KUKLA

4.5K 269 13
                                    

Öncelikle hepinizden çok çok çok özür diliyorum. Dediğim gibi hastamız vardı ve ben boş zaman pek bulamamıştım. Ama yazdım işte yani :D Medya: Mustafa'nın Meryeme verdiği Kukla..

Mustafa'nın kaba sesiyle uyanınca etrafa göz gezdirdim. Ne ara gelmiştik. Yolcular kemerlerini açıp inmeye başlamışlardı bile. Bende kemerimi çözdükten sonra ayaklandım. Ama bu ani hareketimden dolayı gözlerim karardı ve koltuğa sert bi şekilde düştüm. Mustafa bana salakmışım gibi bi bakış attıktan sonra yanımdan geçip ilerledi. Bende arkasından yavaş adımlarla onu takip ettim. Havaalanına gelince Mustafa'nın arkasından bi yavru köpekmişim gibi yürürken adımın sesli bi şekilde söylenmesi ile gözlerim sesin sahibini aradı. Annem... Canımın içi nasıl üzülmüştür şimdi. Bir ay oldu sanırım görmeyeli. Babamda ordaydı kocaman yürekli babam. O küçücük kalbine herkesi sığdırabilen babam..
Ve teyzemlerde?? Iyi de onların dönmesine bir ay daha var. Yoksa benim yüzümden mi erken geldiler. Aff Allah'ım neler yaptım ben. Şimdi Ceyda'ya güvenmeseydim bunların hiçbiri başıma gelmeyecekti. Aptal kafam! Anneme doğru koşup sıkıca sarıldım. Ikimizde ağlıyorduk. Bende annem gibi herşeye ağlardım. Mustafa küçükken bu yüzdendir ki bana 'Ağlak bebek' diyip dururdu. Annemden ayrılıp babama kollarımı doladım. Canım babam. Hiç bir zaman duygularını belli etmez. Suratında gülümseyen bi ifade ile anlıma öpücük kondurdu. Içten içe ne kadar üzülsede belli edemez benim babam. Havaalanından çıktıktan sonra taksiye binip eve geçtik. Polislerin ifademi almasından sonra annemlere olayları uzun uzun anlattım. Konuşmamı bitirdikten sonra teyzemle bana güzel bir fırça çektiler. Teyzem başımı okşayıp;

"Evladım, güzel kızım bir daha kimseye kolay kolay güvenme. Istanbul böyle bir yer. Alışacaksın..

"Zeynep alışmasına gerek kalmadı. Artık burada okumayacak Meryem."
Kızım istersen odana çıkıp eşyalarını toplamaya başla."

Nasıl yaa? Ankara'ya geri mi dönüyorum??

"N..n..ne?

"Yarından itibaren Ankara'da okuyacaksın hepimiz için en iyisi bu."

"Hayır anne, ben hiçbir yere gelmiyorum. Benim artık bi okulum var ve benim bu okulu kazanmak için ne kadar çabaladığımı senden iyi kimse bilmez." Tek nefeste söylediğim bu cümleden sonra ufak bi nefes alıp devam ettim.

"Şimdi benden tekrar Ankara'ya dönmemi bekleme. Sakın benden hayallerimi mahfetmemi isteme anne. Bunu yapma.."

"Meryem! Hemen çıkıp eşyalarını topla dedim sana."

"Hiç mi güvenmiyorsun bana anne? Ya sen baba??"

"Sana değil kızım biz çevreye güvenm..

"Hep öyle olur zaten.."

Gözümden çıkan sıcacık gözyaşım yanağımın kenarından sıyrılıp şalımı ıslattı. Gözlerimi kaçamak bir şekilde Mustafa'ya çevirdim. Öylece durmuş bakıyordu. En ufak bi tepki bile vermemişti. Yüz hatları sabit bi şekildeydi ve halıyı inceliyordu. Ah Meryem! Kabullen artık sevmiyor seni!! Umrunda bile değilim.
Hızlıca odama çıkıp yatağımın üzerinde bağdaş kurdum. Arkamdan Gülsüm'ün çıktığını görünce hemen kapımı kilitledim. Ne yapacaktım? Elimden bişey gelmiyordu ve bu beni öldürüyordu. Yaklaşık 1 saat sonra toparlanmaya karar verdim. Elbiselerimi bavuluma yerleştiricektim ki bavulumun Mustafa'nın odasında olduğunu hatırlayarak derin bi 'off' çektim. Görmek istemiyorum onu. Eğer onun mavi gözlerine dalıp gidersem burdan hiçbir zaman ayrılamam. Ama yapmak zorundayım. Ankara'ya elimde elbiselerimle dönmek istemem. Kapının kilidini yavaşça açtım. Etraf karanlıktı. Ne çabuk uyumuşlar ya. Adımlarımı büyük ve sessiz bir şekilde ilerlettim. Mustafa'nın kapısını çaldım. Ikinci tıklatmamda açtı kapıyı. Nasıl yapıcam? Nasıl bırakıp gidicem ben seni? Bi kere baktığında bile kalbim sızlarken şimdi seni bırakabilir miyim Mustafa? Kalbime bi hançer saplanmıştı ve ben bu hançerin çıkmasını istemiyordum. Mustafa'mın hançeriydi o. Her ne kadar canımı yaksada ondan gelen en kötü şeye bile razıydım. Mustafa'nın sesiyle kendime geldim.

"Meryem?"

"Şey.. ben bavulumu alabilir miyim diyecektim.."

Yanlızca bunu mu diyeceksin Meryem? Cesaretini toplayamaz mısın? Bi kerecik olsun cesaretli olamaz mısın? 'Seni seviyorum Mustafa' diyemez misin?
Gözlerini son kez umursamaz bir bakışla üzerimde gezdirdikten konuştu:

"Bekle."

