Yasin;
Amcam ertesi günü sabah beni arayıp "Deniz'i sakın yalnız bırakma!" demişti. "Amca bebek bakıcılığı mı yapacağım? Yapacağım onca iş varken?" dediğimdeyse "Getirtme lan beni oraya! Bak Yasin! O kız benim için önemli. Candan öte canım! Senin umrunda olacak! Gerekirse ona bakıcılık da yapacaksın! Sana kıza yemeğini yedir suyunu içir demiyorum. Gözünün önünden ayırma diyorum sadece!" dedi. İstemeye istemeye tamam dedim. Kızla konuşmak zorunda değildim sonuçta! Yapmam gereken tek şey sabah okul kapısından girdiğinden itibaren çıkışına kadar onu göz hapsinde tutmaktı. Çıkışta da kızın geldiği arabayla dönmesini takip ettikten sonra görev tamamdı.
Okula gittiğimde Egemen ve Yiğit kapıda beni bekliyorlardı. İlk ders zili çalana kadar bir sigara yaktım. Sigaram bitmek üzereyken Yiğit'in abisi geldi, Mert abi. Yarısını içtiğim sigarayı yere attım. Tam o anda benim de telefonum çaldı. Baktım Ceylan arıyor, meşgule attım. Çünkü O kız geliyordu. Benim bayıldığım müdiremizin arabasından iniyordu. Mert Abi, Yiğit'e bir şey deyip gitti. Çok kalmadı. Egemen'e dönüp "Kanka be! Şu kızı iyice bi araştırsak ya? Soyadı Öztuna filan? Müdirenin arabasıyla gelip özel araçla dönmeler? " dediğimde Yiğit'te Egemen'de sırıtıyordu.
"Oğlum, kız önemli bir kız. Amcam araştıracaksın, dedi. Ondan herhalde. Yoksa ne yapayım o çırpı bacağı!" dediğimde Egemen 'He bende yedim' bakışıyla bakınca Oflayarak okuldan içeri girdim. O arada kız önümden yürüyordu. Sınıfa kadar o önde ben arkada yürüdük. Sınıfa girdiğindeyse bizim sıramıza değil başka bir sıraya yönelince tuttum kolundan kendime çevirdim.
"Nereye?"
"Sana ne?"
"Ne demek sana ne? Hem sıraya teklifsizce geliyorsun?"
"Şimdi de teklifsizce gideceğim. İzninle."
"Orada oturmana izin vermezler."
"Neden? Burda kimse oturmuyor."
"Çünkü ben izin vermiyorum!"
"Bak, neydi adın? Hah Yasin! Şimdi bak, sen o adamın yeğenisin. Ve ben o adamın görüştüğü herhangi biriyle dahi yan yana bulunmam! Anlaşıldı mı?"
"Ne saçmalıyorsun sen? O adam kimmiş?" dediğimde sınıfa diğer öğrenciler de girmeye başladı. Yiğit'e "Herkesi dışarı çıkar." dediğimde sınıfı boşalttı.
"Mehmet Saim'den bahsediyorum. Sen o adamın yeğenisin. Ve inan bana bu sınıftan gideceğim. Ne onu ne de onun yakınlarından birini görmeyeceğim!"
" Ah Çırpı bacak. Sen onun öz be öz yeğenisin. Bense uzaktan bir akrabası. Onun akrabasını görmek istemiyorsan da önce aynaya bakmayı bırakacaksın! Şimdi uzatma! Geç şu sıraya yoksa elimden bir kaza çıkacak!" dediğimde hala yerindne kımıldamamıştı. Bense kolundan tutup çantasını alıp onu sırama sürükledim.
Sesini çıkartmadı. "Sınıfı ya da okulu değiştirmeyi de aklından çıkart! Mehmet Saim Amca seni görmek isterse görür. Buna kimse engel olamaz. Benden kaçmayı zaten aklına bile getirme! Ondan neden bu kadar nefret ettiğini ya da ettiğinizi bilmiyorum. Ama hatalısınız! O kimseyi incitmez! Özellikle de seni! İncitecek olsa bugün yapar! Deden. Hamza Bey'e zarar vermek istese şimdi yapar. Çünkü alemde evet, sözü sayılan bir adam olabilir ama zayıfladı artık! Zaman onun zamanı değil. Amcam sana değer verdiği için sakin davranıyor. Seni kırmak istemediği için de sana yaklaşmıyor. Aklını başına al!" dedim. Ardından da çıktım dışarı.
Kız gibi lavaboya gidip ağlayacaktım sinirimden ama sadece elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Koridorda bir hareketlilik vardı. Birazdan sınıfın kapısına geldiğimde müdire de sınıfın kapısındaydı. "Açılın! Açılın!" seslerini duyunca kıza bir şey mi oldu acaba diye telaşlandım. Baktım, müdiremiz kucağına almış, gidiyordu. Baygındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Beyaz Kedi
General FictionKulağıma bir şarkı mırıldanıyordu... Bugüne dek hiç duymadığım bir şarkı... Onun şarkı söyleyebileceğine inanabilir miydim? Yok, bu sesi tanımasam inanmazdım. Aynı kişi olamazdı... Ama Çok Güzel Söylüyordu.. Çokkk... Nasılsın kızım anlat bana hikaye...