0.9

39 12 3
                                    

Merhabalar
Yeni bölüme hoşgeldiniz
Nasılsınız?
Bölümü uzun zamandır atmadığım için özür dilerim telafi edeceğim
Bölümü olabildiğince uzun yazdım
Bölüm 956 kelimeden oluşmaktadır
Medyadaki şarkı isteğe bağlı açılabilir
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum lütfen unutmayın
Beni takip ederseniz sevinirim
(Yedinci Ev-Sevsene Beni)

<>

Güneş tam tepeden sırtımı ısıtıyor, yanımda oturan Aksel'in sigarası dumanla birlikte iğrenç bir koku yayıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Güneş tam tepeden sırtımı ısıtıyor, yanımda oturan Aksel'in sigarası dumanla birlikte iğrenç bir koku yayıyordu. Dakikalardır yanımda oturuyor olmasının verdiği alışılmışlıkla kısık bir nefes verdim, kokudan rahatsız oluyor olsamda artık nefes almamı engellemiyordu.

Sigara dumanı yüzüme üflendiğinde suratımı buruşturdum. "Beni mi sınıyorsun amına koyduğum!"dedim sinirle, aptal aptal sırıtmak ve oturduğumuz askeriye bahçesine göz gezdirmek dışında bir şey yapmamıştı.

Bekliyorduk, saatlerdir ve dakikalardır.
Yeni timimizi bekliyorduk, bu askeriyede şu anlık sadece bir bordo bereli asker timi vardı ve yetmiyordu bu nedenle içinde Aksel ve benimde olduğumuz yeni bir tim kurulmuştu iki hafta önce.
Tabi haberini bize sadece altı gün önce vermeyi tercih etmişlerdi. Tim komutanı bendim, buna hazır değildim ve üç yıl önce kaybettiğim timimden sonra bir timin sorumluluğunu istiyor muydun bilmiyordum. Zaten seçme şansım yoktu, her şey çoktan hazırlanmış, timin adı bile belirlenmişti.

Meltem, hafif ve serin rüzgar demektir. İç soğutur ve yavaşça eser, keskin ve kuru soğuk anlamına gelen Ayaz ile hoş bir birliktelikleri vardır.

Ben artık, Meltem timi komutanı Ayaz'dım. Hayır, Meltem timi komutanı Yüzbaşı Efken Oflaz Akçal. Eski timinden sonra hiçbir askerine sahip çıkamayacağını düşünen o aciz adam.

Komutan Yüzbaşı Efken Oflaz Akçal
Komutan Yardımcısı Yüzbaşı Aksel Çekmen
Kıdemli Üsteğmen Ufuk Özmen
Üsteğmen Hakan Akarsu
Teğmen İpek Altıner
Teğmen Gökhan Gökbulut

Aksel'le aynı timde olmak beni biraz olsun rahatlatıyordu, birazda korkutuyordu. Ya ona da sahip çıkamazsam diye düşünerek kendimi içten içe yemek hep daha kolay geliyordu.

Tepedeki güneşle zıt sert bir rüzgar esti bana işaret olarak, veya ben fazla romantize etmiş olabilirdim. Aldığım sigara kokusunu isteğim dışı içime çekerken sabır dileyip telefonumu çıkarttım. Biyolojik ailemdeki kuzenim Pamira'dandı gözüme çarpan mesaj, mesajı okumaya hazır olmadığım için ona bakmadan Umay'ın mesajlarını açmıştım.

Evdeki eksikleri sormuş ve markete uğrayacağını kısaca belirtmişti. Ufak sorularını cevaplayıp Aksel'e döndüm. "Evde ne eksik var lan it?", bana bakmıyordu çünkü gözü gökyüzünden askeriyeye doğru uçan helikopterdeydi. Gözlerini çekmeden bana hitaben konuştu.

"Bilmiyorum ama muz yok, söyle Umay'a muz alsın, muz önemli"dediğinde göz devirdim ve muz almasını Umay'a ilettim. Umay beni onaylarken oturduğumuz yerden Aksel ile aynı anda kalmış telefonumu üstümdeki askeri üniformamın cebine sokmuştum.

Helikopterde gelen kişiler sadece İpek ve Ufuk'tu, kalan tim üyeleri ya daha önceden burada yaşıyor yada daha önceden buraya gelmişlerdi. Helikopterin ineceği yere yaklaştığımızda inen helikopterin kapısı açıldı.

Helikopterden önce sarı uzun saçlı, beyaz tenli ve epey dolgun dudaklı uzun bir kadın indi. Ortalama benimle aynı yaşlarda ve sert yüz hatlarına sahipti, gözünde gram ışıltı yoktu. Güneş sadece tam yüzüne vuruyor ve o yüzüne gelen güneşi eli ile engelliyordu.

Tam önümde durduğunda önce bana sonrada yandan Aksel'e baktı.
Dosyasında okuduklarıma göre çok iyi bir asker ve bordo bereli sayılı kadın askerlerden biriydi.