"Yıllardır bekliyorum zaten..."

Mırıldanarak söylediğim bu şeyi Mustafa'nın duymadığını farzederek ellerimle oynamaya başladım.

Kısa bi süre sonra elinde bavulla geri döndü. Bavulu kapının önüne bıraktı. Bavulu elime alıp odama doğru ayaklarımı istemsizce sürükledim. Artık çok ağır geliyordu bana. Umursanmamak.. sevilmemek.. oysa ben yıllarca onu bekledim. Şimdi niye bunları yapıyor? Kulağımın üçte birini sırf onun yüzünden kaybetmiştim. Peki o ne yaptı? Koca bir hiç! Odamın kapısını hafif araladığım zaman arkama hafif bir bakış attım. Göz göze gelmemizle kapısını kapatması bir oldu. Bu kadar mı nefret ediyordu benden?
....
....
...

Çok şükür Yarabbi!! Bu ses bana huzur veriyordu ve kısa da olsa dünyadan uzaklaşabilmemi, o sıkıcı kasvetli hayatımdan kaçabilmemi sağlıyordu. 'Namaz uykudan daha hayırlıdır'. Evet tam da böyle demişti Allah (c.c).. Sonsuz şükürler olsun.. Yavaşça yatağımdan doğrulup terliklerimi giyindim. Ferracemi de üzerime geçirdikten sonra odadan çıktım. Bugün hayli zor bi gün olucak ve benim enerjik olmam lazım. Her ne kadar böyle bi olaydan sonra kendime gelemesemde 'herşeyin hayırlısı' diyerek başladım abdest almaya. Abdest almam bittikten sonra Gülsüm'ü uyandırdım. Tek seferde uyanmıştı. Şaşırdım doğrusu. Normalde top patlasa kalkmazdı Gülsüm. O da Sümeyye'yi ve Mustafa'yı uyandırdı. Annem ve babamı uyandırmak için alt kata misafir odasına indim. Çoktan kalkmışlardı. Geri dönüp odama çıkacaktım ki annemin cemaat şeklinde kılıcaz demesiyle Gülsüm ve Sümeyye'yi aşağıya çağırdım. Şuan önde babam, eniştem, Mustafa; arkada annem, teyzem, Gülsüm, ben, Sümeyye olucak şekil de sıralandık. Safları eniştemin uyarmasıyla sıklaştırdık. Tekbir getirip imama yani babama uyduk. Namazımız bittikten sonra dua ettik. Herkes sırasıyla içinden ne geçiyorsa onu söyledi. Eniştem 'hayırlısıyla evlatlarımın mürvetini göreyim' diye dua etti. Babam 'Hepimizi Hz. Muhammed (sav)'e uyun birer ümmet eyle. Israil gibi Allah düşmanı devletleri müslümanlara karşı koru ve kolla Yarabbim..' dedi. Mustafa da sıraydı. 'Allah'ım sen bize sabır ver.' Ne alaka şimdi? Her neyse. Bayanlar dualarını içlerinden yaptılar. Bitiş duası yapıldıktan sonra seccadelerimizi kaldırıp dolaba yerleştirdik. Merdivenlerden çıkarken ne kadar susadığım aklıma gelince ani bi dönüş yapıp mutfağa gitmek istedim. Ama yaptığım bu ani dönüş sonucu Mustafa ile karşı karşıya kaldım. Şuan aramızda bir basamak vardı ve benim daha yüksekte olmama rağmen hala Mustafa benden uzundu. 3 veya 4 saniye öyle kaldıktan sonra "Estağfirullah" çekip mutfağa geçtim. Suyumu içip sürahiyi dolaba geri yerleştirdim. Odama çıktığımda uykum olmadığı için balkona çıktım. Telefonumun kilidini açıp ana ekranda ki fotoğrafı inceledim. Mustafa'nın bana verdiği kuklanın fotoğrafı vardı. Kuklanın fotoğrafına bakarak kendi kendime konuştum;

"Hayatta en çok üzüldüğüm şey sevilmemek değil Kukla..
Sevilip de sonradan unutulmak." İşte Mustafa tamda bana bunu yapmıştı. Unutmuştu beni.. En derine fırlatmıştı beni..

"Uyumadın mı?"

Işaret parmağımla narin bi şekilde gözyaşlarımı sildim.Mustafa'nın bu saçma sorusu karşısında ne söyleyeceğimi şaşırdım.
Kafamı sallayıp geçiştirdim.

"Koyun saymadın mı?" Alaylı bi şekilde sorduğu bu soru karşısında ters ters bakıp kafamı önüme eğdim. Küçükken uyuyamadığımda Mustafa'nın bana önerisiydi koyun saymak.

"Hayallerimi biliyor musun?

Aniden sorduğum bu soru karşısında şaşkın bi şekilde baktıktan sonra dudaklarını anlamsız bi şekilde büzerek;

"Ha..Hayır Bilmiyorum.

"Ama onlar seni çok iyi biliyorlar.."

Oturduğum sandalyeyi geri itip bişey söylemesine izin vermeden odama geçtim. Hayır ağlamayacaktım. Bu sefer ağlamak yok. Çantama yönelip içinden pinokyomu çıkardım. Kapının kulpunu yavaş bi şekilde indirdim. Elimdeki Kuklaya son bir kez baktıktan sonra Mustafa'nın kapısının önüne bıraktım. Bitti... Artık onu unutmalıydım ve buna Kukla'dan kurtularak başlamalıydım. Odama geçip kafamı yastığa gömdüm. Koyun saymadan uyumalıydım...

Helalim Ol ❤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin