gelmişti. Sıkıntılı bir nefesi dışarı bırakırken Uğur sabırsızca cevap vermemi bekliyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 24, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ELVANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin