Müdür'ün karşısında ip gibi dizilmiş bekliyorduk.Adam padişah tahtı gibi görünen koca masasının ardından bize keskin bakışlar atıyordu.Tabi en keskin bakışların hedefi bendim;Burslu Saksı!
-Ne oldu sırayla anlatın bakalım.Uzun önce sen başla.
Dedi sert bir sesle Müdür.Sesi sertti ama ben bunda tiyatral bir hava sezinlemiştim.Sanki sadece rol icabı sert konuşuyordu.
Uzun mahcup tavırlarla Müdür'e baktıktan sonra kısık bir sesle anlatmaya başladı.Duyan da sanırdı ki kabadayı olan bendim Saksı olup dayak yiyense o.
-Yemek sırasında önüme geçti.Ben de önüme geçmemesini, diğer herkes gibi sıraya geçmesini istedim fakat karşı çıktı.Israr ettiğimdeyse, sonucu zaten görüyorsunuz efendim.
Oha!Şu Uzun mahlukat kesinlikle oyuncu olmalıydı!Nerdeydi o Kadir İnanır havaları?Ha, adamlıkta Kadir Abi'nin yerini tutamazdı o ayrı.Müdür'ün sert bakışları bana çevrildiğinde işte şimdi yandın dedi iç sesim.Ve ekledi;her zamanki gibi sussaydın başına bunlar gelmezdi.İç sesimin kendisiyle çelişmesini eleştirdikten sonra- ki daha önceleri beni hep cesaretlendiriyordu- dudaklarımı ıslattım.
-Tamamiyle yalan efendim.Sırada önüme geçen kendisiydi.Arkadaşım Geveze de buna şahit oldu.Önümüzden çekilmesini söylediğimde kavga çıkaran kendisiydi.
Müdür'ün kaşları havaya kalktı.
-Hanginiz doğru peki?Dedi hafif alayla.Sanki benle alay etmişti.Paragöz pisliğin tekiydi!Benim gibi burslu olan Geveze'nin şahitliğini umursamadığı açıktı.
-Benim de şahidim var efendim.Dedi Uzun.Müdür buna sevinmiş gibi görünüyordu.Beni suçlayabilmek için elinde daha fazla sebep vardı.
-İkinizin de şahitlerini göreceğim.Dedi yavaşça.Ve ardından bezgin bakışlarını Cazibe'ye yönlendirdi.Belli ki onu görmeye alışmıştı.
-Bu sefer neden?Dedi sadece.Cazibe deyim yerindeyse ağzı kulaklarında gevşek gevşek sırıtıyordu.Gıcık bir görüntüsü vardı ama Müdür'e karşı olan bu tavrını sevmiştim.
-Can sıkıntısı.Dedi kısaca, Uzun'a dönüp göz kırptığında devam etmişti.
-Uzun arkadaşım bana epey yardımcı oldu bu konuda.Ve bu arada,Saksı'nın dedikleri doğru.Uzun ve yanındaki bahçe cücesi Kısa, her zamanki gibi sıra kaynatıyorlardı.Kavgayı başlatan da Uzun'du.
Gülümsemesi hala yüzündeydi ve bana bir kez olsun bakmamıştı ama dünya ters dönmeye falan mı başlamıştı yoksa Cazibe gerçekten de beni savunmuş muydu?!Birkaç saniye, heralde Mars Jüpiter'e çapraz daldı da uzaya saçtıkları "kötü enerji" Cazibe'yi vurdu sandım.Ama yok yok bu tamamen gerçekti.Gezegenlerin etkisi bu kadar büyük olamazdı.
Müdür söylenenler karşısında rahatsız görünüyordu.
-Hım...Dedi sadece.Kalın beyaz kaşları çatılmış ve yaşlı yüzü asılmıştı.Bundan sonra ona Müdür değil Yaşlı Muşmula demeyi bu yüzden aklıma not ettim.Yan gözle Uzun'a baktığımda tekrardan sinirle dudaklarını ısırmaya başlamıştı.Bunu görünce istemsizce sırıttım ama bunun doğru görünmeyeceğini düşünüp hemen buna bir son verdim.
-Pekala çocuklar.Bu olayı değerlendireceğim.Şimdi ben bir daha çağırtana kadar sınıflarınıza gidin.Önce sen.Diğer ikiniz daha sonra sırayla çıkacaksınız.Dedi Yaşlı Muşmula.Sen derken bariz bir öfkeyle beni işaret etmiş diğer ikiniz derken ise bariz bir nezaket göstermişti.İki paralı öğrencisini de zarar görmeden nasıl kurtaracağını düşünecekti anlaşılan.Kaşlarımı çattım ama şu an için kurtulmuş görünüyordum.Cazibe'ye -bunu yaptığıma inanamıyorum!- minnetle baktıktan sonraysa odadan çıktım.Bana hala inatla bakmamıştı ama ona olan bakışımı gördüğünden emindim çünkü yüzündeki gülümseme biraz daha büyümüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKSI(Tamamlandı)
Novela JuvenilO, durağanlığın vücut bulmuş hali,konuşmaktan aciz, pesimist ve mazoşist... O, bir anti-sosyal ve öz güvensiz... O, aslında toplumdaki büyük bir sınıfın sadece bir üyesi... O genel olduğu kadar özel de ve sıradan olduğu kadar farklı da... O, camın ö...