Ceyda beni peşinden sürüklerken somurtarak peşinden gidiyordum. Kumbaramdan para alırken Yağız itinin odama dalması sonucu korkup kumbaramı düşürmüştüm ve ıronman li kumbaram paramparça olmuştu. Yağız'a zilyonuncu kez ölümcül bakışlarımı attım. Kolunu omzuma attı "Vallaha aynısını alıcam lan söz" omuzlarımı silktim "Onun yeri ayrıydı. Bir adı bile vardı" güldü. Sinsice sırıttım ve kulağına yaklaştım "Sinemada ikinizin ortasına oturucam. İbnelik değil mi?" Kaşlarını çatıp bana baktı "Yapamazsın" ona 'emin misin?' Der gibi baktım. İstersem gayette yapardım. Sinir etmekte sınır tanımazdım. "Görürsün" kulağıma eğildi. Ceyda duymasın diye fısıldaşıyorduk ki o annesi Selma teyzeyle konuşuyordu. "Tatlı ısmarlarım" gözlerimin parladığına emindim ama inatçıydım "Hayır" dedim inatla. "Özsütten" dedi bu kwz aklımı çelmek için ve başardıda. Bu çocuk beni nasıl ikna edeceğini biliyordu. Uykumda sorulan her soruya cevap vermeyi kesmeliydim artık. "Milkshake de isterim" kafasını salladı "Tamam" yumruğumu uzattığımda yumruğunu uzatıp tokuşturdu.
Yağız sinema biletlerini almaya gittiğinde telefon görüşmesi henüz bitmişti ve sırıttım imayla. Tabi ki çocukluk arkadaşım bunu anlayıp kafama vurdu "Kes şunu!" güldüm hunharca "Size bakmayacağım merak etme" ofladı "Melis!" Kıkırdadım. Yağız abaza bir tip değildi ama erkekti sonuçta. Filmden etkilenirdi falan. Asfgfh. Bilet almak için oluşturulan sıraya bakarken Meriç'i görünce kaşlarım çatıldı. Yanında da bir kız vardı. Kız sürekli bir şeyler anlartırken Meriç onu pek dinlemiyor gibiydi. Yağız ondan önde olduğundan Meriç'i görmemişti sanırım. Her filim bilet sırası ayrıydı ve görünüşe göre aynı filme girecektik.
Umarım Meriç'e yer kalmazdı amin. Hayır. Meriç kim romantik film kim? Açıkcası ondan Hacker filmine falan girmesini beklerdim. Gerilim aksiyon falan. Romantik bir tipi yoktu Meriç'in. Daha çok züppe ve şiddet meraklısı bir tipi vardı ki öyleydide. Gözlerimiz çakıştığında ikimizinde kaşları çatıldı. Yanındaki kız Meriç'in yüz ifadesinden olsa gerek bana döndü. Bana kaşlarını çatıp Meriç'in koluna girdiğinde ona umutsuz vakaymış gibi baktım. Meriç'i ondan kıskanmamı beklemiyordu herhalde.
Meriç kızın kolundan çıkıp sırayı umursamadan Yağız'ın yanına gitti. Ki sıradakilerin hepsi ergen tiplerdi. Meriç'in yanındaki kıza kaydı bakışlarım. Somurtuyordu. Giydiklerine gözüm takılırken Meriç onun yanında top model kalıyordu. Gerçi o hep top model gibi giyiyordu ama olsun. Amaç kızı eziklemek. Herneyse. Kız dar yırtık kot -ki kış ayındaydık ve bu sene İstanbul çok soğuktu. Öyleki tükürseniz tükürüğünüz havada donardı- acayip desenli bir kazak ve dolgun topuk ayakkabı giymişti. Kız taş çatlasa beninle yaşıttı ama makyaj onu büyük göstermişti. Kendime bakmadan edemedim. Kot dar bir pantalon, vişne çürüğü bir kaza ve gri renk eldiven ve beremi takmıştım. Siyak kalın topuklu botum ve siyah tirençkotumla güzel göründüğümü düşünüyordum. Ceyda her zamanki gibi 'giderin var' demişti.
Ceyda beni çekiştirdiğinde kafamı ayakkabılarımdan kaldırıp Ceyda'ya baktım. Yağız biletleri almıştı ve Meriç'le konuşuyorlardı. Yanlarına gittik. Meriç bana sırıttı "N'aber Pembe Panter?" Sırıttım "İyi. Sen nasılsın annesi-"ne diyeceğimi anlamış olacakki ağzımı kapatmıştı. Elinin içine güldüm ve elini ittim. Yağız bize deliymişiz gibi bakarken onu ittirdim "Girelim artık şu filme" kafasını sallayıp bana biletimi uzattı "C-9" diye mırıldanıp Yağız'a baktım "Siz nerde oturuyorsunuz?" Yağız sırıttı "E-10 ve E-11" kaşlarımı çattım "Hayvan" güldü. Salona girdik. Yakışıklı görevli bana gülümsediğinde gülümsedim. Biletimi uzattım. Baan yerimi gösterecekken Meriç kolumdan tutup beni götürmeye başlamıştı. "Hey!" Dedim sessizce. Reklamlar başlamıştı ve milleti rahatsız etmek istemedim. Beni C-9 yazan koltuğa nazikce (!) itince koltuğa oturdum "Hayvan" sırıtîp yanıma oturdu. Onun yanınada o kız oturmuştu. Kaşlarımı çattım "Ne yani? Tesadüf mü bu?" Omuzlarını silkti "Hayır. Yağız rica etti" kaşlarımı çattım "Ne alaka?" Bana baktı "Bilmem" ofladım. Kız araya girdi "Meriç patlamış mısır alsana" gözlerimi devirdim. Meriç'i kıskanacak son kişi bile değildim. Bu kız neyin kafasını yaşıyordu? "Şuan alamam Gözde" dedi Meriç umursamazca. Meriç'de en az benim kadar üşengeçti. Kız somurttu "Ya Meriç" kızın tiksinç ses tonuyla yüzümü buruşturdum. Meriç kolunu kızdan kurtarıp bana doğru geldi. Kolum ona doğru olan kola yaslandığımdan yanağı elime çarpmıştı. Bana baktı. Direk dikelim. Sıratak bana baktı. Umursamazca ekrana baktım. "Kız kim?" Diye sordum merakıma yenik düşerek. Gözlerini devirdi "Kuzenim" kıkırdadım. "Herkes benim kadar şanslı değil" dedim Yağız'ı kast ederek. Hınzırca sırıttı "Evet. Herkes sinemada Meriç Keskin'in yanına oturamıyor" kaşlarımı çattım. Egosu cidden sinir bozucuydu "Yağızdan bahsediyordum" omuzlarını silkip bana baktı "Cümlende Yağız'ın geçtiğini hatırlamıyorum" ofladım. Cidden onunla laf yarıştırılmıyordu. Mutlaka kendine çekiyordu lafı manyak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veliaht
Teen FictionAslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman. Her sabah işkence gibi gelen okul sabahlarımın bir gün çekilebilir hatta halatla çekilir hale gelebileceği uçsuz bucaksız hayalimin uçurum...