iyi okumalar <3
"Derdin ne?" Barış'ın sesi, sabrının son demlerindeydi. Gözleri hiddetle parlıyordu. Öfkesinin büyüyen dalgalarına karşı koymadan, sadece gözlerine baktım. Ne hissettiğimi anlamalıydı. Sözsüz bakışlarımla ona her şeyi anlatmaya çalışıyordum ama suskunluğum onu daha da alevlendirdi. "Çıldırayım mı istiyorsun?" Bir adım daha yaklaşıp sesi neredeyse patlayacak kadar yükseldi. Sinirlerim gerilmişti, nefesim hızlanmıştı. Zorluyordu beni. Çok zorluyordu. Ve o kıvılcımı attığında artık geri dönülmezdi.
"Çıldır," dedim, dişlerimin arasından fısıldarcasına. Kaşları şaşkınlıkla havalandı. "İlişkimizin daha ikinci gününde başka bir kızla adının anılması için elinden geleni yaptın, bravo sana." Gözlerimdeki kızgınlık, içimdeki fırtınayı dışa vuruyordu. Dudakları aralanmıştı, beni nihayet anlamış gibi görünüyordu. Gözlerini kaçırarak derin bir nefes aldı. Ama ben umursamadan yerimden kalktım ve ona sırtımı döndüm. Bileğime yapışan sert dokunuşu, beni yeniden kendine çevirdi.
"Ne sikim saçmalıyorsun sen?" diye patladı, sesi duvardan duvara yankılandı. Siniri elle tutulur gibiydi. Ben de öfkeliydim, kıskançlığın damarlarımda dolandığını hissediyordum. Kızgınlığımın harareti her yanımı sarıyordu.
"Sen çok iyi biliyorsun Barış Alper!" dedim, sesim titreyerek.
"Ya sen?" diye karşılık verdi, hiddeti daha da artmıştı. "Eski sevgilinin yanına gidip konuşmak ne demek Ekin? Benim yanıma gelmeden önce onun yanına gidiyorsun, ona gülümseyip duruyorsun." Elini saçlarının arasına geçirip sert bir şekilde çekti. Alnındaki damar daha belirgin hale gelmişti, gözlerim bir anlığına o çekici görüntüye kaydı ama hemen sinirimi geri topladım.
"Mecburdum," dedim, ses tonum biraz daha yumuşamıştı. "Maçımı izlemeye gelmişlerdi. Konuşmasam tuhaf olurdu."
"Peki ya İlkin?" dedi, gözleri ciddiyetle parlıyordu. Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı, kendime hakim olamayıp koluna vurdum.
"Onu mu savunuyorsun bir de şimdi?" dedim alaycı bir kahkahayla. Sinirden dişlerimi sıktım. "Siktir git onunla sevgili ol o zaman, herkes sizi çok yakıştırıyor zaten. Mutlu mesut yaşarsınız artık kulübünüzde."
Barış, kaşlarını çatıp bana dik dik baktı. "Ya sen cidden delirdin, ya da beni delirtmeye çalışıyorsun," dedi, gözlerindeki ateşle. Ama bu sefer ben konuşmadım, sadece öfkeyle ona baktım. Yüzüme yaklaşıp gözlerimin içine sert bir ifadeyle baktı. "Beni zorlama Ekin. Bu dümdüz bir sohbetti. Ama sen o piçe..." Durdu, nefesi hızlanmıştı. "Çıldırtma beni, gözümün içine baka baka ona gülümsemeni izleyemem ben."
Sözleri içimde yankılandı. "Başarılar dedi, ben de teşekkür ettim, bu kadar," dedim inatla. "Eski sevgili olduğumuzu kimse bilmiyor. Yüzüne tükürmemi mi bekliyorsun?"
"Yapman gereken o aslında," dedi soğukkanlılıkla. Gözlerimi devirdim.
"Senin de yapman gereken, benim olduğum yerde seni deli gibi yakıştırdıkları kızla konuşmak değildi," dedim, sesim titreyerek. Boğazım yanıyordu bağırmaktan. Öksürme ihtiyacı hissettim, ama duramadım. "Maalesef ki herkes yapması gerekeni yapmıyor."
Barış kollarını göğsünde kavuşturdu, derin bir nefes alıp verdi. "Bunun nesi sorun anlamıyorum," dedi, sesi daha sakinleşmişti.
"Nesi mi sorun?" dedim, koltuğun üzerine fırlattığım telefonumu alıp ona doğru uzattım. Twitter'daki yorumlar, video ve fotoğraflar açıkça ortadaydı. "İşte bu sorun." Telefonu alıp baktı, sonra bıkkın bir şekilde geri fırlattı.
"Ee?" dedi, kaşlarını kaldırarak. Gözlerim kısa bir an için boynundaki damara kaydı, sonra tekrar ona odaklandım. "Bırak kim ne derse desin. Benim yanımda sen varsın, isteyen kabul etsin, isteyen etmesin. Bunu siktiğimin birkaç yorumu mu değiştirecek?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zıt Kutup, Barış Alper Yılmaz
FanficFenerbahçenin liberosu, fenerbahçenin kızıydı o. Hayatını bu renklere aşık olarak geçirmişti. Onun aksine Barış Alper, galatasarayın jokeriydi. Bir iddialaşmayla girmişti kızın hayatına. Ne de olsa zıt kutuplar birbirini çekerdi, değil mi?