Selam aşklarıımm
Bu bölüm çok güzel oldu. Çok içime sindi sizin de beğeneceğinizi umuyorum.
Tayfa, hazırsanız doğruca bölüme :)
_____________________________________
İyi okumalar, sevgilerle...
____________________________________
Yattığım rahat ve sıcak yere istemsizce daha çok yerleştim. Yumuşacıktı. Her günki yattığım yer yatağı değildi. Daha yumuşak, daha rahat bir şeydi. Beni öyle mayıştırmıştı ki uyanmama rağmen kalkamıyordum.
Ayrıca bu koku... Tanıdık bir koku sinmişti yattığım yere. Ferah, hoş bir koku... Tanıdığım birinin kokusu... Burnunu yastığa daha çok bastırıp yatakta döndüm. Hava ılık, bedenim mayışmış, yatak rahattı. Daha ne olabilirdi ki?
Arkamdan gelen tıkırtı sesiyle duraksadım. Yavaşça arkamı dönerek haffiçe doğruldum yataktan. Gözlerim odayı taradı. Yine aynı odadayım. Yine Draven'in odasındayım. Başım oturduğum yumuşak çarşafa doğru döndü. Gözlerim çarşafta, yastıkta ve yatakta gezindi. Yine onun yatağındayım. Burada uyumuştum. Yine.
Önüme düşen sarı saç tutmlarını arkaya atmaya çalışarak kalktım. Saçım başım çok dağılmış olmalıydı. Çarşafı da dağıtmıştım üstelik. Draven'in yatağını bir cariye olarak düzenlemem gerektiği yere dağıtınca iç sesim yine bir yerlerden çıkıp bana laf sokmaya başlamıştı.
'Düzenleyeceğine dağıtıyorsun aptal Darla! Nasıl bir cariyesin sen böyle! Efendisinin yatağında uyuyan cariye mi olurmuş?'
Harbi olur muydu? Sahibinin yatağını kullanan bir cariye, bir hizmetli olur muydu? Arkamdan gelen tıkırtı ile o tarafa döndüm aniden. Bu tıkırtı az önce de gelmişti ancak ben o sırada yataktan doğrulmakla meşguldüm.
Başımı çevirip arkama baktığımda sesin Draven'den geldiğini anladım. Giyinme odasından yeni çıkmış olmalıydı.
Üzerine her zamanki kıyafetlerini giyinmişti. Ama sanki biraz daha şık, daha özenliydi. Bir Prens olmasına karşın bir savaşçı gibi giyiniyordu. Kıyafetleri her zaman spordu. Altından siyah bir pantolon üstünde ise siyah ve koyu gri renklerinden oluşan bir kıyafet vardı. Ayağındaki siyah deri botlar da kıyafetleriyle uyumluydu. Kılıcı yine belindeydi. Büyük cüssesi bu kıyafetler içinde tam bir savaşçıya benziyordu.
Gözlerimi yukarı kaldırarak yüzüne baktım. Bana bakıyordu. Daha doğrusu benim onun kıyafetlerini incelememi izliyordu. Gözleri suratımda gezindikten sonra bedenime kaydı. Oturduğum yere baktığını anlayınca telaşla toparlanmaya çalıştım.
Onun yatağında, saçım başım dağılmış halde oturmama bakıyordu!
'Ah Tanrım! Aptalsın Darla Aptal!'
Hemen ayağa kalktığımda kısa bir anlığına başım dönmüştü. Ancak birkaç saniye sonra geçince gözlerimi açıp vazyetime baktım. Dağılmış saçlarım her yerdeydi. Önüme tutam tutam düşüyorlardı. Ellerimle saçlarımı düzeltmeye çalışırken üzerimdeki biraz sıyrılmış elbiseyle kesişti bakışlarım.
Diz kapağıma kadar uzanması gereken etek, bacaklarımın üstünde toplanmıştı. Her yerimi açıkta bırakıyordu. Telaşla eteği aşağı çekmeye çalıştım.
'Nasıl uyuduysan artık! Etek bile dayanamadı senin dağınıklığına!' dedi iç ses.
Eteği düzelttirken gözlerim karşımdaki adama kaydı. Odanın ortasında öylece durmuş, ne yaptığımı izliyordu. Gözleri saçlarımdan sonra elbiseme kaydı. Neyseki hemen düzeltebilmiştim. Lakin gözleri bu sefer daha da aşağılara indi ve oraya bakmaya başladı. Başımı eğerek nereye baktığını anlamaya çalıştım. Çıplak ayaklarım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Aitsin (Tarihi aşk serisi 1)
Historical Fiction"Sana iki seçenek sunacağım" dedi kısık ve boğuk sesiyle. Bir yandan da elindeki kadehi hafifçe sağa sola sallayarak içindeki alkolle oynuyordu. Gözlerimi kaçırarak yutkundum. Ben tedirginlikle beklerken o fazlasıyla rahattı. "Ya sıradan bir cariye...