Bu bölüm EDA'ya ithafen....
"Mustafaaaa!!!" diye çığlık attım. Adamlar acımadan vuruyolardı. Kalbim yerinde çıkıcaktı az daha. Kalbim sızlıyodu. Araya girmek istedim. Yardım edin diye bağırdım. Kimse duymuyor muydu sesimi? Adamlardan biri ayağıyla Mustafa'nın karnına geçirdiği tekmeyle onu bayıltmıştı. Bayıldığını anlayınca arabalarına binip toz oldular. Mustafa yerde baygın yatıyodu. Yanına çömelip zorda olsa konuştum:
"Mustafa kalk ne olur MUSTAFA'MM kalk ne olursun kalk" gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Kimse yardım etmiyordu. Mustafa'yı döven adamlar arabalarına binip kaçtılar. Bense sadece bağırıp ağlıyordum. Hemen kendimi toparladım ve 112'yi aradım. Yaklaşık 10 dakika sonra ambulans geldi. Mustafa'yı sedyeye koyduktan sonra ambulansa bindirdiler. Bende yanına oturdum. Ağlamaktan mahvolmuş bi şekilde hemşireye sordum;
"Nasıl durumu? Iyimi?"
"Merak etmeyin omurgası zedelenmiş sadece. Durumu iyi."
"Çok şükür Allah'ım" hıçkırarak söylediğim bu cümleden sonra hastaneye varmış olduğumuzu farkettim. Mustafa'yı acile aldıklarında hastane koridorunda tek başıma oturdum. Yaklaşık 15 dakika sonra Mustafa'nın kaldığı odadan çıkan doktora doğru koştum.
"Bekleyin!! Mustafa'nın durumu nasıl? Ne zaman uyanıcak?"
"Sen şu 213. oda da kalan hastadan mı bahsediyorsun?"
Kafamı çevirip Mustafa'nın oda numarasına baktıktan sonra başımla onayladım.
"Iyi yavrum iyi bişeyi yok. Uyandı az önce. Görebilirsin. İstediğiniz zamanda taburcu olabilir. Geçmiş olsun. Iyi günler kızım."
"Teşekkürler efendim."
Mustafa'nın odasına doğru hızlı adımlarla ilerledim. Kapıyı açtım ve bayık bakan buz mavisi gözleriyle karşılaştım."Nasılsın Mustafa? Iyi misin?"
"Iyiyim Meryem'im iyiyim.."
"Ben gerçekten çok üzül..." NEEEE!!! BI DAKIKA MUSTAFA BANA MERYEM'İM Mİ DEDİİ?? Öksürmeye başladım hafif doğruldu ama canı yandığı belli ki hafif gözlerini kısıp küçük bi 'ahh' la dı.
"I,i,iyiyim iyiyim su içerim şimdi.." dedim ve yerimden doğrulup masanın üzerindeki pet şişe sudan içtim. Bence ben yanlış duydum. Meryem dedi o.
"İyi misin?"
"İyiyim iyiyim."
"Meryem'im annemlere haber verdin mi?" Bak yine dedi!!! Ne yapmaya çalışıyor bu çocuk? Nereden geliyor bu samimiyet?
"Yok Mustafa haber vermedim." Bi cesaretle Mustafa'ya sordum
"Bişey sorucam sen az önce Meryem'im mi dedin?"
"Evet noldu ki?"
"Bi daha deme!" Oldukça soğuk kanlı bir tavırla konuşmuştum.
"Küçükkende sana hep böyle derdik. Sen hep benim küçük kardeşimsin."
Yıkıldım. Resmen şuan başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Ağlamamak için kendini zor tuttum
"Öyle.. ama ben artık büyüdüm ve geçmiş geçmişte kaldı."
Izin isteyerek dışarı çıktım. Kendimi gözyaşlarıma teslim ettim. Lavoboya yöneldim. Elimi yüzümü yıkayıp şalımı düzelttim. Kötü görünüyordum.
Mustafa'nın ağzından;
Meryem... Meryem'im.. Nasıl seviyorum onu.. Az önce ona kardeşim olduğunu söyledim. Bozulmuş gibi bi hali vardı. Ama yok. O beni unutmuştu. Hiç aramamıştı. Bi kere olsun mektup bile yazmamıştı. Oysaki ben kalbimin üstünde onun anısını taşıyorum. Tam kalbimin üstünde.... Ona kardeşim olduğunu söyledim çünkü Meryem'im dediğim zamanki tepkisini merak ediyodum. Ve durumu toparlamak içinde ona kardeşim olduğu için Meryem'im dediğimi söyledim. Ah Meryem keşke sende beni sevsen.. Ama az önce bana "Geçmiş geçmişte kaldı" dedi. Demek ki unutmuş beni.
Meryem'in ağzından;
Kalbim kırık bi şekilde odaya gittim. Belli etmemeye çalışsamda şuan çok kötü gözüktüğümü farkındayım..
-Kendini iyi hissediyosan 1 saat sonra çıkalım mı Mustafa Abi?"
Ne dedim beeen??? Abi mi dedim. Oh olsun iyi dedim. O bana kardeşim demişti sonuçta. Hahaha yüzü kızardı.. Şuan gülmemek için yanaklarımın içini sıkıyorum."Evet Meryem iyi hissediyorum. Doktorumla konuştuktan sonra çıkabiliriz." Dedi soğuk bi şekilde.
Hah ne de bozuldu ama! Kendini kandırma Meryem. O seni sevmiyor. Ve senin dediklerinin onun umrunda değil. Iç sesimin benimle alay etmesinden nefret ediyorum. Mustafa'nın hâla bana baktığını görünce odadan çıkıp doktoru çağırdım.İşlemlerde halledildikten sonra arabanın önüne geldik.
"Anahtarları ver."
"Taksiyle gidicez Meryem."
"Nedenmiş? Güvenmiyor musun bana yoksa?"
"Evet."
"Ehliyetim var ve çok güzel kullanırım arabayı. Ayrıca taksiye boşu boşuna para vermeye gerek yok."
"Arabaya boşu boşuna zarar vermeye de gerek yok Meryem. Hadi şurdan bi taksi çevirelim."
"Hayır."
"Meryem itiraz etme."
"Banane.."
"Meryem dediim!" Bu konuşmanın fazla uzadığını düşünerek elimdeki kozumu kullanmaya karar verdim.
"Iyi bende babanları arayıp kavga ettiğini söylerim." Tedirgin bir o kadar da sinirli bir şekilde oflayarak cevap verdi:
"Arabanın anahtarları cebimde canım kardeşim."
"Saol abiCİM." dedim ve yüzüme tatlı olduğunu düşündüğüm bi gülümseme yerleştirdim.
"Bak bu gaz.."
"Eee? Memnun oldum ben de Meryem."
"Meryem dalga geçme."
"Asıl sen dalga geçme ben biliyorum araba kullanmayı çocuk değilim ben."
"Iyi hadi ne halin varsa gör."
Gayet güzel bi şekilde kullanmaya başladım arabayı. Mustafa bi ara şaşkın şaşkın yüzüme baksada umursamadan yola devam ettim.
"Vitesi 2 ye getir Meryem."
"Tamam."
"Hadisene Meryem."
"Ya tamam dedim."
İkimizde aynı anda elimizi vitese koyunca ani bi frenle durdum...
![](https://img.wattpad.com/cover/43694575-288-k362347.jpg)