"Teğmen İpek Altıner/Eskişehir/Emret Komutanım!"dedi yüzüme ciddi bir yüz ifadesi ile bakarak, ona uydum ve dudaklarımı araladım. Ama ben konuşmaya başlamadan önce helikopterden esmer, uzun ve iri, yeşil gözlü bir adam inmişti. Boyu neredeyse bana yakın ve vücut yapılarımız neredeyse benzerdi. Sadece ben ondan bir-iki parmak uzun ve fark edilmeyecek kadar daha az iriydim ama kas kütlesi olarak benim üstün olduğumda belliydi.

"Kıdemli Üsteğmen Ufuk Özmen/Eskişehir/Emret Komutanım"dedi İpek'in yanında yerini alarak. "Rahat"dedim en sonunda konuşarak, asker selamı pozisyonundan çıktıklarında Aksel sıkmaları için onlara elini uzatmıştı.

Uzattığı eli önce onun önünde duran Ufuk'a uzattı, Ufuk onun uzattığı eli tutup sıkarken kendini tanıtmıştı. "Komutan yardımcısı Yüzbaşı Aksel Çekmen, memnun oldum".
Ufuk "Bende memnun oldum komutanım"dedi beklemeden. Ufuk'un bıraktığı el İpek'in önünde durduğunda İpek, Aksel'in gözlerinin içine bakarak elini sıktı. Aksel gülümserken İpek geldiği ilk dakikadan beri ifadesizdi.

"Hoşgeldiniz", Aksel'in gayet yumuşak çıkan sesine cevabı sakindi ama sesi buz gibiydi. "Hoşbulduk".

Öğrendiğime göre Ufuk ve İpek zaten yıllardır çok yakından tanışıyorlardı, iki yakın arkadaşlardı. Aynı askeri lojmanda büyümüş ve birlikte okumuşlardı. İkisinin babasıda emekli hava kuvvetleri askerleriydi.

Elimi ikisinede uzatmazken dik duruşumu bozmadım, "Tim komutanı Yüzbaşı Efken Oflaz Akçal" derken ikiside kafa sallamış ve sadece Aksel'in onlara dediği iki kelimeyi tekrarlamışlardı. "Memnun olduk", askeriye bahçesine sakince göz gezdirdim. Aksel'e tekrardan dönerken sadece gözlerimle ne demek istediğimi anlamıştı.

"Ben size tim odasını göstereyim"dediğinde Aksel'in peşinden giden ikiliyi takip etmiştim. Tim odasının tasarımı bana aitti, Umay'ında fikirleri alınmış en sonunda Albay onayı vermişti.

Kapının önüne geçtiğimde kapının kilidini açan bendim, kapıyı araladığımda odanın içerisine geçmiştik. İkiside yavaşça odayı tararken Aksel sırıtıyor ben ise tepkilerini izliyordum.

Ufuk'un ağzı açık kalmış İpek hiç bir şey dememekle birlikte yüz ifadesini değiştirmemişti.

Ufuk "Harika!"diye bağırdığında onun dibinde olan İpek yüzünü buruşturdu ve Ufak'ın yanındaki omzuna dirsek attı. Ufuk aldığı darbenin acısı ile inleyip omzunu ovarken İpek bana ve ardından Aksel'e bakıp "Çok güzel olmuş" diye mırıldanmıştı.

Aksel ağzını yaya yaya konuşmadan önce kolunu sinirleneceğim şekilde omzuma attı, sırıttı ve kendinden emince dudaklarını araladı. "Biliyoruz, tasarımını biz yaptık"dediğinde omzumdaki elini çekmesi için omuz silkmiştim.

Kısa keserek konuştum, daha timle alakalı yapmam gereken onlarca iş vardı ve hepsi yarına yetişmeliydi. "Tim odasında takılabilirsiniz, lojmanda her biriniz için yer hazırlandı, Aksel size yemek saatini haber verir ve yerini gösterir. Benim yapacak işlerim var"dediğimde onlar kafalarını sallarken Aksel bana dediklerimi onaylayan türden ufak bir bakış atmıştı.

Buradaki işimi bitirmenin memnuniyeti ile tim odasından çıkıp askeriyedeki kişisel odama girdim. Kilidini açarak içerisine girmiş, kapısını örtmüş ve çalışma masama geçmiştim.

Çalışma masamın sandalyesine oturduğumda telefonumu çıkarttım, Pamira'dan gelen mesajı artık okuyabilirdim fakat mesajı hiç hoşuma gitmeyen türdendi.

Asker olduğunu keşke söyleseydin be canım kuzenim, abimin sır tutamaması senin sorunun ama yengem seni yemeğe çağırıyor. Bu en çok ikimizin sorunu çünkü sana haber vermemi o istedi. Müsaitsen bu akşam yemeğe bekliyoruz

Ben Pamira, Pamira Alaton

İki mesajınıda okuduğumda kısık bir ışığın aydınlattığı yalnız odada sessiz kalmıştım...

EFKENWhere stories live. Discover now