iyi okumalar asklarim <3
"Ekin, artık asma suratını ama ya." Yanımda oturan İsmial'e söylediği şeyin ardından ters bir bakış attım, ne kadar kolaydı bana asma suratını demesi. Barış'ın gitmesinin ardından 2 gün geçmişti, evden hiçbir şekilde çıkmıyordum. O gün etkisinden çıkamamıştım dediklerinin, evinden çıkmam bile belki saatlerimi almıştı. Merdiveninde oturup ağlamıştım öylece. Gücüme gitmişti, kolayca söyleyebildiği o laflar. Bana inanmaması. "Yine başladık anasını satayım." Kendi kendine homurdanır gibi söylemişti bunu İsmail. Sinirle arkamdan aldığı yastığı onun suratına atmıştım doğruca.
"Siktirip gidebilirsin, zorla mı getirdim seni?" Kimsenin arama ve mesajlarına dönmediğim için, evime gelip kontrol etmek istemişti. Daha doğrusu istemişlerdi. Sera Bodrum'da olduğundan yanıma gelememiş İsmail'i görevlendirmişti bir nevi.
"Öyle demek istemedim." Karşı koltuktan kalkıp yanıma oturmuştu, tekrardan dolmaya başlayan gözlerime karşılık ellerimle yüzümü kapatmıştım.
"Sikeyim, ağlamak istemiyorum artık." Bileklerimden tutarak ellerimi yüzümden çekmemi sağlamıştı.
"Ekom ya." İsmail'in sesindeki yumuşak ton, kırılganlığımı ortaya çıkardı ve gözyaşlarımın yeniden yanaklarımdan süzülmesine engel olamadım. Bileklerimi nazikçe tutmuştu, ellerim şimdi boşlukta, istemsizce titriyordu. "Arayayım mı ben Barış'ı, ister misin?" Kafamı sallamıştım heyecanla küçük bir çocuk gibi, en azından nerede olduğunu öğrenirdim. Ona hiçbir şekilde ulaşamıyordum çünkü, nerede ne yaptığından birhaberdim.
"Ara hadi, çabuk." Kafasını sallayarak onaylayıp cebinden telefonunu çıkarmıştı, çaldığına dair çalan sesi işitiyordum. Her saniye geçtikçe açacağına dair umudum azalıyordu.
"Ne var lan?" Telefonun ucundan gelen sesini duymak kalbimin anında hızlanmasına sebep olmuştu, özlemiştim. 2 günde bile sesini özlemiştim. Ellerimle gözyaşlarımı kurulayıp heyecanla yerimde doğruldum.
"Neredesin oğlum sen?" Demişti İsmail ona cevap olarak.
"Bizimkilerin yanına geldim Rizeye."İç çektiğini duymuştum Barış'ın. Demek ailesinin yanına gitmişti, tatile gitmiş olabileceğini düşünmüştüm. "Anlattı mı Ekin?"
"Anlattı da çok konuşamadık, seni bir arayayım dedim o yüzden."
"İso çok kırıldım lan, ben sevgilimi görmeye geliyorum onu eski sevgilisiyle görüyorum. Onun eli Ekin'in belinde falan. Ben aynı ortamda bulunmanızı bile istemiyorum diyorum, Ekin evine getiriyor amına koyayım." Anlattıklarına karşılık göğüsüme ağrı girmişti, gözlerimi kapattım sadece ve dinlemeye devam ettim onu. "Ben onun güvenini kazanmak için o kadar uğraşmışken, Ekin benim güvenimi bir gecede yerle bir etti kardeşim." İsmail'in elindeki telefondan Barış'ın söyledikleri yankılanırken, her kelimesi kalbimi bir bıçak gibi delip geçiyordu. Barış'ın sesindeki kırgınlık, öfke ve çaresizlik... Hepsi bir aradaydı.
"Kanka seni anlıyorum tabii de, çok sarhoştu Ekin valla. Bizim İrfan da tek yollamak istememiş, Merdoyla yollamış."
"Sikerim öyle işi ya, insan mı yok kardeşim bu adamdan başka? Bak abisine söyleyemediği için başımıza bunlar geliyor, yarın öbür gün evine de girmek zorunda kalacak belki. Sırf abisi anlamasın diye." Yükselmişti sesi, sinirlendiğini anlamak zor değildi. "Bana ters kardeşim, Ekin odaklanamıyor bence bizim ilişkimize." İtiraz etmek için dudaklarım aralandığında İsmail telaşla elini ağzıma kapatmıştı.
"Saçmalama lan, deli gibi aşık Ekin sana ben biliyorum." İsmail'in beni savunmasına karşılık gülümsemiştim hafifçe ona. "Ee, ne olacak böyle? Konuşmayacak mısın hiç?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zıt Kutup, Barış Alper Yılmaz
FanficFenerbahçenin liberosu, fenerbahçenin kızıydı o. Hayatını bu renklere aşık olarak geçirmişti. Onun aksine Barış Alper, galatasarayın jokeriydi. Bir iddialaşmayla girmişti kızın hayatına. Ne de olsa zıt kutuplar birbirini çekerdi, değil mi?