Kirli Beyaz Kedi

Bölüm 6.1

Multimedyada Dayımız Mehmet Saim var. Merak edenlere ;)

Ertesi günü, Dadı adayları tek tek gelmeye başladığında şöyle bir baktım. Bazıları vardı ki sanki Demir'e değil de dayıma dadılık etmeye gelmişlerdi. :) 

Bir süre sonra sıkıldığımı belirtircesine kocaman bir nefes verdim. Gelenlerin her biri dadı olmayacağız diye her hareketiyle her davranışlarıyla bağırıyordu adeta.

Öğleden sonra dayıma "Ben sıkıldım. Şimdilik gitsem diğerleriyle sen görüşsen olur mu dayı?" dediğimde gülümseyerek başını salladı. Bense onu yanağından öpüp çıktım. Zaten öğleden sonra tek görüşme kalmıştı. Ondan da bir şey çıkacağından umutlu değildim.

Açıkçası İrem'ler bugün geliyorlardı ve onu kaçırmak da istemiyordum. Yani bir an evvel onu görmem gerekiyordu. Bir süredir görüşememiştik. Tam çıkacağım sırada dayım Yasin'i yine peşime taktı. İtiraz etsem de bunu umursamıyordu. Önce eve geçtik. Demir beni kapıda karşıladı. 

Boynuma sarıldı. Biraz fazlaca sıksa da ben de ona bir süre sarılınca beni bıraktı. Ardından hemen odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Aşağı indiğimde Yasin'le ikisi tv izliyordu. Bizimki çizgi filme bayılıyordu. Sanırım Yasin'de. Yanlarına gidip hadi dedim. Demir'le vedalaşıp çıktığımız sırada Demir ardımdan "A" diye seslendi. 

Bana seslendi. Bana bir süredir "A" diyordu. Ona dönüp "Akşama geri döneceğim" dedim ve dışarı çıktık. Yasin'in arabasına atlayıp merkeze gittiğimizde İrem'lerin kaldığı pansiyonu bulduk. Pansiyonu bulduğumuzda aradım onları aşağı indiler. Yasin ve İrem'in abisi tanışıyorlarmış. Enes Abi hatta onların tekstil fabrikasında işe başlayacakmış. 

Pardon Dayımın ve Yasin'in babasının ortak fabrikasında. İrem'le birbirimizi görünce sarılıp o saçma bestfriend dansımızı yapmaya başlamıştık. Fakat Yasin'in orda olduğunu hatırlayıp donmuştum. Bir anlık kısa bir şokun ardından Allah benim belamı versin isimli sırıtışımı yüzüme takıp Yasin'e baktığımda onun gözleri kanıyordu. 

Tabi mecazi anlamda... 

İrem'in abisi Enes Abi, Yasin'le konuşmaya başlamıştı. Allahtan konu değişmişti de çocuk travma geçirmemişti. Onlar kendi aralarında konuşadursunlar İrem'le biz gıybet-time adlı frekansa geçmiştik. Ve şu an uzaylılar dünyayı istila etse, hoşgeldin anacım, sen duydun mu Begüm'ün boynuzlarına rağmen Fatih yeniden barışmak istemiş, diyebilirdik.

Ay düşünsenize bi; o yeşil 1 metrelik, buruş buruş elleriyle yanımıza oturmuş ellerini de çenesine dayamış garip canlıyı bizi dinlerken... 

Tamam, vurmayın fazla gıybetten beynim yandı sadece.

Öğleden sonra 15.00 sularında bir ara verdik. Tabi oturumun ikinci yarısı uzun sürecekti malum. Aaaa, bu arada ben hiç bir şey anlatmamıştım. Yasin bizi böyle görünce "Kızlar siz hiç bozmayın biz gidelim. Malum Enes Abi'nin daha göreceği bir fabrika ve tanışacağı iki patronu var." deyip Enes Abi'yi de alıp kaçmıştı. 

İrem, onlar kaçınca "Deniz, şimdiye kadar saçmaladığımız yeter. Bir anda anne ve baban öldü. Sende buraya sürüklendin adeta. Ne oluyor? Yaşadıklarının % 0.000001'ini filan biliyorum herhalde. En baştan hiç atlamadan anlatırmısın?" dedi. 

Kız haklıydı. Hiç bir şey bilmiyordu. 

"Dinle o zaman. Olayın 0 noktasından anlatmaya başlayacağım." dedim. O da başını başını salladı. 

"Bundan 20 küsur yıl evvel, benim dayılardan biri, halama tecavüz edilmesine yardım ve yataklık etmiş. Ama dayım küçükmüş daha. Pek bir şey anlamamış. Her neyse babamın babası olan dedem yani Hamza Bey, annemin ailesine kök söktürmüş. Deyimi yerindeyse yaptığı işkenceler yüzünden o dayım aklını kaybetmiş. Bu arada babam ve annem de büyümüş. Lisede birbirlerine aşık olmuş. İki ailenin de itirazlarına rağmen evlenmişler ve evlerini terketmişler. Asıl olay bu. Her neyse annem ve babamın şehir dışına neden çıkacağını biliyordun. Yolda geçirdikleri kaza sonucunda annem ve babam vefat edince dedem Hamza Öztuna beni buraya sürükledi resmen. Kaçırır gibi getirdi. Sonra buraya gelince bu olayları öğrendim. İrem, başta dedemin beni gerçekten sevdiğini düşünmüştüm. Bana cidden iyi de davranıyordu. Ama bir de dayım var." deyince gözlerini büyüttü.