H̸O̸R̸N̸Y̸ 𝙏𝙀𝘼𝘾𝙃𝙀𝙍~ʷᵒᵒˢᵃⁿ

23

san yeto edb yapma

hongjoong
san nerde lan

jongho
evde yatıyordur ayı

hongjoong
güzelimsu da yok bu arada

jongho
hmm
toplantı falan vardır herhalde

hongjoong
emin misin cücük
abin bir şey demedi mi sana

jongho
ben nerden bileyim
onun hizmetçisi falan mı görünüyorum?

hongjoong
lan abin ya hani
aynı evde kalıyorsunuz ya hani

jongho
yaaa öyle mi
bende tatildeyim ya hani

hongjoong
ney ne nasıl ne zaman niçin

jongho
kafan mı güzel

hongjoong
/yemin ederim küçük falan dinlemicem yapıştırcam bi tane
/yıllardan beri içime attığım tokadı şimdi kullanıcam az kaldı...

hongjoong
sorduğum soruya cevap ver.

jongho
hayırdır bu ciddiyet ne?

hongjoong
abicim
güzel kardeşim
benim
sorduğum soruya cevap verir misin

jongho
ne sormuştun

hongjoong
/sabır sabır sabır sabır
abin nerede

jongho
güzel soru
bende bunu SANa soracaktım
abim nerede?

hongjoong
of çocuk delirtme beni
sabrımın son şeyleri

jongho
şey?

hongjoong
sinirden kelime haznemi siktin amına kodumun veledi konuş koşuyorsan
yeter be
seninle mi uğraşacağım ben

jongho
matematiği bırakıp seninle konuşuyorum?
sence kimin işi daha önemli

jongho
ben tatildeyim diyorum ya
nerden bileyim abim nerede

~~~

yanında yatanın telefonundan gelen titreşim sesleri uyandırdı wooyoung'u. gece öyle bir haz almıştı ki cennete gittiğini düşündü. san'ın eliyle yaptığı her hareket, çekiş beyninin uyuşmasına gözlerinin kararıp iyice arsızlaşmasına neden oldu.

azgınlığının döndürdüğü gözü feci bir sonla bitebilirken böyle masum bitmesine dua etti. eğer yatakta olmuş olsaydılar san'ın neler yapacağını aklı bile alamadı. eliyle bile zevkin doruklarını yaşayabiliyorsa...

titreşen telefonun hiç susmaması ile düşüncelerinden arındı. büyüğünü uyandırmaya yeltendiği sırada tatlı uyuyuşunu bozmak istemedi.

altına giydiği fermuarlı eşofmandan almak için yaklaştı büyüğüne. en son otobüs ışığı altında görmüştü büyüğünü. gün ışığının altındaki san daha çekici ve mükemmel geldi gözüne. güneş ışığı her ayrıntısını göstermek için küçüğe yardım ediyordu resmen. adının hakkını veriyordu şuanda. sabah güneşinin dağ ile buluştuğunda oluşan o muazzam görüntü tam olarak karşındaydı.