3#Geveze

1.2K 134 44
                                    

Odamdaki tekerlekli bilgisayar sandalyemde kendi kendime dönerken hayat çok güzeldi.Gözlerim açıkken döndüğümde dünya ve renkler de benimle birlikte dönerdi ve renkler birbirlerinin içinde öyle güzel kaynaşıp bir bütün oluştururlardı ki ne olduklarının bir önemi kalmazdı.Her şey kendi rengiyle güzeldi dönerken ve bir şekilde diğer her şeyle uyum sağlıyabiliyorlardı.

Gerçek hayatsa...

Farklı olmanın ayıplandığı bir toplum düzeni içinde barınmak o kadar zordur ki...Saksı olmayan insanların bunu anlaması oldukça zordur.Sınıf, kendi içinde bile sınıflara bölünmüştür ve benim gibi Saksı olanlar en alt sınıftadır.Sınıfı bir toplum olarak alıgılarsak ezileni herkes ezer ve onun üstünde yükselmekten asla utanmaz.Toplum da böyledir.Birbirine benzemek bir kuraldır adeta.Farklı oldun mu dışlanmalı ve yok edilmeliydin!

11-A sınıfına girdiğimde bu yüzden kendimi çok savunmasız hissederdim ve hep dönen sandalyemde kalmak isterdim.

Dün tüm gece boyunca Fesleğen Felsefesi'ni okumuştum ve bu isyankar düşüncelerim belki de biraz ondan etkilenmişti.Kitap harikaydı!Sanki benim gibiler için yazılmıştı.Dıişlanmışlar ve farklı olanlar için.Mr.Sheakspeare'in neden beni seçtiğini şimdi anlamıştım.Acaba bir zamanlar o da mı bir Saksı'ydı?

Sırama oturduğumda dün ellerim acıyana kadar yazdığım özetlerin dosyasını son kez incelemek için çıkardım.On sayfa sürmüştü ve el yazımın berbat olduğunu söylemeliyim.Bu yüzden her bir sayfa için üç sayfayı heba ederek tekrar tekrar yazmıştım.Bu kağıtlar için kesilen ağaçların kökleri sızlamaz umarım.

Sayfaları tek tek gözden geçiriyordum çünkü ilk dersimiz edebiyatdı.Ve karnım ağrıyordu.Çünkü sözlü adı üstünde sözler üzerine kurulu bir sınav şekliydi ve benim sözlerle aram açıkca kötüydü.Tam son sayfaya gelmiş kontrol ediyordum ki

-Bu da neymiş!

Diyerek elimdekini çekip aldı Cazibe.Mavi gözlerinde alaycı bir pırıltı vardı.Ağzını öyle kocaman açmıştı ki ona ... yapasım geldi.Boşlukları doldurmak hayal gücünüze kalsın.

Alıp sesli okumaya başladı.Tabi okudukları şeyler kendi kaslı poposundan uydurduğu şeylerdi.

-Merhaba ben Saksı.Konuşmayı bilmiyorum.Genelde işaret diliyle veya dumanla iletişim kurmayı severim.

Bunların hepsini söylerken bir şekilde ciddi durmayı başarmıştı fakat zeka fışkıran okuması bittiğinde kahkahalarla gülmeye başladı.Ey Yaratıcı, duy sesimi!Şuna verdiğin suratla benim aklım bir olsaydı karşımda kim durabilirdi!Oysa sen ona güzel bir surat boş bir beyin bana da bir Saksı suratıyla saksı gibi çalışan bir beyin verdin.Adil miydi şimdi?

-Ödevimi geri ver.Dedim kısık bir sesle.Sözlüden zaten kalacaktım, en azından özeti verirsem bir yerden yırtardım.

Elini kulağına dayadı.

-Ne dedin duyamadım?Dedi alayla.İç sesim saydırmaya başlamıştı.

Dedim ki senin ta ...

İç sesimi bir anne edasıyla kınayıp sakinliğimi korumaya çalıştım.Heyecanın ve endişenin beni ele geçirmesi çok yakındı.

-Dedim ki onu bana geri ver.

İşte bu sefer sesim çıkmıştı!Cazibe'nin buna şaşırdığından emindim.Önce kaşları kalkmış sonra da gözleri irileşmişti.Bir an beni kutlayacağını ve ödevimi geri vereceğini sandım.Ama sadece bir an.Tabi o bunun yerine koca elini boynumla omzumun birleştiği yere atmıştı.

-Bak sen, dili de varmış!Dedi heyecanla.Sanki ona cevap vermem hoşuna gitmişti.Omzumu silkeleyip yine bu istemediğim temastan kurtulmak istedim.Ama tabi ki yapmadım.Bir gün içinde fazlasıyla kendimi zorlamıştım değil mi?

SAKSI(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin