Selam aşklarımm
Hasta olduğum için bölüm atamadım kusura bakmayın ama bugün atamadığım bölümü telafi ediyorumm
Bizim tayfa buradaysa sizi bölüme alalımm ♡
______________________________________
İyi okumalar, sevgilerle...
______________________________________
Kuş cıvıltıları doldu kulaklarıma. Yakınlarda biryerlerde cıvıl cıvıl kuşlar ötüyordu. Cıvıltıları kulağıma ulaşıyordu. Yattığım yer rahattı. Bedenime bir ağırlık çökmüştü sanki. Kış uykusundan uyanmış gibi hissediyordum.
Açılan bilincimin aksine göz kapaklarım birbirine yapışmış, açılmamak için inat ediyorlardı. Sanki ben uyurken biri gözlerimi birbirine dikmişti.
Bedenimin her yeri ağrıyordu. Kollarım, bacaklarım, kaslarım ve kemiklerim hiç olmadığı kadar yorgunlardı.
Kendimi zorlayarak gözlerimi açmaya çalıştım. Ve başardım da. Gözlerimi ovuşturarak doğruldum yataktan.
Yavaşça etrafıma bakındım. Zira burası yatakhaneden çok Draven'in odasına benziyordu.
'Draven'in odası da ondan' diye laf soktu iç ses.
Boynumu sağa sola oynatarak ağrıyan kaslarımı esnetmeye çalıştım. Başımı sola çevirmemle tekli koltukta oturan Draven ilişti gözüme.
Koltukta yaylana yaylana oturmuş, başını arkaya yaslamış, gözlerini kapatmıştı. Uyuyor muydu?
Bacaklarımı hafifçe oynatarak üstünde yattığım yatağa baktım. Benim Draven'in yatağında ne işim vardı?
Dün gece olanları hatırladığım gibi zihnime ol koydu o anlar. 'Anna' dedi içimden bir ses. Hala o zindanda mıydı? Dahası işkence mi görüyordu? Boğazıma bir yumru oturdu. Ne konuşabildim ne hareket edebildim. Tek yapabildiğim çaresizce düşünmek oldu.
Anna'yı bir şekilde oradan kurtarmam gerekiyordu. Kimi ikna etmeliydim? Anna'nın suçsuz olduğunu kime yakarmalıydım? Kral Rutherford'a mı? Başmuhafız'a mı?
"Uyandın mı?" diye bir ses duydum sol tarafımdan. Kafamı çevirip Draven'e baktığımda hiç de yeni uyanmış gibi bir hali yoktu. Eminim ben ondan daha dağılmış görünüyorumdur.
Oturduğu tekli koltukta, başını arkaya yatar pozisyounundan kaldırmış bana bakıyordu. Gece boyu burada mı uyumuştum?
Saçımı kaşıyarak derin bir nefes aldım. Ayaklarımı yataktan aşağı sarkıtıp kalktım yataktan.
Saçlarımı geriye atarak pencereden yansıyan ışığa baktım. Bunalmıştım. Sorumlulukların ve zorunlulukların arasında sıkışıp kalmıştım. Kurtulmak istiyordum bu dertten. Rahatlamak, normal bir yaşam sürmek istiyordum.
Gözlerim beni izleyen Draven'i buldu. Belki de ne Kral ne de Muhafızbaşı... Belki de sadece Draven yardım edebilirdi bana. Anna'yı işkenceden kurtarmam için yardım ederdi bana belki.
Birkaç ağır adım atarak Draven'in tam önünde durdum. Şimdi gözleri, suratı birkaç santim aşağıdaydı.
Bir şey söyleyeceğimi anlamış gibi susarak konuşmamı bekledi. Yüzü ifadesiz gibiydi ama sanki bu sefer başka bir şey daha vardı. Gözlerinin derinliklerinde başka bir duygu daha saklıydı. O kadar derinlere inemezdim. Ama belki inmeme de gerek kalmazdı. Belki o bana gelirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Aitsin (Tarihi aşk serisi 1)
Fiction Historique"Sana iki seçenek sunacağım" dedi kısık ve boğuk sesiyle. Bir yandan da elindeki kadehi hafifçe sağa sola sallayarak içindeki alkolle oynuyordu. Gözlerimi kaçırarak yutkundum. Ben tedirginlikle beklerken o fazlasıyla rahattı. "Ya sıradan bir cariye...