BD:12 HAYIR, OLAMAZ!

125 13 3
                                    

Gecenin rolünü üstüne alma kadın! Uykuya dublaj yapma! Şairlere, şiirlere kanma kadın! Kapa gözlerini... Bu sahnede ölüyorsun.

Mrs:Psikopat

BİR HAFTA SONRA:

Emva'nın Anlatımından :

Olmadan bilemezsin bazı şeylerin kıymetini...

Sevdiğin birini kaybedince için acır, yüreğin sızlar mesela. Geri getiremeyeceğini bilmekse daha çok yakar seni... Keşke dersin, keşke burada olsa...burada olsunda onla edeceğim kavgaya bile razıyım...

Ama giden bir daha geri dönemez...

Bazense vazgeçeriz her şeyden ölmek isteriz, tatlı canımıza kıymak, peki biç denediniz mi kendinizi bu hayattan tek kalemde silmeyi?

Ben bir çok kez denedim, her seferinde gerçekle hayal arasında gidip geldiğim zaman, canımın acısını en çok hissettiğim zaman keşke hiç denemeseydim dediğim an hayatım tekrar bahşedildi bana...

Sonsuzluğa canımı yaka yaka ulaşmak istediğim her an, ne cennet büyüleyici yeşilliğiyle karşıladı beni ne de cehennem kucakladı ateşiyle...

Arafın tam ortasında yapayalnız ve çaresiz kaldım çoğu zaman, hep kalabalıklar arasında yalnızı oynadım...

Şimdiyse hayat beni daha da yalnızlaştırmak istermiş gibi...

Neredeyse bir haftadır rüzgarın sesi doldurmuyor kulaklarımı... Her gün parka gidip masum kahkahalarını dinlediğim çocukların sesi silinmiş gibi dünyamdan...

Belki binlerce kez ölmek daha kolay olurdu bu halimden...
⭐⭐ ⭐ 👼 ⭐ ⭐ ⭐

Hastaneden çıktıktan sonra 3 gün Damla'da kalmıştım.

Ama daha sonra hastanede bir kaç dedikoducu hemşire Salih Pamir'in kızının, yani benim başıma gelenleri duyunca olanlar hızlı bir şekilde yayılmıştı.

Tabi magazincelerde yemek bulmuş aç kurt misali başıma gelenleri zevkle haber yapmışlardı.

Bir de kendi evimde değil de arkadaşımda kaldığımı öğrenilince gazetelerin manşetlerini kaplamıştı huzur dolu(!) ailemizin haberleri.

Magazinlere manşet olmayı kaldıramayan biricik(!) ailem ise beni zorla artık içinde bana yer olmadığını düşündüğüm eve getirmiş, odama tıktıktan sonra bana bakmaları için hizmetlileri göndermişlerdi...

Artık annemle babamı anlayamıyordum, tamam haksızlar demiyorum ama ben de abim gibi onların canından bir parça değil miydim?

Neden?! Neden ben şu durumdayken bile bir kez olsun yanıma gelip iyi olup olmadığıma bakmıyorlardı...

Üç yıl kadar önce bırak duyamamayı tırnağım kırılsa canımın acıyıp acımadığını sorarlar, hastaneye götürmek isterlerdi...

Ama şimdi... Tek düşündükleri şey soyadımızın kirlenmemesi, imajımızın yara almaması...

Oysa imajımız hala sapasağlam ama ruhum şimdiden seksen yaşında gibi, o kadar çok yara aldı ki yama tutmuyor artık...

Ahh!! Düşünmek artık yormaya başlamıştı. Oysa şimdi kulaklığı takıp düşüncelerimi rafa kaldırabilirdim... Tabi hala duyabilseydim...

Boş DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin