DIVERGENT~Uyumsuz

13 Bölüm- İstemiyorum

TRIS
Tobias ortalıklarda yok. Hemen onu aramaya başladım ve bir yandan da çığlık atıyordum. Etrafa aileler, çocuklar... Fedakarlık aileleri çok korkmuş durumda. O sırada Tobias'ı gördüm. Bir fedakarlık ailesine saklanması için yardım ediyordu. Ama sıradan bir fedakarlıl ailesi değil, benim ailem. Annem ve babam.
  Etraftaki toz bulutlarının ardından sıyrılarak annem ve babamın evine koştum. Aramızda 3 sokak var. Evin önünde duruyordu Tobias. Hemen ona sımsıkı sarıldım.
  "Seni arkamda göremeyince çok korktum." dedim duyabileceği bir sesle.
  "Merak etme, annenle babanı kurtarmak için geldim. Gel benimle."
Elimi tuttu ve hiç bırakmadı. Bilgelik merkezine doğru ilerledik. Eğer olağan üstü bir olay olursa toplanma yerimiz olduğu için. Biz de eğitmen olduğumuzdan orada bulunmamız gerekiyordu.
  Asansöre binip toplanma salonuna gittik, herkes oradaydı. Bütün topluluk liderleri ve eğitmenleri. Hemen yerimize geçtik ve toplantı başladı.
  Evelyn: Biraz önce anladığınız üzere fedakarlık parkına bomba patlatıldı. Bu suikasti yapanların çitin dışındakiler olduğunu düşünüyoruz. Bir kaç aydır onları izlediğimiz ve elimizdeki kanıtlara göre onların olduğu da anlaşılıyor. Yakın bir zamanda tekrar olabilir. Hem de daha kötüsüyle karşılaşabiliriz.
Bilgelik bir serum geliştirdi. Hipnoz serumu. Bu serumu diğer serumlardan ayıran en büyük özellik ne yapmak istiyorsak veya amacımız neyse bu serumun içine kod girip sadece enjekte etmek. İstediğimiz kadar kod girebiliriz. Cesurluk ise bir çok asker geliştirdi. Asker sayımız 200. Bu serumla birlikte iş birliği yapılırsa çitin dışındakilerle bağlantı kurabiliriz. Amaçlarını daha iyi öğrenebiliriz. Eğer bize savaş çağrısı yapılırsa tekrar toplantı yapılacak. Ama böyle bir şeyin olacağı da kesin değil, çünkü çitin dışındakiler onlara yardım etmemizi istiyor olabilirler.
  Liderlerin kararı şöyledir: Cesurlukta gelişmekte olan 50 asker var. Toplamda 250 asker. Bu askerlerin 100 tanesi her ihtimale karşı çitin dışına bir cesurluk lideri ve eğitmeniyle gidecek. Eğitmenini de FOUR olarak seçtik. Four, sana da uygunsa seni 1 hafta için çit dışına göndermek istiyoruz. Askerleri de sen seçeceksin. Yanında da lider olarak Max gelecek.

Evelyn sözünü bitirdi. Evelyn konuşurken Four'la eleleydik. Four kelimesini duyunca elini sıktım ve onun gözlerinin içine baktım. O ise yere bakıyordu. Beni kızdıran itiraz bile etmedi. Beni nasıl bırakacaktı? Ben ondan nasıl ayrı kalacağım? 1 hafta içinde ya ona bir şey olursa? Evelyn nasıl buna izin verebildi? Annesi sonuçta.
Bir şey diyemeden susup kaldım.
Evelyn: Four, bu görevi en iyi sen yapabilirsin. Bütün liderler olarak sana güveniyoruz.
  Tobias'ın ağzından şu sözü duydum.
"Peki."

Annesinin gözlerinin içine bakıyor. Ama bana hiç bakmadı. Gözümden yaş akmasın diye kendimi zor tuttum.
  Tris: "Toplantı bittiyse çıkabilir miyim?"
Yıkılmış durumdayım. Four nasıl gider?
Evelyn: Evet, toplantı bitmiştir. Hasarlar en yakın zamanda bildirilecek. Gidiş zamanı 2 gün sonra.
  Kapıyı sertçe açarak odadan çıktım. Canımdan çok sevdiğim gidicek. Hem de hiç bilmediğimix bir yere.
  Tobias da peşimden geldi. Elimden tuttu ve beni kendine döndürdü. Yüzüne bakamıyorum, yere bakıyorum. Eliyle çenemi kaldırdı ve bana baktı.
Tobias: Eve gidelim.
Kafamla onayladım ve eve doğru gittik.

TOBIAS

Anahtarla kapıyı açtım. Tris benden önce girdi eve ve hemen yatak odasına gitti. Peşinden gittim. Benim için çok zor onu bırakmak. Ama geleceğimizin iyi olması için bunu yapmak zorundayım. Evlenebilmemiz için, yaşadığımız yerin kurtulması için ve ailemiz için yapmak zorundayım.

 

TRIS

Tris: Neden gidiyorsun?
Yatakta oturmuş yüzümü kapatıyordum. Üzgünlüğüm ve hayal kırıklığım her halimden belli.
Tobias yanıma oturdu ve ellerimi tuttu. Ona döndüm.
  Tobias: Bana bir şey olmayacak. Gidip gelicem. Bana ihtiyaçları var.
  Tris: Ya olursa? Ben naparım?
Tobias: Şşş ben hemen gelicem. Beni bekle. Sadece 7 gün. Bizim geleceğimiz için yapıyorum, ailemiz için, topluluğumuz, yaşadığımız yer için. Bunların en başında, senin için yapıcam.
  Gözümden bir yaş aktı. Sert bakışlarını tavır aldı ve beni üstüne çekti. (Kuralsız'daki sahneyi hatırlayın) Ellerimi boynuna doladım, parmaklarım kalın dudağına değdi. Hiç düşünmeden beni çekti ve öpmeye başladı. Keşke ben de gelebilsem, onu hiç yalnız bırakasım gelmiyor. Ona her baktığımda daha çok hüzünleniyorum. 15 saniye sonra ondan ayrıldım ve yüzüne bakmaya başladım. Ellerimi yüzünde gezdirdim. Gözümden diğer bir yaş da aktı ama akmasını istemiyorum. Ağlamamalıyım çünkü o da üzülüyor. Gözümdeki yaşı sildi ve tekrar söyledi.
Tobias: Şşş Tris, yapma. Bak hemen gelicem. Bana bir şey olmayacak. Sen de kendine dikkat edeceksin.
Beni üzerine çekti ve kulağına tamam diyerek fısıldadım. Tişörtünü yavaşça çıkardım ama o hala sertçe bana bakıyor, ben ise hala hüzünlü. Önümdeki ceketin fermuarını açtım, yüzün bakarak askılı tişörtümü çıkardım. Sütyenimi çıkarmak istedim ama yapamadım. O ise sadece yüzüme bakıyor. 2 yıl boyunca Tobias'la birlikte olmadım. Çünkü hazır değildik. Ama şimdi hazır mıyız onu bilmiyorum.
Tobias: Tris, buna daha zamanımız var.