ÇÖPLÜK (ASLAZ)

8.BÖLÜM

Selllaaam yeni bölüm sizlerleeee

Öncelikle yorumlarınız için çok çok teşekkür ederim. Bir de twitırdan yorum yapan, DM atan beni motive eden güzel dileklerini paylaşan herkese de teşekkür ederim ve eksik etmezseniz sevinirim🙏

Yazım yanlışları hatalar falan olabilir. Dikkatim cidden çok dağınık ve on kere üstünden geçsemde dalıyorum ve fark edemiyorum. Artık kusura bakmazsınız🙏

Umarım yeni bölümü de beğenirsiniz.

İyi okumalar.

Uygunsuz sahneler vardır. Uyarayım sizi. Okumak istemeyen atlayabilir. (Heee kesin atlarsınız😂)

ÇÖPLÜK

8.BÖLÜM

Ferişin mekanında kahvaltı sofrasının etrafında toplanmışlar kahvaltılarını yaparlarken, Asi kaçamak bakışlarını Alaza atmadan duramıyordu. Tabi o bu konuda daha arsızdı. Gözlerini kendisine sabitliyor asla çekmiyordu.
Bir elinde kahvesi,  gözünde mavi gözlükleriyle rahat bir şekilde sandalyeye yaslanmış öylece kendisini izliyordu. Emir, Yaman, Adem, Fiko da masada olmasına rağmen çokta umurunda değildi.

"Asi al bak ballı terayağlı ekmek"

Emir ekmeği uzatırken, Alaz aniden ekmeği Emirin elinden aldı. Önce gözlerini Emir'e dikti. "Kime niyet" Ardından Asiye bakarak ekmeği ağzına attı. "Kime kısmet" diyerek göz kırparken, Emir ters ters bakınmakla yetindi.

"Çocuklar bakın gözlemede geldi. Hadi yiyin, Alaz oğlum sen niye sadece kahve içiyorsun"

"Bir dakika sizde mi tanışıyorsunuz?" diye sordu Asi gözlerini Alaza dikerek.

"Yok Ferişle tanışmıyordum ama ismini çok duymuştum, yemeklerinin bayağı güzel olduğunu söylemişti Kartal abi"

"Ben de seni çok duydum Kartaldan, oğlum" diyerek gülümserken, aklına bir şey gelmiş gibi yüzünü buruşturdu Feride.

"O Kartal da bok yesin"

"Valla bok yiyen ben miyim yoksa burada oturup hiçbir şey olmamış gibi kahvaltı yapanlar mı odasını ben bilemeyeceğim sultanım"

Kartal sandalyeyi çekip bir ekmek kopartarak menemene dalarken, Alaza bakış atarak cıkladı.
"Hallere bak hallere. Yemişsin kurşunu doymuşsun tabi, şu güzelim menemeni yemediğine göre"

"Sabah sabah kafamızı sikmesen mi abi?"

Alazın sözleriyle, Kartal Ademin çayını alarak yudumladı. "Daha durun ne dedim ki? Biriniz kaçırılıyor, diğeriniz Rüya Soysalanı Çöplüğe alıyor, diğeriniz vuruluyor... lan iki dakika rahat duramıyor musunuz siz?"

"O sırada sen de Dubai de safari mi yapıyordun?" dedi Alaz, zeytinlerden birini alıp ağzına atarak.

"Safari yaptırmıyorsunuz ki, emekli olmama bile izin vermiyorsunuz. Katarda ki planla ilgili irtibatları sağlamaya çalışıyorum. Kaç gün kaldı sevkiyata? Buna odaklanmanız gerekirken siz nelerle uğraşıyorsunuz?"

Önlerinde yeni bir savaş vardı ve Asi bunun için fazlasıyla heyecanlıydı. Daha önce bir çok iş yapmışlardı, genel olarak hepsi baş edilebilinir işlerdi ancak bu işin sonu kötü de bitebilirdi. Milyon dolarların yok olacağı bir işin ucunda Serhan Soysalanı yaşatma ihtimalleri yoktu. Alaz bu planın sonunda nasıl bir plan kıracaktı, niyeti neydi bilmiyordu ama kafasında bir şeylerin olduğu çok belliydi.

"Ben kafamda bir plan kurdum" Alazın ciddi ama hafif gevşek ifadesi karşısında, Kartal gözünde ki gözlükleri alarak kendi gözüne taktı.
"Anlat dinliyoruz neymiş bakalım planın? Ben biliyorum da arkadaşların bilmiyor" dediğinde, Alaz elinde ki kahveyi bırakarak Asiye dikti gözlerini. Onunla aralarında sadece ikisinin anladığı bu etkileşimi seviyordu. Göz göze geldikleri an Asinin biri bakıyor mu diye etrafa bakışı, sonra gözlerini dikişi, o heyecanı fazlasıyla hoşuna gidiyordu.