Yeni bölüme hoş geldiniiiiz, keyifli okumalar :)
Oy ve yorumlarınızı bekliyoruuum :)
***
Saniyeler bazen senelerle yarışırdı yaşattığı süre için, aklında bıraktığı anılar için. Ama en çok da hissettirdiği acılar ve pişmanlıklar için.
Bazende birkaç saniyede takılı kalan birine, seneleri çöpe attırdığı için.
Pençenin içindeyim dünya, görmüyorum diyip de sıyrılamazsın artık.
Biliyorum, sen görmeden de acıların kazanında yakarsın beni.
Dinlersin çığlıklarımı, duyanı susturur, göreni kör edersin.
Parmaklarım ekranda takılı kalmışken, gözlerim arkasını dönüp giden adamın peşindeydi.
İşte ben tam olarak bu ana sıkışmıştım.
Burasıydı dünyanın pençesi.
Koca bir defterin bir hecesinden ibaretmişim gibi hissettiren hayatımda, benim aksime beni okuyan o kadar çok kişi vardı ki attığım adımı dahi bir başkası planlamış gibi hissediyordum.
Burada oluşum, bana attığı mesajları, dövmeli adamın polis olup karşıma çıkması, adımı bilmesi, aynı cümleleri kullanmaları... hepsi mi kaderdi?
İçimde büyük bir yıkım vardı, sıkıştığım köşemde yanına sokulacağım kimse yoktu. Evde beni bekleyen annemin her bakışında açtığı yaradan kaçtığımda gittiğim yer okuldu. Orada bana bakıp acıyan bakışlar altında ezilen her hissimden, en çok da Çağın hocanın herkesin aksine sözlerinden okunan nefretten kaçtığım yerse burasıydı. Peki şimdi yeni bir başlangıç saydığım, geçmişimi, hatalarımı kapının girişine asıp içeriye girdiğim bu hastaneden, nereye kaçacaktım?
Dünya, bir bana çok küçüktü. Verdiği, vereceği acının aksine.
Ellerime tutuşturacak başka kimsesi yoktu.
Siz: O musun sen?
Bir kelimem dahi kalmamıştı. Döndürecek, dolaylandıracak zihnim, buna kafa yoracak kadar sağlıklı bir fikrim yoktu.
Ya oydu, ya da tesadüf silsilesini yiyen ben olarak bambaşka bir ihtimalin peşinden sürüklenecektim.
0532**: Kimmiş o ?
Siz: Komiser sen misin Aral?
0532**: Komiser diye tabir ettiğin kişi kim bilmiyorum ama ben o değilim.
Siz: Bana o şiiri söyleyende oydu, şimdi gidip bunu yazıyorsun bana
Siz: On saniye önce yanımdan ayrılmamış gibi
Siz: Bu da mı tesadüf?
0532**: Ben sana hep şiir yollarım Kül
0532**: Nilgün Marmara, zorla tutsak olduğun birkaç şairden sadece biri, sen niye takıldın ki buna?
Siz: O komiser beni arabasıyla ıslattığında camdan dışarı bağırıp o şiirin son dizesini söyledi.
0532**: Aşar bizleri mor birliktelik
Siz: Aşar bizleri mor birliktelik
0532**: Komiserin adını biliyor musun?
Siz: Neden sordun?
0532**: Şiirlere tutsak etmek çok kötüdür birini, vicdan azabından yaşayamazsın çoğu zaman
0532**: Hadi benim nedenlerim var, onun bu yaptığı anlamsız derecede rahatsız edici
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mum Işığı Külleri
RomanceKader bizim peşimizde gezen bir gölgedir. Gözükmesi için bir ışığın, bir ateşin varlığı yeterlidir. Ben bunu her daim karanlıkta kalarak çözdüğümü sanmıştım. Işık yoktu benim dünyamda, aydınlık kavramı beraberinde acıyı, beraberinde unutulması gere...