Bana eğildi "Rujun var mı?" Kaşlarımı çattım "O kadarda değil Meriç. Süslenmeyebilirim ama makjay malzemem var" güldü "İyi o zaman kırmızı ruj sür" kaşımı kaldırdım "Neden?" Sırıttı "Dudaklarına kırmızı ruj yakışır" bilerek ve isteyerek yarasının olduğu yere vurdum. İnledi ama sırıtmaya devam etti. ''Bana pansuman yapmak istiyorsun her halde'' gözlerimi devirdim ''Kapa çeneni''
Gözde elinde poşetlerle yanımıza geldi. Dışarı çıktık birlikte. Meriç bana bakıp kulağıma eğildi ''Seni 6'da alırım'' kaşlarımı çattım ve Meriç'e baktım ''Daha anneme sormadım'' Malesef dizilerdeki gibi arkadaşlarımla sözleşip buluşmaya giderken anneme söyleyemiyordum Öyle yapsam annem beni çöp kutusuna otuttururdu sanırım. Omuzlarını silkti oldukça cool bir şekilde. Yürürken saçları hafif sallanıyordu. Bana baktı ''Elbiseyi aldın mı aldın. Ne yap et izin kopar annenden'' gözlerimi devirdim. Hediye etse olmuyordu sanki. İllaha bir şart olacaktı. Mazallah şirketleri batardı bir elbiseyle! Düzeltiyorum 1000$ cık olan elbiseyle!
Gözde ikimize bakıp daha sonra gözlerini Meriç'de sabitledi ''Ona elbisemi aldın?'' sesinden kıskançlık akıyordu. Bu kızı sevmemiştim. Meriç'in de sevmediği belli oluyordu. Ters bir şekilde ''Sana ne'' dedi. Gözde oflayıp önüne dönerken kıkırdadım sessizce. Asansöre ilerlerken duraksadım. Meriç bana baktı ''Yürüsene'' kaşlarımı çattım. Bu çocuk şaka mıydı? Daha geçen gün ölüyordum! ''Asansöre bineceğimi düşünüyorsan avucunu yalarsın'' dedim kollarımı göğsümde çaprazlarken. Gözlerini devirdi umursamazca ki umursasa şaşardım. ''İyi sen merdivenlerden in '' kaşlarımı çatıp yürümeyen merdivenlere ilerledim. Bir insan bu kadar kalas olamazdı. Hayır ona odun demeyecektim. Odun çok klişeydi. Meriç kalastı. Kocamanın dan bir kalas. ''Otoparka ineceğiz'' diye bağırdı arkamdan. Durdum ve ona baktım ''Yağızlar ne olacak?'' sırıttı ve omuzlarını silkip beni gösterdi ''Sen eve git ve yarın için hazırlan. Sana ne onlardan'' ofladım. Şeytan diyor ki git çarp suratına poşeti ama Meriç elbiseyi hemen Gözde'ye verirdi. Lanet olsun! Pes edip arkamı döndüm ''İyi en alt kata inerim'' dedim yürürken. Yürüyen merdivene bindim. Bugün hafta sonu olduğundan tıklım tıklımdı. Telefonumu çıkarıp Yağız'a mesaj attım
'Gönderilen: Çatlak Kuzen
Yaptığın hainliği unutmuş değilim. Meriç beni eve bırakacak. Sakın bize geleyim deme sen kumbaramın kırıklarıyla deşerim Yağız! YAPARIM! '
Tehdit içerikli mesajımı gönderim sırıttım. Bir hafta gelemezdi korkudan. Yürüyen merdivenden inip otoparka inen rampalı olan merdivene ilerledim. Merdivene binip beklemeye başladım. Yürüsem daha hızlı giderdim bu ne yavaşlık böyle?! Arkamdan gelen gülüşme sesiyle çaktırmadan arkama baktım. Apaçi kılıklı iki çocuk bana bakıp sırıttılar. Demek ki çaktırmadan bakamıyormuşum! Şuan kendimi dövmek istiyordum. Niye böyle tipleri üzerime çekiyordum? Hiç değilse yakışıklı olsaydılar! Merdiveni beklemeyip kendim yürümeye başladım. Meriç'den nefret ettiğimi söylemiş miydim? Hayır ne olurdu merdivenle gelse? Merdivenin egosunu taşıyacağına emindim. Arkamdan peşimden geldiklerini belli eden adım sesleriyle birazcık paniklemiştim. Koskoca otoparkta onları nasıl bulacaktım ki?
Arkama bakmadan tedirgince ilerlemeye başladım. Nerdesin Meriç ya?! Biri elimi tutunca paniklerken kulağıma ''Şşşh'' diye fısıldayan Meriç'le ona baktım. Ödümü koparmıştı! Elimden tutmuş ve önüne bakarak ilerliyordu. Bugün elimden 2. tutuşuydu ve tuhaf hissetmeme neden oluyordu. Bunun sebebinin ilk kez bir erkeğin elim tutuyor olması olabilirdi. Arkama baktım. Apaçiler yoktu. Güvende olduğuma göre elimi gayet çekebilirdim ve öyle de yaptım. ''Ne yapıyorsun?'' diye sorum kaşlarım çatıkken. Her istediğinde elimi tutamazdı. Sırıttı ''O apaçileri dövecektim ama kendimden küçükleri dövmemek gibi kurallarım var o yüzden elini tutup senin benimle olduğunu onlara göstermiş oldum. Hem niye çektin ki ne güzel gidiyorduk'' gülümseme isteğimi hemen dururum. Neden gülümseyecektim ki? Arabasına bindik. Gözde arka koltukta oturmuştu. Keyifle gülümsedim bu kez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veliaht
Teen FictionAslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman. Her sabah işkence gibi gelen okul sabahlarımın bir gün çekilebilir hatta halatla çekilir hale gelebileceği uçsuz bucaksız hayalimin uçurum...