EJDERHA PRENSES

Bölüm 11: Karanlığı Yaşamak

11. Bölüm: 1. Kısım; Karanlığı Yaşamak

Renkler birbirine karışıyor, enerjim saçlarımdan hayat damarlarımmış gibi parıldayarak geçiyordu. Parmağıma dolanmış lüleye bakarken hafif ışıldayan telleri inceliyor, Nedra'nın uzaktan gelen sesini hayal meyal duyuyordum.

Gözlerim renklere odaklanmışken gerçeklik buğulu camların arkasında kalmış gibiydi; zihnimdeki ejderhalarla hem konuşuyor, hem saçlarımdaki renkleri inceleyerek hayatla olan bağlarımı koparıyordum. Kendimi rahat hissediyordum; bacaklarımı öne uzatmış, ayaklarımı bilekten çaprazlamış, küçük tahtta yayılmış, uzun lülemi yarı kapalı gözlerle incelerken hayat daha katlanılabilirdi.

Jev'in odadaki varlığını tenimde hissettiğim soğuktan anlıyordum, hüzünlü bir mutluluk taşıyan rüya aleminde bulunan tarafım bile sırf bu soğuğu daha iyi hissedebilmek için ayılmamı söylüyordu. Ama ayılırsam, savaş planlarının içine düşecek on altı yaşında bir kız olduğum gerçeği yüzüme tokat gibi çarpacaktı. Ne kadar güçlü olursam olayım bedensel olarak, ruhsal olarak on altı yaşındaydım. Güçsüzlüğümü ilgisizlikle kapamak kaçış yollarından en kolayıydı benim için.

"Senin yapman gerekenlerse, Bella," Dedi birden kucağıma zıplayarak Nedra. Ne kadar ani bir hareket olsa da dalgın halimden sıyrılamamıştım, yarı kapanık gözlerle Squara'ya baktım. "sadece dinlenmek. Senin karışmanı istemiyorum."

İki ejderha zihnimde alayla sırıtırken, beyaz ejderha ciddiyetle baktı; bu kez onlar puslanmaya başladı, zihnim yeni ve doyurucu bir uykudan uyanmış gibi aydınlandı ve bedenime ateş bastı. "Neden? O kadar mı beceriksizim?" diye sertçe giriş yaptım. "Güçlerimi kontrol sorunlarım var, Nedra. Beceriksiz değilim. Yardım edebilirim. En azından planlama konusunda. Krallığın en uç köşelerini bile bilirim." Squara'nın parlak gözlerine meydan okuyan bir ifadeyle baktım. "Squaralar öğrenmek için araştırır, gezerler. Ama ben bunları bilerek doğdum. Gezegeni benden iyi bilmiyorsun. Özellikle de altı yüz yaşlarında henüz yavruluktan yeni çıkmış bir Squara'ysan."

Tüm kaslarım gerim gerim gerilirken, beynim sıcaktan erimiş gibiydi. "Ailem söz konusu benim." Diye patladım. "Krallığımın yerini sadece bir ölümlü biliyor! Ya birkaç saniye sonra geberirse? Al sana kaybolmuş krallık! Bir daha zor buluruz krallığı. Beni dışarıda tutarak hiçbir yere varamazsınız."

Jev, "Çok kötü alınmak üzereydim." Dedi eğlenmiş gibi bir ifadeyle.

Ona kötü bir bakış attım. "Gebermeliydin."

Nedra kucağıma daha rahat oturacağı şekilde yerleşti. "Senin için farklı planlarım var, Bella. Krallık konusunda da haklısın, bu zekanı kullanacağım. Şu anlık önceliğin güçlerin olacak, krallıkla artık resmi sorumluluğu üzerine Jev ilgilenecek, ben de savaş planlarını yapacağım. Sende savaş zamanına kadar eğitim göreceksin. Saldırı olduğu zaman bile sen B planımız olacaksın, yani ilk takım kaybedecek gibi olursa ortaya çıkaracağımız büyük ve yenilmez silahımız."

"Konuşma iyi bir yöne doğru kaymaya başladı."

"Eğitim demek beden demek. Beden demek kaosu ellerimle yaratmak demek."

Fırtınalı iki ejderhaya acır gibi baktı. "Benim içinde beden demek ikinizi yumruklarımla yere sermek demek."

"Alacağım seni ayağımın altına."

Ejderhaları duymazdan geldim ve ortağımdan işittiklerimle keyiflendim. Bu hoşuma gitmişti. Ama son sefer aklıma geldikçe de endişe olduğu yerden tembelce sırıtıyordu, düşmanlar hafife alınmamalıydı... Ya kaybedecek olursam? Bir an bu düşünceyle kanım dondu. Onlar kaybettiğinde bir şey olmuyordu ama ya ben kaybedecek olursam?