2. Sezon 0.2

71 4 1
                                    



Bulut beni ceylanla mı aldatıyordu?

düşüncelerimi kaybetmiştim, zaten ne düşünmek istediğimi de bilmiyordum. Fevri karar vermek istemiyordum fakat her şey ortadaydı. Ne yapacaktım? Bulut'un suratına fotoğrafları atıp bunlar ne diye bağırarak ağlamak istedim. Evde ki tüm eşyaları Bulut'un kafasına geçirmek istedim. Fakat bu düşünceleri hemen kafamdan sildim, kendime gelmeliydim.

Fotoğrafları alıp yavaşça odadan çıktım. Ceylan beni kapının önünde karşladı "Güneş hanım çıkıyor mus- " bu fotoğraflar eski de olsa yeni de olsa benimle konusmaya nasıl yüzü tutuyordu bunun! "Çıkıyorum." Diyerek sözünü böldüm ve ilerlemeye başladım.

Arabama bindiğimde hamilelikten midir bilmem midemin ağzına geldiğini hissettim, bebeğimde bu olanlara katlanamamıştı. Bebeğim için sakin olmaya çalıştım ve arabayı çalıştırdım.

Eve vardığımda kapıyı anahtarımla açtım,  yavaşça içeri girdim. Bulut koltukta televizyon izlerken uyuyakalmıştı, hızlıca balkona çıktım ve derin derin nefesler aldım. Koltuğa oturup düşünmeye başladım, fotoğraflar çantamdaydı. Bulut uyandığında ilk işim onunla konuşmak olacaktı.

Bu fotoğraflar eski miydi? Eskiyse bile bana söylemeliydi, en azından onları aynı ortamda bırakmazdım. Peki ya yeniyse? Olacakları düşünmek istemiyordum.

Yeniyse ilk işim canım bebeğim Deniz'i aldırmak olacaktı, dünyaya babasız bir bebek getirmek isteyeceğim son şeydi. Evet adını deniz koymuştuk, iki gün önce bunları öğrenmeden önce.

Düşüncelerimde boğuluyordum, geniş olan balkonum şuan sanki küçücük bir kutu gibi geliyordu. Ne kadar bebeğim için gerginlik yaratmamaya çalışsam da bu pek mümkün değildi. İçim içimi yiyordu ve bu kaçınılmazdı.

Elim yavaşça telefonuma gitti, bulutla olan resimlerime baktım. Delirmiş gibi gözükebilirim fakat bulut'un nerede daha mutlu olduğunu çözmeye çalışıyordum. Benimle olan fotoğraflarında hep ciddiydi,  Ceyda ile olan fotoğraflarında ise hep gülümsüyordu.

Beynime kan sıçramışa dönmüştüm. Sinirle telefonumu duvara fırlattım ve içimdeki acıyla sessizce ağlamaya başladım.  Tam o sırada içeriden "n'oluyo lan" diye bir ses geldi. Hızlıca göz yaşlarımı silmeye başladım. Bulut'un beni ağlarken görmesini istemiyordum çünkü onunla sert bir konuşma yapmayı planlamıştım.

Arkamı döndüğümde Bulut'un yavaşça doğrulduğunu ve etrafa baktığını gördüm. Göz göze geldiğimizde "aşkım?" Diyerek ayağa kalktı ve balkona doğru yürümeye başladı.
İçeri girdi ve yanıma oturdu, "sen ağladın mı? Noldu bebeğim" diyerek yüzümü avuçladı. Hamilelikten olduğunu düşünerek duygularımı asla kontrol edemiyordum, tekrar ağlamaya başladığımda fotoğrafları ona gösterdim.

"Bunlar ne Bulut?"  Yeni uyandığından dolayı gözlerini 2-3 kere ovaladı ve fotoğrafları eline aldı. O da şaşırmışa bekliyordu. "Bunlar ne? Nerden buldun sen bunları?" Diyerek bana döndü ve fotoğrafları masaya fırlattı.

Kalbin temizse nerden ne öğreneceğin belli olmuyordu.

"Sen açıkla bulut! Bunları benim nerden bulduğum önemli mi?" Diyerek ona baktığımda ellerini saçlarına attı ve sertçe çekiştirerek "Güneş, bunlar eski fotoğraflar" dedi.

"Eskiyse bile Ceyda'yı tanıdığımı öğrendiğin bana anlatman gerekmez miydi?" Diyerek ona döndüm. Bulut'un beni aldatmayacağına emindim, bir anlık düşünmüş olsam da şu an içimde böyle bir düşünce yoktu.

"Gerekirdi fakat çok eski bir olaydı. Söyleme gereği duymadım özür dilerim." Dedi üzgünce. Sanırım amacı beni delirtmekti. "Bulut dalga mı geçiyorsun benimle!" Diyerek ayağa kalktım, eş zamanlı olarak o da ayağa kalktı.

" bana bunları söyleseydin, ben sizi aynı ortamda yalnız bırakmazdım! Duydun mu sizi aynı ortama bile sokmazdım. Nasıl bu kadar normalleştirdin bunu kafanda anlat bende dinleyeyim! Bebeğini taşıyorum ben senin nasıl beni ayakta uyuttun anlat!" Dedim sinirlice.

Gözlerini kapattı ve derin derin nefes aldı, birinin ona bağırmasını asla sevmiyordu bunu biliyordum. Sakinleşmeye çalışıyordu, tabi ki öyle yapacaktı. Yok bi de bağırsaydı!

" Güneş, haklısın. Ceyda benim için hiçbir şey ifade etmiyor gerçekten." Gülerek dinledim dediklerini, daha saçma bir açıklama olamazdı! "Bulut empati k- ah!" Ellerim karnıma gittiğinde karnıma bıçak gibi saplanan acıyla kalktığım yere geri oturdum.

"Güneş! Kafamı sikeyim, Güneş!" Diyerek o da bana eğilmişti. Gözlerimi sıkıca kapatarak " siktir git bulut!" Diyerek tısladım. Karnımda ki ağrı hala geçmemişti, bugün ekstra bi strese girdiğim için bebeğim etkilenmişti.

Ağrı sonunda geçtiğinde rahatça nefes aldım ve karnımı okşamaya başladım " geçti annecim, geçti sakin ol" diyerek hem kendimi hem bebeğimi sakinleştirmeye çalıştım.

Bulut'a döndüğümde yere çökmüş endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Yavaşça ayağa kalkıp odaya doğru yürümeye başladım. Bulut'ta ayağa kalktı ve peşimden gelmeye başladı.

Ona dönüp "defol git annenin evine!" Diyerek odanın kapısını yüzüne kapattım ve yatağa girdim. Bebeğimi biraz dinlendirmeliydim. Yatağa yattığım sırada derin bir nefes sesi duydum, ayak sesleri ve kapı sesi.

Gözlerimi kapatıp hiçbir şey düşünmeden uyumaya çalıştım, bu kadar gerginlik yetmişti.

|geçmişten kesit|

"Hadi ama Bulut? Şu teklifimi bir daha düşün.."

Batının güneşi | yarı texting +18 (DÜZENLENİYOR!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin