2.15

32 10 16
                                    

"madem özür dilemek istiyorsun o zaman kremi sen sür" dudaklarındaki sırıtış küçük gibi görünse de içten içe büyük çıldırmalar yaşıyordu. sadece küçük bir kısmını belli etse de yaşadıkları ve yaşatmak istedikleri gün gibi açıktı. 

wooyoung san'ın beklenmedik sözlerinden sonra ne yapacağını bilememişti. tehlikenin ta kendisi olduğundan şüphelendiği bu adamın sözünü ikiletmekte de sıkıntılıydı ama şuanda içindeki hareketlilik dediğini yaptırtmaya yönlendiriyordu. 

karnında oluşan kelebekler aşağıya doğru yönelmiş kontrolü elinden alıyordu. hareketlenme ile oluşan utanç duygusu da heyecanlı isteğine duvar örüyordu. lakin yine de duvarlarını zorladı ve pür dikkat karşısındakine baktı.

san yatağına iyice yayılmış, bacakları yeterince açılmış ve altındaki kıyafetleri zorlayan aletini meydana çıkarmış ya da normali öyleydi ama wooyoung'un bunu düşünecek kadar aklı yerinde değildi. 

elindeki krem karşısında büyüklüğünden duvarları delip geçecek şişkinlik ile bakıştı. ne yapsam yoksa yapmasam mı diye ikilemin sonucu sadece yerinde kalakaldı. bir çıkmaza girmiş gibi ne arkasına dönüp gidebiliyor ne de san'a doğru adımlayabiliyordu. 

"yapmayacak mısın yoksa?" elindeki tüm tuşları kullanmaya başlamıştı san. wooyoung'u yanına getirmek için her şeyi yapacak haldeydi. amacı krem değil aletinde hissetmek istediği wooyoung idi.

"ş-şey..."

"canım acıyor benim ama yaa"

"ama-"

san woo'nun boş elini kavradı ve yanına oturttu. elini güzelce okşadıktan sonra aletinin üzerine konumlandırdı. wooyoung'un eli san'ın yerleştirdiği gibi durunca san tekrardan iri elleri ile küçüğünün narin ellerinin üstüne koyup baskı yaptı. 

az önce hafifçe hissettiği alet şimdi tüm elini kaplıyordu. gittikçe artan sıcaklık ve penisin elinde büyüyüşü onu iyice utandırmıştı. 

"hadi bekliyorum seni"

küçük olan içinden ofalamaya başladı. kaçış yolu aramaya çalışsa da artık kaçabileceği bir yer yoktu. işini çabucak bitirip odasına kapatacak ve bu anları aklından silmeye çalışacaktı.

"tamam, süreceğim" iri olanın yüzündeki gülümseme arttı ve bacaklarını küçüğün rahat edebileceği şekilde araladı. 

kremin kapağını açmakla uğraşırken üstündekini neden çıkarmıyorsun diye söylendi bakışlarıyla lakin öyle yaptığına da pişman oldu. san anında anlamıştı mızmızlanışını.

"pantolonumu da sen çıkartacaksın, kuralına göre yapalım değil mi?"

"ne kuralıymış acaba bu? resmen krizi fırsata çevirdin ve benim şekilden şekile girişimi izliyorsun"

"sikime öyle bi darbe indirdin şimdi de itiraz mı ediyorsun? acıdan çıkartamam canımı daha da yakarım o yüzden senin yapman gerekiyor"

"amaan sanırsın kurşun yarası" dedikleriyle gülmek istese de kendini tuttu, yüzündeki başarı gülüşünü hiç bozmadı. 

"diz çök."

"ne?"

"rahatça sürmen için önümde diz çök, böyle yanımda nasıl yapmayı düşünüyorsun. her yere bulaşmasın krem değil mi?"

açık açık woo ile uğraşıyordu bu adam. küçük olan ne kadar uyuz olsa da altındaki ıslaklık iç sesinin tam tersini söylüyordu. 

dediklerini yerine getirmezse daha da kudurtacağı anlaşıldığından yataktan kalktı ve aralanmış bacaklarının arasında diz çöktü. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 2 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

H̸O̸R̸N̸Y̸ 𝙏𝙀𝘼𝘾𝙃𝙀𝙍~ʷᵒᵒˢᵃⁿHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin